Kendinden korkmuyor kendinden kaçmıyordu. Kaybolmuş kimliğini, yitik benliğini, yine kendinde buluyordu. Küllerini göre göre yok olacağını bile bile, alevler içinde yandıkça yanan o adam artık yoktu. Kendi ölümünü görmüş , sonra yeniden yeniden doğmuştu. O artık, zümrüd-ü anka olmuştu...
Sayfa 544 - Ephesus Yayınları