Jean-Christophe Grangé tüm eserlerine henüz okumadan 'bu harikadır' gözüyle baktığım az sayıdaki yazarlardan biridir. Kütüphanede yine ismini görür görmez hemen aldığım ve öncesinde hiçbir bilgimin olmadığı bir kitaptı.
Kitabın konusuna gelince genç polis yüzbaşısı olan Paul'un, Fransa'da bulunan bir Türk mahallesinde sebebi ve kimin yaptığı bilinmeyen üç cinayetin peşine düşer. İlk başta tamamen bir seri katilin sebep olduğunu düşündüğü, bu aynı mahalledeki cinayetler sandığından başka bir gizi barındırmaktadır. Yanına yardımcı olarak aldığı emekli polis Schiffer ile bu cinayetlerin sebebini çözmeye çalışırlar. Öte taraftan Anna Heymes; son 6 aydır yaşadığı aşırı unutkanlık problemleri, halüsinasyonlar, ve en büyük problemi olan: Bazı yüzleri tanıyamama ve tanımadığı yüzleri ise bir yerlerden tanıdık olarak hissetme sorunları ile karşılaşmakta ve bunun sebebini irdelemeye çalışmaktadır.
Paul, emekli polis Schiffer, Bozkurtlar, tıbbın karanlık tarafları, uyuşturucu ve yalandan bir hayat...
Kitap Türkleri ele alarak bir şaheser ortaya koymuş. Kitap konusunu tam olarak yazmak içimden gelmedi çünkü konuyu irdeledikçe kitabın tamamını anlatmak gerekiyor. Tamamen ayrı görünen iki ayrı hikaye tam olarak bir bütün olarak devam etmiş. Asla okumaktan pişman olmayacağınız ve okuyunca da Türkler hakkında böylesine bir bilgi sahipliğine, böyle bir hayal dünyasıne, ve yazarın konuyu bağlama yeteneğine hayran olacaksınız.