İnsanın günlük hayatındaki patolojik, aykırı durumların temelinde yatan hakikat; insanın kendini yaratan yüce varlığı unutması merkezlidir. Buna ister psikolojik ister sosyolojik ister politik beşerî katmanları dâhil edin; insanın problemlerinin birinci derecede kaynağı, aslını inkâr, aslını unutmaktır.
Aslını hatırlamayı ihmal eden kişi boş kalmaz, hatırlanması ona hiçbir fayda vermeyecek şeyleri hatırlamaya başlar. Çünkü hatırlamak eylemi evrenseldir, insanidir. İnsan hatırlamak, zikretmek, anmak ister. Ama asli, manevi, gerçek eğitimini almamış insanlar, o hatırlamanın ne olduğunu bilmedikleri için o hazneyi başka şeylerle doldururlar. O şeyler aslında bir fayda sağlamayacak şeylerdir.
Alem hiçbir zaman boşluk kaldırmaz; sizin hatıranızda Hakk yer almazsa muhakkak orayı başka güçler doldurur. Eğlencesi, tevhidi, zikri Allah olanın yanına da bir başka varlık yaklaşamaz çünkü O her şeyi kuşatmıştır. Zaten O, her şeyi kuşattığını bildirmiştir. İnsan zikriyle, hatırlamasıyla bu evrensel kanuna uymuş olur. Dolayısıyla aykırı bir duruma düşmemiş olur.
...
Mahmud Erol Kılıç - Tasavvufa Giriş