Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Library of Meaning

Library of Meaning
@library_of_meaning
Samsun
16 Mart 1998
6 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Eski ruhbilimciler, insandaki dış duyulardan başka, beş de iç duyu kabul ederlerdi. Bunlar bellek (hafıza), sezgi (vahime), imgelem (muhayyile), anımsama (müzekkire) ve düşünme (müfekkire) idi. Bu beş duyu, bir ortak duyuda (hiss-i müşterek) birleşirdi.
Reklam
Eski filozoflara göre insan, bilgi ve bilim yardımıyla nesnelerin gerçekliklerine ulaşarak ve yükselerek töz (cevher) kesilecek olursa, bu etkin akıl basamağına gelmiş ve en yüksek yetkinlik basamağına erişmiş olur. İnsan için belirlenen yetkinlik de budur. Aristo, Eflatun, Hipokrat ve diğer ünlü filozoflar buna inanıyorlardı. (İbn Sina da bu etkin akıldan ileri geçmemektedir.) İbn Rüşd'ün (1120-1198) dediği gibi², insanın yükselerek Tanrı'nın basamağına çıkabilmesi, Mecusî filozofların sözüdür. Bu söz Aristo'ya göre küfürdür.
Nefs de akıllar gibi, cisim ve ci- simsel değildir. Ama cisme bitişik (mukarin) olur. Cisme bitişik olmasından, kendisine karanlık (zulmet) gelmiştir. Bu nedenle, insan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Varlık basamaklarının birincisi, varlığın kaynağı olan Tanrı'nın varlığı basamağıdır. İlk varlık, O'nun varlığıdır. Tanrı'dan ilk olarak maddeden aşkın akılların birincisi olan "ilk akıl" çıkmıştır. Bundan "ikinci akıl" ve "ikinci akıl"dan "üçüncü akıl", dördüncü, beşinci ve bu şekilde akılların sonuncusu olan "dokuzuncu akıl" çıkmış; dokuzda birler basamağı erdiği gibi, bu "dokuzuncu akıl'da da akıllar sona ermiştir. Bunların ilki olan "ilk akıl",Tanrı'ya göre ikinci basamakta ise de, varlıklara göre ilk basamaktadır. Çünkü Tanrı varlıklardan ayrıdır; varlıklardan hiçbir nesnenin nitelikleriyle nitelen- dirilemez.
Bunlara göre varlık, ilk ilkeden, ilk nedenden "birden ancak bir çıkma" ve "saydamdan yoğuna inme" biçiminde başlamış ve devam etmiştir. Varlık kaynağından ilk çıkan (sudûr) ve bu kaynağa göre var olmakta ikinci sırada bulunan nesne, kendisinden çıkan ve varlıkta üçüncü sırada bulunan nesneden daha üstün olmak üzere, bu iniş yayı son bulduktan sonra, çıkış yayı başlar. Çemberin iki ucunun bir noktada birleşmesi gibi, varlık dairesi de bu çıkma, yükselme noktasının sonunda iniş yayının başlangıcı ile birleşir.
Reklam
“Eğer Tanrısız özgürlüğün coşkusunu ve büyümenin zevkini tatmak isteyen ender insanlardan biriyseniz, acıların en büyüğüne karşı kendinizi hazırlamalısınız. Bunlar bir arada gelirler ve asla birbirinden ayrı yaşanmazlar! "
Sayfa 255Kitabı okudu
Ruhunda sükûnete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmelidir ama hakikatin peşindeki insanlar iç huzurundan vazgeçip yaşamlarını bu sorgulamaya adamak zorundadır.
Sayfa 252Kitabı okudu
"Başkalarının kurallarına uymak, insanın kendisini yönetmesinden çok hem de çok daha kolaydır.”
Sayfa 252Kitabı okudu
"Korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler."
Reklam
"Ama biz, kendi zayıflıklarını başkalarına yansıtan ve sonra da yalnızca kendi güçlerini artırmak için onlara yardımcı olur gibi görünen o papaz kılıklı iyileştiricileri iyi biliriz." (Nietzsche)
Sayfa 206Kitabı okudu
“Yüzeyden bakınca göremezsiniz. Dışarıdan bakınca çok iyi bir yaşam sürüyor gibi görünüyorum. Ama biraz derin- lere inerseniz, içimde koskoca bir ümitsizliğin hüküm sürdüğünü görürsünüz. Ne tür bir ümitsizlik diye mi soruyorsunuz? Şöyle diyelim: Zihnime sahip olamıyorum; yabancı ve sefil düşünceler saldırıp zihnimi işgal ediyor. Sonuç olarak kendimi küçük görüyor, dürüstlüğümden kuşku duyuyorum. Karım ve çocuklarımla ilgileniyorum ama onları sevmiyorum!
Sayfa 199Kitabı okudu
Yaşamının bir amacı olduğunu düşlediği ölçüde, erişilecek bir amacın gereklerine uyuyor, özgürlüğünün tutsağı oluyordu.
Son birkaç kuşakta pazarın gittikçe büyüyen etkisi altında ben (öz) kavramı, "Ben neye sahipsem oyum” anlamından, "Ben, olmamı istediğiniz kimseyim" anlamına gelecek şekilde değişmiştir. Pazar ekonomisi içinde yaşayan insan, kendini bir mal olarak hisseder.
Sayfa 161Kitabı okudu
“Düşünceler, duygu- larımızın gölgesidir; ama her zaman daha karanlık, daha boş ve daha sade.”
"Kutsal olan hakikat değil, kişinin kendi hakikati için çıktığı arayıştır! Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal şey olabilir mi?"
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
"Hakikati" diye devam etti Nietzsche, ancak inanmayarak ve kuşku duyarak yakalayabilirsiniz, böyle çocuksu bir tavırla keşke öyle olsa' diyerek değil!"
Sayfa 101Kitabı okudu
"Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir.”
"Benim de kötü dönemlerim vardır. Kimin yoktur ki? Ama beni ele geçirmiş değil. Onlar hastalığımın değil, benim varlığımın bir parçası. İsterseniz şöyle diyelim ; onlarla beraber yaşama cesaretini gösterebiliyorum."