Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Adamdaki aşka bakın
Gerçekten bu iki yılın sekiz ayını geçirdiğim Cerrahpaşa Psikiyatri Kliniğinde -çifte jandarma refakatinde olduğum halde- “Lozan Zafer mi Hezimet mi” isimli eserimin ikinci cildini telif ettim.
Kamuoyunda çok tartışılan Lozan'ın bir zafer mi, hezimet mi sorusu..... Lozan ne bir zafer ne bir hezimettir. Musul ve Boğazlar konusunda tavizler verilmek zorunda kalındıysa da, kapitülasyonları kaldırılarak ve azınlık hakları nedeniyle içişlerine karışılmasının önüne geçilmiş...
Reklam
Lozan Antlaşması zafer mi hezimet mi?!))
Hâlâ bu antlaşmanın zafer mi, hezimet mi olduğu konusunda tartışmalar devam ediyor. En doğru sözü tarihçiler söylüyor: Lozan bir uzlaşmadır. Yeni Türkiye hukukunu kabul ettirmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nın yenik devletleri içinde kendisine dikte edilen Paris Antlaşmaları dizisinden Sevres'i kabul etmeyen bir devlettir. Bu antlaşmayı aslında Osmanlı Hükümeti de kabul etmiş sayılmaz, çünkü ortada bir meclis yoktu. Anadolu Hükümeti, kendi şartlarını dikte ederek kabul ettirmiş ve büyük bir uzlaşma sağlanmıştır.
Sayfa 153 - Kronik KitapKitabı okudu
Lozan Antlaşması
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Devleti’nin hem sınır hem müesseseler hem de hayatı bakımından kuruluşunu tayin eden çok önemli bir antlaşmadır. Hâlâ üzerinde zafer mi, hezimet mi diye kavgalar devam ediyor. En doğru sözü tarihçiler söylüyor: Lozan bir uzlaşmadır.
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Devleti’nin hem sınır hem müesseseler hem de hayatı bakımından kuruluşunu tayin eden çok önemli bir antlaşmadır. Hâlâ üzerinde zafer mi, hezimet mi diye kavgalar devam ediyor. En doğru sözü tarihçiler söylüyor: Lozan bir uzlaşmadır.
Sayfa 260Kitabı okudu
Lozan Zafer miydi Hezimet mi?!
Yıllar önce Kudüs çalışmalarım için on günlüğüne bu şehre gelmem gerekti. Havalimanından Kudüs'e geçtim. Günler öncesinden TİKA yetkilileri ile görüşmüş, Kudüs araştırmalarımda yardımcı olmalarını rica etmiştim. Sağ olsun TİKA Kudüs Sorumlusu Bülent Bey beni kırmamış ve otele yerleştiğim akşam ziyaretime gelerek Başkonsolos Bey in beni akşam yemeğine davet ettiğini iletmişti. O akşam üçümüz saatlerce son derece aydınlatıcı bir sohbet içindeydik. Konuşmanın bir yerinde Başkonsolos Bey'in serzenişleri hâlâ kulağımdadır. "Talha Bey şu an Kudüs'te hiç dikkate almayacağınız Hindistan'ın bile dönümlerce arazisi, birçok binası varken Türkiye'mizin bir karış toprağı, bir tapulu dairesi dahi yok!" demişti. Fakat bu nasıl olurdu? Biz, Yavuz Sultan Selim'in Kudüs'ü fethettiği 1516 yılından, bu şehri terketmek zorunda kaldığımız 1917'ye kadar bu şehirde tam 401 sene kalmıştık! Sadece Mescid-i Aksa civarında gözünüze takılan her on yapıdan sekizi bize ait yani bizim yönetim yıllarımızın eserleri. Eski Şehir'in sokaklarında elinizi sallasanız onlarca Osmanlı-Memlûk eserine çarparken bu söz de neydi böyle? Sonra acı gerçeği öğrendim. Biz Lozan Barış Antlaşması'nda Türkiye olarak bize çizilen sınırlar dışındaki bütün haklarımızdan vazgeçmiştik! Hatta bir daha hak iddia etmeyeceğimize dair söz bile vermiştik!
Reklam
"Lozan zafer mi, hezimet mi?" sorusuna sağlıklı cevap verebilmek için Lozan'ın imzalanmadığı takdirde hangi hükümlerin geçerli olacağını incelemek gerekir. Lozan imzalanmamış olsaydı Türkiye için Sevr Antlaşması'nın hükümleri geçerli olacaktı.
Sayfa 205Kitabı okudu
Türk kalbi bugün şanlı bayrağının, şanlı gölgeleri haricinde kalan muhtelif Türklerin iftirakından müteessirdir.
..bu kıtanın evladı nasıl olur da öteden beri onları imha etmek siyasetini kullanmadan başka birşey takip etmeyen zâlim, imhâkâr ve bir devlete bila kaydü şart teslim edilir. Nasıl..
Fransız mezarlığı
Onların ölülerinin mevcut olduğu bu yerlerde bizim de yüz binlerce şehidimizin kanları ve kefenleri mevcuttur. Biz bu mücadele topraklarında karşımızdakilere karşı, vatanımızı istilâya gelmiş olanlara karşı bu imtiyazları vererek bu sehitlerin aziz hatırasını nasıl rencide edebiliriz?
Reklam
Rica ederim benimle beraber tekrar haritayı göz önüne getiriniz. Bu adalar Anadoludan kopmuş güzel birer parçadır. Ben bu adaların güzelliğinden, servetinden, oradaki Türk hayatının yaşattığı abidattan bahsetmiyeceğim, Rica ederim, bir kere daha haritaya bakınız! Bu adalar yabancı ellerde bulundukça bizim sahillerde yaşamak imkânı var mıdır? Sahillerimizin temini âsâyişi için edeceğimiz mütevali fedakarlıklar bu adaların zap-ü raptından daha ziyade güç olacaktır.
..elimizin imzaladığı kalbimizin imzalamadığı zamanda o tasdik hakiki değildir. Biz ana topraklarımızın haricinde kalan Türklere bahusus en yakın zamanlara kadar bizimle beraber aynı bayrağın gölgesinde yaşayan Türklere icabeden emniyet bahsedilmedikçe, onlar topraklarında hür ve mesut yaşamadıkça bu muahedeyi yine imza edebiliriz. Fakat ellerimiz bunu kerhen imzalar. Fakat kalbimiz asla buna razı değildir.
433 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.