Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitap da geçen bu yazıyı buraya mutlaka bırakmalıyım. Lütfen Okuyun.
“Herkes hayattan bir şey almak ister ama ona bir şey ver­mek istemez. Çoğu kimse hayata menfaatçi, zorba ve asalak olarak atılır. Hayatın anlamını bu asalaklıkta ararlar. Böyle bir hayat anlayışı uzun yıllar boyunca acı içinde ço­cuklara aşılanır. Kimler aşılar? Anne-baba!.. Bu telkinlerle yetişen çocuklar, büyüdüklerinde zorba, aç gözlü, şehvet düşkünü, tembel ve vurdumduymaz olurlar. En sonunda artık hiç kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağ­lılık duymayan duyarsız gençler olur çıkarlar. Bu tiplerde ül­keye, millete karşı sevgi, yüksek düşüncelere ciddi uğraşlara saygı uyanmaz. Anne ve babalarını da içtenlikle sevmezler. Ne ekerseniz, onu biçersiniz.! Ne pişirirseniz, onu yersi­niz! Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi hâline bırakırsanız, orada ısırgan otları ve dikenler ye­tişir. Anne-babaların, çocuklarının beyinlerini ve kalplerini işle­meden kendi hâline bırakmaları, akla ve vicdana uygun değil­dir. Hatta böyle bir ihmal, ahlâksızlıktır, cinayettir. Çünkü çocukların iyi terbiye görüp görmemesi meselesi, yalnız anne-babayı ilgilendiren bir mesele olmayıp, aynı zamanda top­lumu ve devleti de ciddi bir şekilde ilgilendiren hayatî bir me­seledir. İstediğiniz kadar mükemmel anayasalar yapın. Özgürlük­ler alanında da halka dilediğiniz kadar haklar tanıyınız. Sos­yalizmin veya liberalizmin sihirli gücüne dilediğiniz kadar inanın. Eğer çocuklarınız gerektiği şekilde eğitim almazlarsa hayata bir hiç olarak atılırlarsa, yasalar ve bütün sosyal hak­lar var olmasına rağmen toplumsal hayat yine de sönük ve ruhsuz olacaktır.”
Hayat YayınlarıKitabı okudu
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Reklam
- İşte, Andryuşa, okuyun babamın makalelerini, - dedi bir broşür ve fasikül yığını uzatarak.- Muhteşem makaleler. Harikulade yazıyor. - Tabii ya, ne demezsin! -diyordu arkasından içeri giren Yegor Semyonıç zorlama bir gülümsemeyle; utandığı belliydi.- Söylediklerine kulak asma lütfen ve hiç okuma! Ama uyumak istiyorsan başka tabii: Mükemmel bir uyku ilacı çünkü.
Biraz uzun ama lütfen okuyun
Allah'ın veli kullarının ( evliyaullah ) müşahede ettikleri ve buldukları manevi birikimlerden ( el-mevacid ) ve sırlardan ( el- essar ) gerçekleştirmiş oldukları şeylerin bir sonucu olarak getirdikleri şeylerin sadece bir kısmını tasdik eden felsefecilerden ve kelamcılardan fikri nazariye sahipleridir , yani durmadan akılcı spekülasyon yapanlardır. O bilgiler içerisinden kendi görüşlerine ve bilgilerine uygun olanı kabul edip " Bu doğrudur " diyerek tasdik ederler ; kendi görüşlerine ve bilgilerine uygun olmayanı ise redderler , inkar ederler. " Bu bizim delillerimize ters düştüğü için yanlıştır " derler. Oysaki bu zavallıların getirmiş oldukları delillerin hiçbir sağlam dayanağı yoktur ; ama onlar kendi görüşlerinin en mükemmel görüş olduğunu düşünmekten geri durmazlar. Öyleyse , durum böyle olduğuna göre , bu sözü asıl sahibine , ehline bırakmak uygun olmaz mı ?
İz YayıncılıkKitabı okudu
Lütfen duymak için okuyun.
. Benim bildiğim bu. Yüzde 40, 50 ve hatta 80 ile yetinmeyin. Bir ilişki çok küçük, çok sıkı ve hatta biraz cızırtılı olmamalıdır. Suçlu vicdan veya rahatlık ya da arzu anı nedeniyle dolabınızda yer kaplamamalıdır. Beni duyuyor musun ? Senin için mükemmel olmalı. Kalıcı olmalı. Bekle. yüzde 100 bekle ! .
BEKAR BİR ARİSTOKRAT Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
Reklam
BEKAR BİR ARİSTOKRAT Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.