Bir haftanın daha sonuna ulaştık. Ülke gündemimiz malumken, sadece XX. yüzyıla özgü değil, sosyal adaletsizliğin hüküm sürdüğü tüm zamanlara dair bir öykü ile geldim bugün.
İsyan, zamansız bir anlatı. Her yaşa her döneme haiz…
Andreas Pum, devletine karşı vatandaşlık görevini yerine getirerek Birinci Dünya Savaşı'na katılmış ve tek bacağını cephede bırakarak dönmüştür. Madalya ile ödüllendirilmiş yine devlet tarafından verilen çalışma belgesiyle laterna çalarak geçimini sağlamaktadır.
Böylece sokaklarda dilenen bir dilenci ya da gününü çalarak geçiren bir hırsız olmaktan kurtulmuştur. Hatta şans yüzüne güler ve evlenir bile.
Tabii ki çoğu güzel günün akşamında olduğu gibi bu büyülü sarhoşluk da sosyal çarkların tersine dönmesiyle bozulur, sarsılır.
Zavallı Pum, bu durumun vehametini kavrar kavramasına ama nedenini anlamakta zorlanır.
#adaletinbumudünya
Anıl Alacaoğlu’nun gediksiz çevirisiyle billur gibi akan bu var-oluş hikayesini isterim ki herkes okusun.
İsyan
