Kirpiklerinin ömrüme açtığı yolda yaptım bütün kavgalarımı. Söze inandım, gövdene ondan çok. Dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu. Alışkanlıklara yenilmedim ben, seni bir alışkanlığa dönüştürmek istemedim yalnızca.
Son zamanlarda eylemlerimi ve düşüncelerimi herhangi bir ahlaki ölçüyle değerlendirmekten neredeyse tiksinir oldum. Başka bir şey yönlendiriyor beni...
bilinmeyen güçlere yakalanmış
ve hiçbir yerine bir şey olmadan serbest bırakılmıştı. O bilinmeyen güç kendisini bıraktığı anda, bilinmeyenin verdiği dehşeti de unutuvermişti.
En azından insanlar gibi düşünemiyordu. Aslında kimi durumlarda tıpkı insanlar gibi kesin ve doğru sonuçlara varabiliyordu. Neden ve niçin olduğunu sorgulamadan olayları kabulleniyordu. Gerçekte bu bir sınıflandırmaydı. Bir şeyin niçin öyle olduğu onu rahatsız etmiyordu. Nasıl olduğu önemliydi onun için.
Ama asıl düşmanlığı insanoğluna yönelmişti. Çünkü insan, yaratıkların en hareketlisi, durağanlığa karşı en başkaldıranıydı. Öyleyse ilk önce onun başı ezilmeliydi.