Köyün batı yakasına vardığımda, Youqing’in mezarı başında oturdum. Gece gökyüzü kaplara olurdu ve ben ölmüş oğlumla konuşurken rüzgâr usul usul yüzüme doğru eserdi. Kelimelerim, sanki benim ağzımdan çıkmıyormuş gibi, rüzgârla beraber uçup giderdi. Gece yarısına kadar orada oturur, sonra eve dönerdim.