- Hz. Aişe’nin (ra) Lakapları -
Lakap bir kimseye asıl adından ayrı olarak sonradan takılan ikinci bir isim; kişinin severek aldığı, onu toplum içinde yücelten ad anlamında lakap güzel görülmüş.
Ancak inananların birbirlerine çirkin lakaplara çağırılmaları Kur’an-ı Kerim’de yasaklanmıştır. (el-Hucurat,49/11)
•Ümmü’l-Mü’minin;
Müminlerin Annesi
Sayfa 45Kitabı okudu
Yıllar sonra Şamlılar Hz. Esma'nın oğlu Abdullah b. Zübeyr'i annesinin lakabı üzerinden ayıp- layarak "Ey iki kuşaklı kadının oğlu" dediler. Bu lakabın ayıplanma sebebi şu idi: Eğer bir hanım kuşağını açmışsa bu hal, bir ahlaksızlık işareti sayılırdı. Bu sosyal kuralı bildiğiniz zaman Hz. Es- manın kuşağını feda etmesinin ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlarsınız. Efendimiz (sas) yapılan işin değerini çok iyi anladığı için böyle bir müjde vermişti. Şamlıların o kınayıcı sözlerini Hz. Esma duyunca oğlu Abdullah'a "Üzülme oğlum! Onların seni ayıpladıkları o iki kuşak nedir bilir misin?" dedi ve hicret yolculuğundaki o hatırasını anlattı. Abdullah b. Zübeyr, annesinden bu sözleri duyunca Şamhlara cevaben dedi ki: "Allah'a yemin olsun ki ben çifte kuşaklı bir kadının oğluyum. Bunda bir ayıp ve kusur yok. Asıl ayıp ve kusur sizdedir"
Sayfa 245Kitabı okudu
Tenbîh
İyiliğin karşılığı kabalıktan başka, yumuşak başlılığın ödülü tekebbür ve bönlükten başka nakış tutmaz ve suret bağlamaz.
Her kime bir hizmette bulunduysan on şiddete hazır olmalı ve her kime yüz yumuşak başlılık gösterdiysen bin kabalık ve kaygıya meydan okuman gerek.
Bir dua ettiğinin elinde pek çok beddua ile bir kere övdüğün birinden on
Bilindiği üzere Abdullah b. Ömer, Hz. Ömer'in oğludur. Ömer b. Hattab'in... Ömerü'l-Faruk'un... Efendimiz (sas), Hz. Ömer'e (ra) Daru'l-Erkam'da Müslüman olduğu ilk gün "Farûk" lakabını verdi. O da o günden son güne kadar hep bu lakabın gereğini yerine getirdi. Bu lakabın gereği ne idi, hak ile batılı, adalet ile zulmü, iman ile inkârı, hidayet ile dalaleti, iyi ile kötüyü, nur ile karanlığı, yani Allah neye güzel diyorsa onu, neye çirkin diyorsa ondan, birbirinden en derin çizgilerle ayırmaktı. Hz. Ömer (ra) bunu yaptı. Onun oğlu olan Abdullah da babasının bu özelliğinden en fazla nasiplenen biri oldu. Öyle ki, Hz. Ömer'in vefatından sonra farûkiyet, Abdullah b. Ömer ile âlemde temsil edildi.
Sayfa 168Kitabı okudu