"Yapmayacaktım," dedi Callum ama Tristan'ın hissettiği adrenalin akımı bunun aksini söylüyordu. Callum'un maskesiz yüzünün yansıttığı ifade de öyle. İçinde bulundukları şartların gerçekliği aksini söylüyordu. Tristan'ın kasları sızlıyor, tüm bedeni ağır ağır hayatta kalmak için gerekli olan ritüellerde geri dönmeye çalışıyordu. Sezar yaşamış olsaydı, Brütüs'e nasıl bir ceza verirdi? "Özür dilerim," dedi Tristan. Bu sözcükler ağzından uyuşuk, dengesiz bir şekilde çıkmıştı. "Özrünü kabul ediyorum," dedi Callum gayet sakin bir sesle. "Ama affetmeyi reddediyorum."
"Lanet olsun! Her şey o kadar kurnazca hazırlanmış ki." "Ne bakımdan, efendim?" "Ne bileyim, belki de köy halkına adada eğlence olduğu ve verilecek işaretlere aldırmamaları söylenmiştir. Delinin işine akıl ermez ki." Blore kuşkulu bir sesle sordu. "Böyle bir tembihe uyarlar mı dersiniz?" "İnsanlar yalanlara gerçeklerden daha kolay inanırlar..."
Altın Kitaplar Yayınevi, Lombard, BloreKitabı okudu
"S. İmparatorluğun her zamanki gibi güçlü olduğunu göremiyor musunuz?
Y. Sizin zihinlerinizde yarattığınız bir görüntü o. Kendinizi onun sonsuza dek süreceğine inandırmışsınız. Oysa, avukat bey, fırtına onu ikiye ayırıncaya dek ağaç gövdesinin ne denli çürümüş olduğu anlaşılamaz, sapasağlam görünür göze. İmparatorluğun dalları arasında o fırtınanın esintisi ıslık çalmaya başladı bile."
Palimbasha kendi yanağına şaplak vurdu; elini indirdiğinde, avucunda bir damla kan vardı. İğne ortalarda yoktu; adamın el hareketiyle bir yere savrulmuştu. Kadın onu sakinleştirmek için bir şeyler söyleyince Palimbasha güldü. Gülerken dizlerinin bağı çözülmeye başladı. Kadına yaslandı; kadın onu ayakta tutmaya çalıştı. Kadın hala cesedi taşımaya uğraşırken, Ganimet yanına gelip billurbıçağın ucunu onun beline dayadı. Sohbet ediyorlarmış gibi sakin bir sesle, "Sakın ani bir hareket yapma Muriz," dedi. "Bıçağım zehirli. Artık Palimbasha'yı bırakabilirsin. Öldü."