Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M.Y.

M.Y.
@m_y_1903
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor.
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Eğitimci
Marmara Üniv - Gaziosmanpaşa Üniv.
247 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
İngiltere'de bir kral ve kraliçe, Fransa'da bir kral ve kraliçe, çevrelerinde ise her şeyin yolunda olduğunda ve sonsuza dek böyle kalacağından emin olan soylular... Çevrelerindeki küçük yaratıkları çoğu kez nedensiz yere ezip geçmelerinin olağan sayıldığı bu ülkelerden birinde, "ufak yaratıklar" bu adaletsizliğe dur diyebilmek için içten içe büyürken, soylular giyotine kellerini teslim edeceklerini akıllarından bile geçiremezlerdi. Üstelik giyotinin ne olduğunu bile bilmeden.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,5bin okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
"Öğretmenimin gönlümü ısıtan gülüşünü görmeye, bilgi veren sesini duymaya can atardım." Eğitime, öğretmene değer verilmeyen daha doğrusu gerek olmadığına inanılan bir köyde, Duyuşen adlı öğretmenin -ki mesleki alanda fazla bilgisi olmayan birisidir kendisi- o köyde yaşayan çocukların tek kurtuluş yollarının eğitim olduğunu fark
İlk Öğretmenim
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20187,3bin okunma
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Gurul da senin gibi düşündü anlaşılan. 'Bayram fukaranın biri, sesini çıkaramaz, çıkarırsa da bastırırız.' dedi." Deli Haceli adında bir zalimin Kara Bayram adında bir mazlumun, fukaranın hakkını yemesiyle başlayan bu eser; Bayram'ın, annesi Irazca ile birlikte hakkını arama serüvenin konu edinmektedir. ÖZET: Deli Haceli ve karısı
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20215,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Garbın ruh iklimi bana çok soğuk geldi, şark ikliminde sükun ve şifa arıyorum." **Garb: Batı, Şark: Doğu* II. Abdulhamit döneminden portreler yansıtarak Rabia isminde muhafazakar bir kız ile eski bir papaz olan Peregrini arasındaki aşkı; Doğu - Batı sorunsalı üzerinden işleyen bu eserin en dikkat çekici yanı, II. Abdülhamit döneminin İstanbul’unu her zümreden insana yer vererek anlatmasıdır. Fakir kenar mahallesi, zengin konakları ve saray çevresiyle. Ayrıca kahramanlara yüklediği rollerle de dönemin siyasi ve toplumsal sorunlarına da dikkat çekmektedir. Örneğin; sıradan insanlar, devrimci bireyler, yozlaşan tabaka, saray çevresi gibi rollere sahip bireylerin olması buna örnektir. Halide Edib romanda bir kadının kendi ruh çatışmalarının yanı sıra din etkisiyle kalbi ve aklı arasında karar verişini anlatıyor. (Özgür Yayınları, 7.Baskı)
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,5bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
"SOKRATES: Sevgili dostum! Doğrunun ne olduğunu öğrenebilmek için çırpınıp duruyorum." Platon'un diyaloglarından birisi olan "Kratylos", "Adların Doğruluğu" şeklinde ifade edilmektedir. Adların ait olduğu şeyle ilişkisi, nasıl verildikleri, kökenleri ve doğrulukları üzerine yazılmış olan bu eser; özellikle dilbilim alanının ortaya çıkmasıyla birlikte dilbilimciler tarafından inceleme konusu olmuştur. Dilbilim alanında önemli bir kaynaktır. Ancak sanırım böyle eserlerin orijinal dillerinde okunması, eserin kavrama ve anlamladırma sürecinde daha etkilidir. Çünkü bazı kelimeler özellikle Türkçeye çevrilmediği için metinden bazen kopmalar meydana gelmektedir. Say Yayınları, 1.Baskı
Kratylos
KratylosPlaton (Eflatun) · Say Yayınları · 2015261 okunma
Reklam
230 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Bir ülkeyi yalnız orduları değil, fikir adamları, şairleri, ressamları da korur. Bilgi ve sevgi de bir koruma vasıtasıdır. Hem de en güzel, en tesirli koruma vasıtası." "Kültür" ve "Dil" kavramlarının bir milletin varoluşu ve gelişimi açısından önemini dile getirmeyi amaçlayan bu eser, Mehmet Kaplan hocanın uzun bir zaman diliminde kaleme aldığı makalelerinden oluşmaktadır. Kitabın içerisinde yer alan Öz Türkçe - Osmanlıca tartışmaları, dil devrimiyle ilgili bize farklı bakış açıları kazandırmaktadır.
Kültür ve Dil
Kültür ve DilMehmet Kaplan · Dergah Yayınları · 20201,389 okunma
128 syf.
5/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
"Ne ölüyüm ne sağım." Monotonluk sevmeyen, hayata neşeyle, umutla ve sevgiyle bakan insanların kesinlikle OKUMAMASI gereken bir eser. Okuduğum ilk Yusuf Atılgan romanı ve sanırım sonuncusu olacak.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,8bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Şüphe yok ki,tekniğin zamanımızda büyük bir önemi vardır ve onu ilerletmeye çalışmak da vazifelerimiz arasındadır. Ancak okuldan insanı kovarak sadece tekniği geliştirmek ve insanı tanıtacak olan ilimlerden de insanı çıkarmak, tekniği insanın üstüne yükselttikten sonra tekniğin ayakları altında ezmek insanın ve insanlığın yükselişi değildir. Bu, insanın yıkılışıdır ve insanlığın yıkılışı bu felaketli adımdan doğacaktır. " Nurettin Topçu'nun makalelerinden oluşan bu eserde, eğitim tarihimizde bundan 40-50 yıl öncesinde var olan sorunlar (Bu sorunlardan birçoğu halen devam etmektedir.) irdelenip bu sorunların çözümüne yönelik alternatif yollar öne sürülmektedir. Kitap içerisinde ele alınan konuların(sorunların) eğitim açısından eski olmasına rağmen birçoğunun da halen güncel eğitim sorunlarımız olarak karşımıza çıkması gerçekten çok üzücü bir durumdur. Kitabı okuduğumuz zaman, eğitim konusunda eski yıllarda yapılan hataların bizlerin şuan ki eğitim hayatımızda zorlanmamıza sebebiyet verdiğini görmekteyiz. Topçu'ya göre eğitimimizi; ne Doğu'nun dogmalarına ne de Batı'nın maddeciliğine göre düzenlemeliyiz. Yapmamız gereken kendi kültürümüzden, kendi inançlarımızdan yola çıkarak, insancıl yönümüzü merkeze alarak çağın gereklerine uygun bir şekilde düzenlemektir. Eğitimi sadece diploma avcılığı olarak görmeyecek, ilmin önemini kavrayacak nesillerin yetiştirilmesi adına bütün öğretmenler ve öğretmen adaylarının bu eşsiz eseri okuması gerektiğini düşünüyorum. Dergah Yayınları, 4.Baskı
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20164,637 okunma
202 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"Gizli mezhep kuvvetlerinin geri çekilmesini istiyorum. Burada konserve yemekten ve kitap okuyamamaktan bıktım. Söz veriyorum: Bana eski durumum bağışlanırsa, evi saksılarla dolduracağım ve böceklerin evi istila etmesi pahasına, yerlerin ıslanması pahasına onlara bakacağım. Tabiatı seveceğim, insanları seveceğim, yurduma yararlı olmaya çalışacağım, hiçbir düzene karşı çıkmayacağım. Herkese güler yüz göstereceğim, evleneceğim, çocuk yetiştireceğim, onların altını değiştireceğim, gece uyutmak için sabırla masal anlatacağım, dedikoduları dinlemeyeceğim, ilgi göstereceğim, ilgi! " Korkuyu Beklerken, kendini çevresinden soyutlayan, yalnızlığın en dip noktasına ulaşan, insan ilişkilerindeki çıkar önceliği karşısında kusan, bunlara karşı yapabildikleri tek şey olan topluma yabancılaşmayı, en uç noktaya kadar yaşayan kahramanların yer aldığı hikayeleri barındırmaktadır. Oğuz Atay'ın yazın dünyasını anlamak açısından okunması gereken ilk kitabının bu olduğu savını benimsiyorum. Eğer Oğuz Atay okumaya bu eserle başlarsak Tutunamayanlar'ı daha sağlam temellere oturtacağımızı ve böylece eseri anlamlandırma ve yorumlama sürecinde daha doğru bir yol izleyeceğimizi düşünüyorum. İletişim Yayınları, 35.Baskı
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,4bin okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
"Geleneksel okullar, öğrencilerin akademik çalışma yapmaktan zevk almasıyla ilgilenmez. Bu okullarda, tümüyle zevksiz iş yapmaları için öğrencileri zorlamak kesinlikle kabul edilebilir bir davranıştır. Böylece, bir yığın şeyi, sınavdan birkaç gün sonra unutacaklarını hem kendileri hem de öğretmenleri bilse de, ezberlemek zorunda kalırlar." Bu eserde, William Glasser tarafından ortaya atılan "Kaliteli Eğitim" kuramında(okullarında) kendisine yer bulan profesyonel öğretmenin görevleri üzerinde durulmuştur. Öğretmen bu sistemde patronca değil liderce görevler üstelenir. Kaliteli eğitimin öğretmenleri hep liderlik yaparlar, asla patronluk yapmazlar".(s.1) Öğretmen, öğrencisine bilgiyi ezberletmek yerine elde edilen bilgiyi, bireye yaşamının geri kalanında nasıl ihtiyacı olduğunu göstermelidir. Bunun için öğretmen ilk önce şunun farkında olmalıdır: Öğrenciye hayatında işine yaramayacağını düşündüğü bilgileri öğretmemelidir. Böylece öğrenciler bilgi sadece ders geçmek için bir araç olarak görmeyip hayatlarının devam için bir amaç olduğunun farkına varacaklardır. Ödül - Ceza uygulamasını ret eden Glasser, bunun yerine "Denetim" kuramının önermektedir. Bu kuramda öğrenciye yaptıkları yüzünden ceza verilmesi yerine daha çok kendisini kontrol etmesini ve bunu yapamadığı sürece karşısına çıkacak sorunlardan kendisinin sorumlu olduğunun vurgulanması gerektiği öne sürmektedir. Beyaz Yayınları, 1.Baskı
Kaliteli Eğitimde Öğretmen
Kaliteli Eğitimde ÖğretmenWilliam Glasser · Beyaz Yayınları · 200018 okunma
Reklam
350 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Sen bugün burayı böyle gördüğüne bakma Emin Beyim! Burayı adam eden köylüdür! Irıza'yla Battal önümüze düştü de, öyle adam oldu buralar!" Anadolu'nun ot bitmez, çorak bir köyünü(Tozak) Rıza adında bir öğretmenin kontrolünde bağ ve bostan sahibi yapan bu eser, Anadolu köylüsünün tembel olmadığını aksine kendisine verilecek gerekli
Kaplumbağalar
KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,454 okunma
92 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Ben kendi hayatının sorumluluğunu taşıyabilen insanları severim. Başkalarını kendine acındıran, sonra da disiplinsizlikten okuldan atılan tembelleri değil. Okuldan nefret eden 13 yaşında bir çocuk (Gregorie), çocuklarının yeteneğinin farkında olmayan ebeveynler ve torununa hayat yolunda arkadaşlık etmekten mutluluk duyan bir dede... Kitap okuldan nefret eden bir çocuğun okulu sevme sürecini anlatmaktadır. Verilmek istenen mesaj: Her bireyin kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre eğitim görmesidir. Böylece yeteneklerini değerlendirmenin yolunun okuldan geçtiğinin farkına vararak okulu daha çok sevmeye başlayacaklardır. Bence eğitimin nasıl olması gerektiği konusunda tartışmaların bir türlü bitmediği güzel ülkemizde bütün ebeveyn ve eğitimcilerin okunması gerek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Günışığı Kitaplığı, 7.Baskı
35 Kilo Tembel Teneke
35 Kilo Tembel TenekeAnna Gavalda · Günışığı Yayınları · 2004647 okunma
270 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Yıldırım'ın sözleri geliyor aklıma "O kız, ayaklarını yerden kesti, çoktan unuttuğun bir dünyaya götürdü seni..." Bir istihbarat elemanı olan Sedat'ın sevgilisini arama serüvenini ele alan Sis ve Gece adlı eser, etkileyici ve akıcılığıyla okuru merak içinde bırakan, kaybolan sevgiliyi (Mine) bulmak için elde edilen her ipucundan sonra "Mine şu an nerede? Mine yaşıyor mu? Yoksa öldü mü? " gibi sorularla düşündürmeye sevk eden müthiş bir polisiye roman. Kaybolan sevgiliyi arama sürecinde Sedat'ın ailesiyle ilişkisi, istihbarat teşkilatı içerisindeki çekişmeler, sol örgütler içerisindeki anlaşmazlıklar, hücre evlerine yapılan baskınlar, dolandırıcılık, çocuk istismarcılığı yapanlar gibi geniş bir yelpazesi olan eser heyecanımızın doruklara ulaşmasına olanak sağlıyor. Romanda eleştirebileceğim tek bir nokta buldum. O da: Zihinsel engelli bir çocuk olan Maria adlı karaktere yönelik söylenen "Zeka özürlü", "Geri zekalı" gibi yakışıksız olduğunu düşündüğüm ifadelerdir. Everest Yayınları 57.Baskı
Sis ve Gece
Sis ve GeceAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201318,8bin okunma
426 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
"Dilini unutan kavimlerin tarihten adları bile silinir gider. Anadolu, böyle yok olmuş kavimlerin binlerce yıl sonra kazılarda bulunan çanak çömlek kırıntıları ile doludur." Bir adam düşünün, Batı'nın 300 yılda en geç yaşta (26) profesörü olsun. Hem de Kimya ve Fizik alanlarında. İşte o adam Oktay Sinanoğlu... Ancak bu adamın birilerine
Bye Bye Türkçe
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,906 okunma
699 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Bu İngilizler, Çanakkale'yi ne çabuk unuttular?" "Unutmamış olacaklar ki, Yunanlıları üstümüze saldırtıyorlar." İzmir'in işgali sırasında ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin ile başlayan Kalpaklılar romanı, Kurtuluş Savaşı'nın örgütlenme (düzenli ordu kurma) evresini destansı bir şekilde anlatmaktadır. Örgütlenmenin oluşturulma sürecinin anlatılması sırasında sadece Anadolu'ya bağlı kalınmaması yani İstanbul'un da anlatılması -özellikle de istihbarat safhası- bence romanın en dikkat çekici unsurudur. Bu sayede Milli Mücadele'nin her iki taraf açısından da nasıl algılandığı konusunda yorum yapabilmek mümkün. Hasan Tahsin ile başlayan bağımsızlık hareketi, Kuvayi Milliye ruhu, iç ayaklanmalar, Kuvayi Milliye'ye karşı oluşturulan örgütlenmeler, İstanbul hükumetini olaylara yaklaşma tarzı çok iyi bir şekilde irdelenmiştir. Romanın "Kalpaklılar" olan ismi tamamıyla bir semboldür. Romanda, padişah yanlıları başlarına taktıkları sarık, Kuvayi Milliye yanlıları ise başlarındaki kalpaklarla tasvir edilmiştir. Yukarıda belirtiğim gibi Kalpaklılar, Kurtuluş Savaşı'nın örgütlenme sürecini anlatırken bu romanın devamı niteliğinde olan Doluzdizgin'in ondan sonraki süreci ele almaktadır. (Dünya Kitapları 1.Baskı)
Kalpaklılar
KalpaklılarSamim Kocagöz · Literatür Yayınları · 2021635 okunma
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.