bana gelince; bir ölü gördüğümde, ölümü, bir gidiş anına benzetirim. ceset ise üzerimizden çıkardığımız giysileri hatırlatır. içimizden biri çekip gitmiş, hem de o benzersiz biricik giysisini yanına almadan.
Birine bağlanabilmesi için kişinin önce kendisine bağlanması gerektiğini kastettim yalnızca. Kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak diğer kişi yalnızlığa karşı sadece bir kalkan görevi görür. İnsan herhangi bir izleyici olmadan da bir şahin gibi yaşayabilirse bir başkasına aşkla bakabilir, ancak o zaman diğerinin varlığının gelişmesini umursar.
Hayatımızda, çok yakın olup da hiçbir şeyin aramıza giremeyeceği bir zaman oldu, bizi sadece küçük bir köprü birbirimizden ayırıyordu. Sen tam üzerine basmak üzereyken sana sordum:’Köprüyü aşarak yanıma mı gelmek istiyorsun?’ -Sense daha fazla gelmek istemedin; sana tekrar aynı şeyi sordugumda sessiz kaldın. O zamandan beri aramıza bizi birbirimizden uzaklaştıran, birbirimize yabancılaştıran dağlar, çağlayanlar ve daha neler girdi; artık bir araya gelmek istesek de gelemeyiz.