Yalnızız, Peyami Safa’nın okuduğum ilk romanı, öyle mükemmel bir teknikle yazılmış ki; geç kalmışlığın hüznü ve ilk tanışma eserimizin bu kadar fevkalade olmasının şaşkınlığı ile okudum. Psikolojik tahlillerin mükemmel akışı ilk sayfalarda romanın içinde çekiyor bizi..
Ürpertici sapık bir şüphe ile başlıyor konu, daha sonra olaylar ve mekânlar değişse de değişmeyen şey “millet ne der?” sualindeki cemiyet baskısı..
Samim karakteri ile yazar daha güzel bir dünya mümkün mü? fikrini sokar aklımıza ve ‘Simeranya’ diye bir ülke kurgular. Orada maddenin üstünde bir mânâ, fiziğin ve dünyadaki tüm kıymetlerin üstünde bir ruh bir Allah vardır. Bu kitapta insanın tüm ruhsal bunalımlarının kaynağı olan maddeyi boğarak, kendini bulma yolculuğunu trajik olaylar zincirinde okuruz.
Kalabalıklar ortasında yalnız hissettiğiniz oldu mu hiç? Kendi iç dünyanızdan bir ses işitemediğiniz, mücadele ettikçe daha dibe battığınız ve yok olurken gerçek değerinizi bulduğunuz oldu mu ?
“Yalnızım, evet, herkes yalnızdır, yalnızız.”
Olay örgüsüne, tahlillere, betimlemelere ve edebiyata doyduğum, son sayfaya kadar büyük bir sürükleyicilikle okuduğum bu eşsiz roman hayata bakış açınızı değiştirecek..