Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mahmut Kasap

Mahmut Kasap
@mahmutkasap
Sabitlenmiş gönderi
Sosyalist düzenlerde insanın umumiyetle zelil olması; kapitalist düzenlerde fertlerin ve toplumun sermayenin baskısı ve emperyalizmin sömürüsü altında zulme uğraması, Allah'ın hakimiyetine el koymanın ve O' nun saygı duyulmasını emrettiği insan onurunun hiçe sayılmasının neticesinden başka birşey değildir.
Sayfa 11 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
2023 OKUMA HEDEFİ
6/50 kitap - %12 tamamlandı
6 kitap okudu
50 kitap
1.516 sayfa
0 inceleme
19 alıntı
552 syf.
·
Puan vermedi
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler
7.3/10 · 15,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peki şeriâtın hakim olduğu dönemlerden daha sonra ne oldu ? Kaynaklar birbirine karıştı. Onların peşinden gelen nesillerin beslenme kaynaklarına; eski Yunan felsefesi ve mantığı, İran mitolojisi ile bu mitolojiden kaynaklanan dünya görüşü, yahudi israiliyatı ile hristiyan ilahiyatı ve bunlara benzer eski kültür ve medeniyet kalıntıları karıştırıldı. Bu yabancı kültür ve medeniyet ögeleri fıkıh ve fıkıh usulüne olduğu gibi Kur'an tefsiri ile kelam ilmine de karıştırıldı. Geriden gelen nesillerin tümü, bu karışık ve bulanık kaynaktan beslenerek yetiştiler. İşte bu yüzden de o ilk neslin benzeri bir nesil bir daha teşekkül etmedi.
Sayfa 18 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Günümüz dünyası, hayata yön veren prensipler ve sistemlerin dayanağı itibariyle - Hz. Peygamber'den (s.a) evvelki dönemlerdeki gibi- bir cahiliye dönemi yaşamaktadır. Bu öyle bir cahiliye dönemi ki şu büyük maddî refah ve olağanüstü maddî gelişmeler onun kötülüğünü azaltmaya kâfî gelmemektedir.
Sayfa 11 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İslâmiyet kendisine gerekçe ve ölçü olarak cahilî düzenleri ve onların çarpık, bozuk uygulamalarını almaz. Çoklarını hayran bırakan ve çoğu ruhları mağlub ederek bezginliğe sürükleyen bu medeniyetler, gerçekte birer cahiliye düzeninden ibarettir. İslâm'la karşılaştıklarında ne kadar komik, bayağı ve düşük oldukları hemencecik anlaşılıverir. Buralardaki insanların yaşam standartlarının, dar'ûl - İslâm ya da İslâm dünyası denilen coğrafyada yaşayanlardan daha iyi oluşuna aldanmamalıdır. Zira bu ikinci gruptakilerin düşmüş oldukları kötü durumun sebebi müslüman olmaları değil İslâm'dan uzaklaşmalarıdır.
Sayfa 207 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Yoksa o (Allah'a şirk koşan), gece saatlerinde kalkan,secdeye kapanıp kıyam durarak daima vazifesini yapan, ahireti sayan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu ? De ki : " hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu?" Ancak temiz akıllı olanlar anlar. (Zümer/9) Buradan da anlaşılacağı üzere bilenlerden kasıd, gece saatlerinde kalkarak secdeye kapanıp kıyam duran, ahireti sayıp Rabbinin rahmetini uman kimselerdir. Ayette işaret edilen ilim de budur; yani Allah'a ve takvaya götüren ilim, yoksa fıtratı bozarak Allah'ı inkâra sürükleyen bilim değil.
Sayfa 176 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Dini, yaşamın pratik müesseseleri ile alakası olmayan ve yalnızca vicdanı ilgilendiren bir akide (vicdan işi) olarak tanımlayan laik Batı düşüncesi, çağımızın bezgin araştırmacılarının düşüncelerini de küllendirmiştir.
Sayfa 110 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Günümüzde beşeriyeti İslâm dinine davet eden kimseler, insanları bu dini yeniden tesis için çağırırlarken ilk yapacakları şeyin - karşılarında bulunanlar Müslüman olduklarını söyleseler ve nüfus kağıtları müslümanlıklarını belgelese (!) dahi - onları İslâm akîdesini benimsemeye davet etmek olduğunu bilmelidirler. Davetçilerin görevi İslam'ın, evvel emirde ve her işte hakimiyetin Allah'a ait olduğunu kabul etmek, hakimiyet hakkını gasbedip Allah Teâlâ' nın otoritesine tecavüz eden tüm tağutları yeryüzünden temizlemek şeklinde anlaşılması gereken, hakîki anlamda la ilahe illallah akîdesine râm olma manasına geldiğini muhatablarının kafasına sokmaktır. Bu akîdeyi vicdanlara, hareketlere, görünüşlere ve pratik hayata yerleştirmektir.
