....
Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK
Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır.
Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur.
Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır.
İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Monarşist?
- siyasal gücün bir tek kişinin elinde bulunduğu ve yönetimin genellikle kalıt yoluyla aile bireylerine geçtiği devlet biçimini destekleyen.
Entropi?
-Entropi, genelde yanlış biçimde bir sistemin “arızalı durumu” olarak adlandırılan bir durum işlevidir.
Goebbels ve speer?
Dr. Paul Joseph Goebbels, 1933-1945 yılları arasında Halkı
Bu yazı; yazacağım ilk inceleme olmakla birlikte bunu kendi gözlemlediğim, notlar aldığım ve unutmadan yazıya dökmek istediğim, psikanalitik bir değerlendirme olarak ileride kullanmak üzere kendim için yazdığımı belirtmek isterim. Son iki paragraf çok çok yüzeysel bir özet niteliğindedir ve okumanızı tavsiye ettiğimi bu paragraftan değil vereceğim
‘Boynu Bükük Öldüler’: İlk Yılmaz Güney Romanı
Ulaş Başar Gezgin
Yılmaz Güney, görsel sanat araçlarının sözel sanat araçları üstündeki yengisinin bir simgesi olarak görülebilir belki. Çoğunluk onu sinemacı olarak tanırken, o, aynı zamanda edebiyat tarihine girmiş ve girmeye devam edecek bir romancı ve öykücü. Yılmaz Güney’in 1971’de yayınlanan
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet