Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babillilerin ünlü astronomisi, yıldızlara tapan Babillilerin dinine dayanıyordu, bu dinin ve pratiğin hizmetinde idi. Yıldızlar üzerinde yapılan inceden inceye gözlem güneş ve ay tutulmalarının hesaplanması, hep dinî-pratik amaçlar içindi. Burada da Yunanlılar, Babillilerin zengin gözlem gereçlerinden yararlanmışlar, ama sonunda, bu pratiğin emrindeki dağınık gereçlerden- Anaximandros’tan Ptolomaios’a kadarki çalışmalarıyla-, gökyüzünün bilimsel bir görünüşünü çizen bir teori kurmuşlardır.
"Bağırsak sesimiz kırılır Sussak aşikardır sonumuz"
Reklam
Vardır hûzura söyleyecek bir sözüm onu Adâ kaçan uyur o zamân söylerim sana
O fitne ki onu Hârût uyardı Bâbil'de Siyâh gözlerinin hâb-ı âremîdesidir Sevgili ile âşıkları arasındaki bu macera tam bir fitne halidir. Dolayısıyla Hârût ile sevgili fitne çıkarmakta da birbirlerine benzerler.
Macit orada idi, fakat yanında bir kadın vardı; Neriman sevinçten kedere süratle geçmenin baş dönmesiyle durakladı.
- Samimî olamayız, hiç kimse tam bir surette samimî olamaz; en samimî insanlar kimlerdir, bilir misiniz? Vahşiler! - En tabiî insanlar da onlar değil midir? diye sormuştu, Neriman. Macit demişti ki: - Meselâ.. karşımızdakini istemeyerek methetmeye mecbur olduğumuz zaman, sesimize, bakışımıza filân.. bir istihza dolar. Yalnız sözlere ehemmiyet veren bir insan bunları anlayamaz.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Arka kapak yazısı Mehmet Rauf'un ikinci romanı Ferdâ-yı Garâm, Eylül'ün bir bakıma ön çalışması niteliğindedir. Derin ruh tahlillerine girilen kahramanlar, hayattan beklediklerini bulamamış, mücadele gücü zayıf, melankolik kişilerdir. Sermet ve Macit birlikte büyümüş iki kuzendirler. Sermet okuduğu kitapların da etkisiyle dünyaya ve çevresine uyum sağlamakta zorlanmaktadır. Babasının memuriyeti nedeniyle ailesinden ayrı, amcasının evinde yaşamak zorunda kalan Macit ise bu ayrılığın hıncını Sermet'ten çıkarmak arzusundadır. Aralarındaki kavga ve didişmeler yerine yavaş yavaş farkına varacakları aşka bırakır.
Neriman samimiyeti müdafaa etmişti, Macit bu fikirde olmadığını söylüyordu. -Samimî olamayız, hiç kimse tam bir surette samimî olamaz; en samimî insanlar kimlerdir, bilir misiniz? Vahşiler! -En tabiî insanlar da onlar değil midir? diye sormuştu, Neriman. Macit demişti ki: -Meselâ.. karşımızdakini istemeyerek methetmeye mecbur olduğumuz zaman, sesimize, bakışımıza filân.. bir istihza dolar. Yalnız sözlere ehemmiyet veren bir insan bunları anlayamaz.
Sayfa 106Kitabı okudu
فکر باريک ازسپه بهتر محافظ ملک را دام مويين آهنين ديوار برين دانه است {Memleketi korumada ince düşünce, ordudan daha iyidir. Bu tane için kıldan yapılmış tuzak, demirden duvar gibidir.}
Macit demişti ki: - Meselâ.. karşımızdakini istemeyerek methetmeye mecbur olduğumuz zaman, sesimize, bakışımıza filân.. bir istihza dolar. Yalnız sözlere ehemmiyet veren bir insan bunları anlayamaz.
Sayfa 106Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.