Sayfa 45 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
İbn mes'ud'un rivayet ettiği bir hadîste müşahede edileceği üzere, onlar, 10 ayet ezberleyerek iyice öğrenip onlarla amel etmedikçe başka ayetler öğrenmezdi.
Sayfa 19 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
O ilk neslin beslenmelerinin, yetişme ve davranışlarının yegane kaynağı kur'an'dı. Böyle olmasının nedeni, o günün insanlarının kültürsüz, bilimsel gelişmelerden uzak olmaları, yazılı kitaplara sahip olmamaları değildir. Kesinlikle gerçek neden bu değildir. Zira günümüz Batı dünyasının yaşam tarzına bile bazen direkt, bazen de dolaylı olarak yön veren Roma medeniyeti ile bu medeniyeti oluşturan kültür, kitaplar ve yasalar, o dönemde de vardı. Yine o dönemde eski Yunan medeniyetinin kalıntıları, bu medeniyetin mantığı, felsefesi ve sanatı da mevcuttu. Öyle ki bunlar günümüzde dahi Batı düşüncesinin kaynağı olma vasfını sürdürmektedir. Bunların yanısıra eski İran medeniyeti, onun sanatı, şiiri, mitolojisi, inanç sistemi, yönetim biçimi ve hikmet manzumeleri de bulunmaktaydı. O halde o nesli, teşekkül devrinde yalnızca Allah'ın kitabından beslenmeye sevk eden unsur, dünya çapında bir medeniyet ve kültürden yoksun olmaları değildi. Onların bu şekilde davranmaları, bilerek verilmiş bir kararın ve muayyen bir gayeyi hedeflemiş bir metodun neticesiydi.
Sayfa 16 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
İslam'ın tutumu, beşerî düzenlerin hepsinden tümüyle ayrılır. Çünkü İslâm nizamının dışındaki düzenlerin tümünde, insanlar şu veya bu biçimde birbirine taparlar. İnsanlar, yalnızca İslâm nizamında tek Allah'a kulluk ederek, tek Allah'ın emrine ittiba ederek ve tek Allah'ın huzurunda boyun eğerek birbirlerine tapmaktan, başkasının kölesi olmaktan kurtulur.
Sayfa 12 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Cahiliye düzeni, hakimiyeti -[ Allah'tan alıp]- insanlara vererek, onları birbirlerinin rabbi konumuna getirmektedir. Ancak bunu yaparken, eski cahiliye devrinin bilinen ilkel ve basit yöntemini kullanmıyor. Bugünün cahiliye anlayışı, bu sapıklığı, Allah'ın hayat hakkında koyduğu yöntemi dikkate almaksızın, Allah'ın müsade etmediği konularda kavramlar, değer yargıları, kanunlar, prensipler, nizam ve uygulamalar ortaya koyma hakkının kendisine ait olduğunu iddia ederek yapıyor. Allah'ın hakimiyetine karşı yapılan bu tecavüzden, insanlara karşı tecavüz doğuyor.
Sayfa 11 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
İslâm ümmeti, geçmişte İslâm'ın üzerinde yaşadığı bir toprak parçası olmadığı gibi, geride kalmış asırların birinde ecdadının, İslâm nizamına göre yaşamış olduğu bir kavim de değildir. İslâm ümmeti; hayat tarzı, düşünce yapısı, bakış açısı, toplumsal nizamı, değer yargıları, kısacası her şeyi İslâmî metoddan kaynaklanan bir beşer topluluğudur. Söz konusu niteliklere sahip olan bu ümmet, - dünyanın her yanında [devlet ve toplumun] Allah'ın şeriatına uygun şekilde idare edilmesine son verildiğinden buyana - varlığını yitirmiştir.
Sayfa 8 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
Hukuk sistemi ve yaşam biçimi olarak Allah'ın şeriatını kabul etmediği halde müslümanlık iddiasına kalkan bireylerin oluşturduğu toplum İslâm toplumu değildir. Bunların namaz kılmaları, oruç tutmaları ve Kâbe'yi ziyaret etmeleri (hacca gitmeleri) durumu değiştirmez. Yine, Allah Teâlâ' nın çizdiği ve Hz. Peygamber'in tebliğ ettiği prensipler manzumesi (şeriat) haricinde birtakım kişi veya kurumların kendi hevalarına göre kafalarından düzüp modern, çağdaş İslâm adıyla ortaya sürdükleri ucube de İslâm toplumu değildir.
Sayfa 140 - Beka yayıncılıkKitabı okudu
136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.