Parce que je sais de trouver ce que j’ai chez toi.
Hayatımda karşılaştığım anlaşılması en zor duvar, sadece bir atmış beş yüksekliğinde ve son derece güzeldi. Ama beni gözyaşlarına boğdu, tüm yaşamımı tekrar değerlendirmek zorunda bıraktı ve sonunda, çaresiz bir şekilde, babamı arayıp nasıl dengeleyeceğime dair tavsiye istedim.
O duvar, Jai'di.
Sayfa 83
''Je suis né comme le rocher, avec mes blessures.
. . .
J’ai de naissance la respiration agressive
I was born like the rock, with my wounds.
. . .
From birth I have had an agressive breathing.'' Rene Char
brooklynrail.org/2007/12/poetry/...
Ziya Selışık
Ruzi'nin Türkiye'de çalıştığı dönemde hayranlık duyduğu istihbaratçıların başında, 1960-1961 ve 1964-1965 yıllannda iki kez MAH başkanlığı yapan Ziya Selışık geliyordu. 1900 doğumlu olan Selışık, Milli Mücadele döneminde Karakol Cemiyeti'nde çalışmış, cemiyetin İstanbul'daki silah depolarından Anadolu'daki milli kuvvetlere silah kaçırma işinde büyük yararlılık göstermişti.
1938 yılına kadar orduda görev yapan Selışık, 1938'den emekli olduğu 1965 yılına kadar MAH'ta çeşitli kademelerde hizmet etmişti. Selışık Ruzi'ye, Türk istihbarat örgütünde ciddi bir reform yapılması gerektiğini söylemiş ve bu konuda onun bilgi ve tecrübesinden yararlanmıştı. Ruzi'ye göre Ziya Selışık, doğuştan bir istihbaratçıydı. Milli Mücadele ve İkinci Dünya Savaşı dönemlerinin kendisine kazandırdığı muazzam bir bilgi ve tecrübe birikimine sahipti. Son derece kültürlü ve ağırbaşlı, hoşsohbet, mülayim tabiatlı, babacan biriydi. Ruzi, MİT Kanunu'nun hazırlık aşamasında Selışık için diğer ülkelerin bu konudaki mevzuatı konusunda ciddi bir çalışma yaparak kendisine teslim etmişti. Ziya Selışık, 13 Temmuz 1965'te yaş haddinden emekliye ayrıldı. MİT Kanunu ise 22 Temmuz 1965'te yürürlüğe girdi.
Oppenheimer'ın ilk nükleer bombayla ilgili çalışması yüzünden bugün pişman olduğu ve onu lağvetmek istediği söyleniyor, eğer onu bir balyoz darbesi ile yok edebilseydi, eminim bunu yapardı.Ama böyle bir şey mümkün mü?Deha şişeden çıkınca,onu tekrar içeri tıkamazsın.
Sayfa 138 - MartıKitabı okudu
