Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sultan İbrahim, Osmanlı tarihinin mağdur padişahlarından biridir. Askeri ve siyasi bir ihtilal sonucu tahttan indirildiği için, hakkında söylenenlere şüphe ile yaklaşmak gerekmektedir. Kendisini kötü bir şekilde öldürenler, yaptıkları işe meşruiyet kazandırmak için ona "deli" damgası vurmuşlardı. Fakat bu damga, Sultan İbrahim'in saltanatı boyunca meydana gelen olaylarla tam bir tezat teşkil et- mektedir. Yani Sultan İbrahim döneminde yapılan icraatlar, kendisine vurulan deli damgasının aksine, aklı başında bir insanın yaptığı şeylerdi...
Sayfa 57 - Akçağ
TCK, fail ile mağdur aynı kişi olamaz demiş. Neşet Ertaş ise "Kendim ettim, kendim buldum" demiş.. Biz Neşet Ertaş'a inanıyoruz..
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Psikolog Desteğine Ölesiye İhtiyaç Duyan Bir Ailenin Uçlarda Gezen Hikayesi
Bir aile düşünün, aile bireylerinin hepsi çok mutsuz ve sürekli kendi içlerinden söylenip duruyorlar. (Asla birbirlerine gerçekleri söylemiyorlar.) Kitabın her bir bölümünde bir kişiye ait bu söylenmeleri okuyoruz. Kitabı okurken her seferinde kendinizi kahramanlara hak verme ve olanları değerlendirme pozisyonunda buluyorsunuz. Kişilere hak vermeseniz bile neyi neden yaptıklarını daha iyi anlıyorsunuz. En sonunda da görüyorsunuz ki herkes birbirine karşı mağdur ama kimse aslında suçlu değil. En azından kitabın vermek istediği mesajın bu olduğunu düşünüyorum. Gelelim kitabın bende bıraktıklarına. Ben kitapta kuvvetli bir abartılmışlık hissettiğimi söylemeliyim. Nasıl olur da kitaptaki her bir karakter iyi ve kötü bandında bu kadar ortada durabilir ? Nasıl her şey bu kadar uçlarda yaşanabilir ? Bilemiyorum. Kitabın bende bıraktığı his uzaktan tanıdığınız bir insan topluluğu hakkında dinlediğiniz bir dünya dedikodu oldu. Bu insanların hepsi zamanında psikiyatriye gitseydi aslında hiçbir şey böyle olmazdı. Bu da bence önemli bir mesaj. :) Kısacası zaman geçirmek ve bundan 30 yıl öncesinin insan dertlerini biraz hatırlamak istiyorsanız okuyabileceğiniz türk filmi tadında bir eser.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,890 okunma
olur mu ya onlar kendilerini savunmuştur, onlar mazlum mağdur aciz masum
Erzincan Mütarekesi'nden sonra, Doğu Anadolu vilayetlerinden bazılarının Ermenilere verilmesi ve bu topraklar üzerinde bir Ermenistan kurulması hayali devam ediyordu. Çünkü Birinci Dünya Savaşı başlar başlamaz, kendileriyle iş birliği yapmış olan Ermenilere Çarlık Hükümeti, işgal edilen Türk şehirlerinden bazılarının idaresini vermiş ve bu suretle, kurulması düşünülen Ermenistan için ilk adımı atmıştı. İhtilalci Ruslar da aynı yolda yürüyor ve 7 Aralık 1917'de yayımladıkları bir beyanname ile Doğu Anadolu'nun Ermenilere verileceğini açıklıyorlardı. Ancak, Rus cephesi gerisindeki anarşiyi fırsat sayan Osmanlı Hükümeti, 14 Şubat 1918'de Erzincan Mütarekesi'ni bozdu ve ordusunu doğuya doğru harekete geçirdi. Bu durum karşısında Rus kuvvetleri ve onlarla beraber gelmiş olan Ermeniler de çekilmeye başladılar. Fakat bu çekiliş sırasında Ermenilerin, Türk şehir, kasaba ve köylerinde şimdiye kadar yapmış oldukları yağma, talan, zulüm, işkence, ev yakma, ırza geçme ve insan öldürme olayları korkunç surette arttı.
Sayfa 210Kitabı okudu
Ya O Ya Bu
İçimizdeki despota kör olduğumuz müddetçe dışarıdaki bir despotu bizi mağdur bıraktığı için suçlarız. Bu ise bölünmeyi sürekli kılar çünkü mağdur olanla mağduriyete sebep olan birbirine bağımlıdır ve beraber iyileştirilmeleri gerekir. ‘Ya o ya bu’ bölünmenin belirtisidir; patriyarkal bir üsluptur ve yıkıcı statükoyu devam ettirir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Aklını merhametine kurban etmeyeceksin. Eğer aklını merhametine kurban edersen bu hayatta sürekli manipülatif eylemlere maruz kalırsın. Çevren kendi isteklerini sana yaptırmak isteyen insanlarla dolmaya başlar. Ve bir bakarsın ki çevren sürekli mağdur edebiyatı yapan, bağımlı karakterli, dramla beslenen insanlarla dolar.
Reklam
Beklenmedik bir kaza yüzünden hastanın ölümüyle sonuçlanan düşük riskli bir cerrahi müdaheleyi ele alalım. Bu olayın ardından mahkeme jürisi ameliyatın Aslında riskli olduğuna ve buna karar veren cerrahın işin aslını bilmesi gerektiğini inanmaya meyilli olacaktır. Bu sonuca bakarak yargılama eğilimi, bir kararı - alındığı sırada mağdur olan inançlar açısından- doğru dürüst değerlendirmeyi neredeyse imkansızlaştırır.
“Bütün narsistler dışa dönük, girişken, agresif ve övüngendir” Değildir. Kamuoyunda genellikle bilinen büyüklenmeci narsisizmdir. Narsisizmin çok daha az bilinen ve “örtük (covert) narsisizm” adı verilen başka bir tezahürü vardır ki son derece yaygın, sinsi ve yıkıcıdır. Örtük narsistler genellikle içe dönük, çekingen, pasif agresif, yakınmacı, kendine acıyan, mağdur/kurban rolünde bireylerdir.
250 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kavin...
Sevgili
Kübra Öznur ÇELİK
Kübra Öznur ÇELİK
tarafından tavsiye edilen, yine fevkalâde bir
romanoku yayınları
romanoku yayınları
kitabıydı
Kavin
Kavin
. Öncelikle tavsiye için sonrasında bu kitabı okurlarla buluşturan yayınevi için şükranlarımı sunuyorum. Ben inceleme yazmıyorum aslında. Çoğunlukla hislerimden bahsediyorum ki diğer inceleme yazılarımda da bundan bahsetmişimdir. Detaylı
Kavin
KavinElif Nihal Altan · Romanoku Yayım · 09 okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.