Liste Babil.com'da Türkçe olarak yayınlanmış. Türkçesini bulamıyoruz. Küçük-büyük harf sıkıntısını düzeltmek isterdim lakin uğraşamayacağım, bu listeyi bulmak güç oldu. İngilizcesi ilgililere duyurulur arkadaşlar, buyurunuz. :)
never let me go – kazuo ishiguro
Beni Asla Bırakma
Beni Asla Bırakma
saturday – ian mcewan
Menteşe olayına değinirken bundan çıkarılabilecek dersin yanı sıra, yine aynı olaydan kaynaklanan bir mütalaa daha yürütmek istiyorum, o da şu:
Oturma odasının kapısı, her kapı gibi gerektiği zaman açılıp menteşeleri üzerinde dönseydi-
-Ya da, örneğin, kapı hükümetimizin kendi menteşeleri üzerinde döndüğü kadar ustalıkla dönebilseydi-(yani, zatıâlilerinizin işleri baştan beri pürüzsüz yürümüş olsaydı-bunun haricinde bu benzetmeden vazgeçebilirim)-Onbaşı Trim'in içeriye göz atması ne efendisi ne de kendisi için bir tehlike teşkil ederdi: Babamın ve amcam Toby'nin derin uykulara dalmış olduklarını görür görmez-öyle saygılı bir adamdı ki,-derhal bir ölü gibi sessizce çekilir, onları koltuklarında mutlu rüyaları ile baş başa bırakırdı: Ama ne yazık ki bu mümkün değildi, zira menteşe çok uzun süredir bozuktu ve uzun yıllar boyunca babamın saat başı ona çektirdiklerinden dolayı mustaripti,-bu da onlardan biriydi; babam hiçbir yemekten sonra rahatça kollarını kavuşturup şekerlemesini yapamazdı, kapıyı birisinin açıp onu kaçınılmaz olarak uyandıracağı düşüncesi her zaman zihnini meşgul eder, üstüne bir rehavet çöker çökmez babamla istirahat etme fikri arasına girerek, sık sık söylediği gibi, şekerlemenin bütün şekerini kaçırırdı.
"İşler paslı menteşeler üzerinde dönüyorsa, sorarım size saygıdeğer lordlarım, başka türlüsü mümkün mü?"
Nedir mesele? Kim var orada? diye bağırdı kapı gıcırdamaya başlar başlamaz uyanan babam.-Keşke demirci şu kahrolası menteşeye bir göz atsaydı.
Sayfa 215 - III. Kitap - 1760, XXII. BölümKitabı okudu
"Ey, adil Tanrım! dedim, bavulumu ayağımla bir kenara iterek, Şu dünya malı denen şeyde ne var ki ruhlarımızı bileyip hepimizi sevgi dolu birer kardeş gibi kaynaştıracağı yerde, böyle zalimcesine birbirimize düşürüyor?"
Neden yaşamımı böyle sürdürüp böylece ölemiyordum ben! Sevinçlerimizin ve kederlerimizin adil dağıtıcısı, diye haykırdım, neden bir adam burada huzurun kucağına çöküp de — dans edip şarkı söyleyerek ve dualarını birlikte ederek fındık kurdu bir kızla birlikte cennete gidemez.
"Kişisel bir doyum elde edebilmek için,masum ve âciz bir yaratık kurban etmeye bir kez karar verildiyse eğer,şuradan buradan biraz çalı çırpı toplayıp,kurbanla birlikte sunmak üzere onlara bir ateş yakmak işten bile değildir."
Aşktan, ciddi kimseler ismi yüzünden nefret ederler...
Bencil kimseler bencillikleri yüzünden...
İkiyüzlüler de din adına nefret ederler...
Ve bu kelimenin sırf sedasının, yaşlı-genç hepimize verdiği korku, uğrattığı zarardan on kat büyüktür.
Trakyalılar çocukları doğduğunda ağlarlardı. Ve birisi öldüğünde bayram edip eğlenirlerdi; haklıydılar. Ölüm şöhretin kapılarını açar ve ardından da kıskançlığın kapısını kapar, köleyi zincirlerinden kurtarır; köle sahipliği görevini bir başkasının sırtına yükler.