Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET M.NİHAT MALKOÇ Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz
HULÂSATÜ’L-HAKÂYIK VE MEKTÛBÂT-I HÂCE MUHAMMED LUTFÎ M. NİHAT MALKOÇ “Hulâsatü’l Hakâyık” Erzurumlu Hâce Muhammed Lutfî(Alvarlı Efe Hazretleri)’nin en önemli eseridir. Bu kitapta Efe Hazretlerinin birbirinden derin mânâlı âşıkâne, ârifâne, âlimâne, mürşidâne şiirleri bir araya getirilmiştir. Bu şiirlere baktığımızda çoğunun Divan
Reklam
Öz disiplini olmayanlar soğukkanlılıkla öldürülür,iki kişiden sadece biri ölümle cezalandırılırsa, bu istisnasız hep kadın olur. .... Ancak kadınların yazdıkları şarkılar ve şiirler buna tanıklık etmektedir.Bu şarkılar birileri duysun diye yazılmamıştır, bunların yankıları bile dağlarda, çöllerde asılı kalır ... Afganlı şair Seyyid Bahaddin Mecruh, Peştun kadınlarının şiirleri üzerine yazdığı kitapta, "intihar ya da şarkıyla protesto ederler" diyor. Şiirler ya da maniler halk ağzında yaşıyor ve çeşme başında, tarlaya giderken, ekmek fırını karşısında söyleniyor ve dilden dile dolaşıyor.Şiirlere kısa anlamına gelen landay deniyor. Bir kaç mısradan oluşuyor, genellikle kısa ve ritmik, "bir çığlık ya da bir bıçak yarası gibi" diyor Mecruh.
Bu Selçuklular'ın kadınları nasıldır bilir misiniz? Onları tarif etmek istesem, kabaran denizleri, baharda taşan nehirleri ve çölde kopan fırtınaları etraflıca tasvir etmem gerekir. Ben şu uzun, fani ömrümde, Allah'tan gelen maniler haricinde, dilediğini feleğin elinden çekip koparmamış tek bir Selçuklu hatununa rastlamadım desem, inanınız mübalağa etmem. Biçare ademoğullarını güzellikleri ile oylarken, arkalarını döndüklerinde dünyayı yerinden oynatacak işlere göz kırpmadan atıldıklarını gördüm. Yavrularını korurken atmaca, hünkar kocaları ve veya babalarını görür görmez kana kana su içen ürkek ceylanlara dönüverirlerdi. At biner, kılıç, kama kuşanır, ok atar, avlanırlardı. Yeri geldiğinde sayıları binleri bulan konuklara yemek hazırlar, gelin olacak kızlara görülmeyen güzellikte kilimler dokur, nakışlar işlerlerdi. Civardaki tüm Müslüman ülkeler ve dahi Rumlar ve Frenkler bile Selçuklu'dan gelin alabilmek için birbirleriyle yarışırlar fakat pek azı bu şansa erişebilirlerdi.''
970 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.