"...Sonra sağlam ve açık görüşlü adamlardan oluşan bir ekip kuracağız. İçeri sızmaya çalışan pislikleri aramıza almayacağız. Nanemollalar gerisingeri dışarı atılacak.” "Dışarı atılacak derken beni mi kastettin?” “Canım, tartışma olsun diye söylüyorum." “Bunu tartışacak değiliz. Sen devam et." “Buyruklara uymayacak olanlardan söz ediyorum. Tabii sağlam ve açık görüşlü kadınlara da ihtiyacımız var – annelere ve öğretmenlere. Üşengeç hanımefendilere de, o lanet baygın bakışlılara da yer yok. Zayıflar ve aptallarla işimiz olmaz. Yeni bir gerçek yaşam bu, işe yaramazlar, başkalarının sırtından geçinenler, başkalarına zeval verenler ölmeli. Evet, ölmeliler. Ölmeye razı olmalılar. Yaşayıp ırkı yozlaştırmaları ne de olsa bir çeşit ihanet sayılmalı. Kaldı ki, mutlu olamazlar. +
Bu kederin hiçliği... İnsanların laneti olan pişmanlıkların, küçüklüklerin, zalimliklerin hiçliği, bütün öteki bomboş, özenti hiçlikler... birbirinin eşi değil miydi zaten?
Sayfa 538 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fetih Utancı
"Şimdilerde Balat muhabbetiyle başlayıp, AB fonlarıyla Bi zans İstanbul'unu diriltme programlarıyla devam eden projelerle oluşturulmaya çalışılan İstanbul imajı, bu güzellikleri karartan(!) fetih ruhuna lanet okuyan bir siyasi program gibidir. "Bizim kimliğimiz biraz da İstanbul'dur. İstanbul'u fetheden, bir medeniyet merkezi olarak yeniden dirilten geçmişe sahip ol manın verdiği bir bilinçtir. Bu bilincin anahtarı fetih, mekânı İstanbul'dur. İstanbul adina diriltilmeye çalışılan Bizans ve kozmopolit kimlikler Batının Doğu ile hesaplaşmasının farklı bir boyutudur aslında. İstanbul'un bir 'dünya kenti' olmasını önermek İstanbul'un Müslüman kimliğini reddetmeyi içeren bir siyasal projenin söz cülüğüne soyunmaktır. Dünya kenti İstanbul, farklı kültürleri. dinlerin zenginliklerini yaşatan Müslüman İstanbul'a rağmen arkaik kültürlerin müzesi, ölü bir İstanbul projesidir. 'Dünya kenti İstanbul, İslam ve hatta Türk kimliğinden arın dırılmış bir İstanbul önermesidir. İstanbul'a sahip çıkmanın yolu Fethi idrak etmekten geçer.
Bu kederin hiçliği... insanların laneti olan pişmanlıkların, küçüklüklerin, zalimliklerin hiçliği, bütün öteki bomboş, özenti hiçlikler... birbirinin eşi değil miydi zaten?
... insanların laneti olan pişmanlıkların, küçüklüklerin, zalimliklerin hiçliği, bütün öteki bomboş, özenti hiçlikler... birbirinin eşi değil miydi?
Sayfa 538Kitabı okudu
...Yoldaş başkan kaşlarını kaldırıp onlara baktı fakat hiçbir şey söylemedi. Doğruca evine gitti, iki gün boyunca da dışarı çıkmadı. Üçüncü gün çapasını aldı ve tarlalara döndü. Yüzündeki şişlikler epeyce inmişti. Tarlaya geldiğinde herkes etrafını sardı ve onu soru yağmuruna tuttu. Hâlâ ağrısı olup olmadığını sorduklarında başını salladı. "Acı çekmek o kadar kötü değil de, lanet herifler uyumama izin vermediler. Bu en büyük işkenceydi." Yüzünden yaşlar süzülürken Yoldaş Başkan devam etti: "Nihayet kimin ne olduğunu anladım. Ben size her zaman kendi çocuklarım gibi sahip çıktım, ama benim başım derde girince yanımda sadece şansım vardı. Hiçbiriniz yardım etmeye çalışmadınız."
Sayfa 172 - jaguarKitabı okudu
Reklam
140 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.