Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir süre önce annemle babamla beraber geldiğimiz yoldan geri gidiyorduk ama onlar yoktu.
... Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
Reklam
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreğı karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi.
“Niye bu kadar meraklısınız deli olmaya peki?” “Çünkü en büyük akıl delinin aklıdır” dedim.
"Geçmişi unut Koy bir kenara Yeni bir sayfa aç Kurtar benliğini dünden Bugünün çocuğu ol Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin Şu anı hiç terk etme ne olur Sonsuza uzanan şu günü, terk etme."
Reklam
Şirazlı Sadi’nin insanı nasıl tarif ettiğini not ettim defterime: “Yek katre-i hunest ve hezar endişe”, yani “Bir damla kan ve bin endişe.” İşte unutmayı başaramayan insanın trajedisi bu sözlerde gizliydi. Ömrünü endişeyle tamamlamaya ve sürekli acı çekmeye mahkûm olan bir zavallı ruh.
Hayvanların tarihselliği yoktu; dün ve bugün arasında bir fark hissetmezlerdi. Bu tarihsel bilinç insana özgüydü ve hayvanları kıskanmamız için bir sebepti. İnsanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi. Mutlu olabilmenin tek şartı “unutmayı” başarabilmekti.
Her şeyi bırakıp uzaklara gitme isteği büyüyordu içimde.
Reklam
Her şeyi bırakıp uzaklara gitmek isteği büyüyordu içimde..
İnsan ancak acı çekerek olgunlaşır.”
Artık hayatta hiçbir şeye şaşırmayan bir hali vardı.
Ona bakarken Mevlânâ’nın dizeleri gelmişti aklıma: ‘Bu aşka ilahi diyemem korkarım / İnsani diyemem utanırım.’ ”
...mesele orantı, renk, boy falan değildi, başka bir şeydi. Neydi bilmiyorum ama yüzüne bakınca insanın içinden ağlamak geliyordu.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.