PLATON'UN MAĞARASI
Hayatlarını hiçbir şeyden şüphe etmeden geçiren insanların durumunu düşünce tarihinde en açık şekilde anlatan düşünür meşhur "Mağara Benzetmesi" İle Antik Yunan filozofu Platon'dur.
Platon, bu benzetmesinde bizden bir yer altı mağarasında yaşayan birtakım insanlar düşünmemizi ister. Bu insanlar, dışında en küçük bir ışığın girmediği bu büyük yer altı mağarasının en dibinde ellerinden, ayaklarından ve boyunlarından zincire vurulmuş olarak oturmaktadırlar. Bu yüzden yalnızca önlerindeki duvarı görebilmektedirler. Onların arkalarına uzun ve büyük bir perde çekilmiştir. Perdenin gerisinde ise birbirleriyle konuşarak koşuşturup duran insanlar bulunmaktadır. Bu koşuşturan insanların arkasında büyük bir ateş bulunduğu için onların gölgeleri duvara vurmaktadır. Zincire vurulmuş insanlar, perdeden duvara vuran gölgeleri gerçek sanmaktadırlar, aslında arkadan gelen insan seslerinin duvardaki gölgelerden geldiğini düşünürler. Onlar bütün hayatları boyunca görüp durdukları bu gölgelerin gerçek olmayabileceğinden en küçük bir şüphe duymazlar.
Platon bu noktada bir teklifte bulunup, bizden bu kez "bu mahkûmlardan birinin prangalarından kurtarılarak, yüzünün geriye, ışık kaynağına çevrilmesinin sağlandığını" düşünmemizi ister. Eski mahküm bu yeni duruma, muhtemeldir ki uyum sağlamayacaktır, onun gözleri kamaşacak, hatta belki de kör olabilecektir. Platon'un yorumuna göre insanın alışkanlıklarını terk etmesi çok zor olduğu için, o eski yerine, zincirlerine dönmek isteyecektir.
Ahmet Cevizci, Felsefeye Giriş, sayfa 11