Hangi Asiye'yi Kurtaralım?
Bir tarafta 1973 yapımı başrolünü Türkan Şoray'ın oynadığı, filmin çoğunu koşarak geçiren Asiye'yi mi kurtaralım? Yoksa 1986 yapımı başrolünde Müjde Ar'ın oynadığı, film boyunca istismara uğrayan, her yola sürüklenen, rolünün hakkını veren Asiye'ye mi? Şoray'ın oynadığı filmde yarım yamalak sahnelerle Asiye'nin içler acısı haline bakıp perişan olurken, Ar'ın oynadığı filmde muhteşem bir sanat görüyorsunuz, Yaman Okay, Hümeyra, Ali Poyrazoğlu gibi isimlerle harmanlanan bir müzikal. Bazı filmler dönem dönem tekrar çekilmiş ama bu film bambaşka bir yere gelmiş. Tavsiyem kendine sanat adına kural koymayan bence Türk Sinemasının gerçek kraliçesi olan Müjde Ar'ın filmini izlemeniz. Maraton koşusu gibi film isterseniz Türkan Şoray'ı tercih edebilirsiniz :) Elvan Abeylegesse'yi koysalar o bile oynardı :d
Sevgili genç dostum,
Sırf biraz geride kaldın diye moralini bozma. Hayat, arkadaşlarına karşı yarıştığın bir yüz metre koşusu değil, kendine karşı yarıştığın ömürlük bir maraton. Arkadaşlarını geçmeye odaklanmak yerine önce kendi benzersiz rengini keşfetmeye çalış.
Sayfa 206 - Pegasus yayınlarıKitabı okudu
Sevgili genç dostum,
Sırf biraz geride kaldın diye
moralini bozma.
Hayat, arkadaşlarına karşı yarıştığın bir yüz metre koşusu değil,
kendine karşı yarıştığın ömürlük bir maraton. Arkadaşlarını geçmeye odaklanmak yerine önce kendi benzersiz rengini keşfetmeye çalış.
O, Pers gemilerinin karadan tam uzaklaşmadıklarını ve Atina yönüne doğru dümen kırdıklarını görmüştü. Atina'da ise hiçbir asker kalmamıştı. Şansa bak ki, Maraton'dan Atina'ya denizyolu ile gitmek karayolundan daha uzun sürüyordu. Yürüyerek gidilirse, denize doğru uzanmış bir dili dolaşmak gerekiyordu. Miltiades bu yolun denenmesini kararlaştırdı. Askerleri arasından seçtiği bir yiğidi bir an önce Atina'ya ulaşıp durumu bildirmesi için görevlendirdi. İşte bunun adı ünlü Maraton Koşusu'dur.
Sayfa 64 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
“Yas bir kısa mesafe koşusu değil. Bir maraton yas. Ve o güzergahta işlerin daha iyi gittiği yerler de var, zar zor nefes aldığım yerler de.”
Sayfa 190Kitabı okudu
ERIK WEIHENMAYER
Erik Weihenmayer 1968 yılında doğdu. Çocukluk döneminde geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı görme yeteneğini tamamen yitirdi. Bir süre güreş ile uğraştı. Sonra maraton koşusu, uzun mesafe bisiklet, paraşütle atlama, kayak, dağcılık, kaya tırmanışı ve buzul tırmanışı sporlarının tamamını yapmaya başladı.
Erik Weihenmayer, dağcılık sporuyla uğraşmaya başladığı günden beri 8848 metrelik zirvesiyle dünyanın en yüksek noktası olan Everest Tepesi’ne tırmanmayı hayal ediyordu. Kör olsa da, hayatını bin bir zorlukla idame ettirse de bu hayalinden hiç vazgeçmedi.
Görme engelli Erik Weihenmayer, 25 Mayıs 2001 yılında Everest Dağı’na tırmanmayı başardı. Böylece dünyanın en yüksek zirvesi Everest’e tırmanan ilk görme engelli oldu; ancak bu başarı onu durdurmadı. Ardından Hong Kong, İsviçre, Tayland ve Şili’de dünyanın en yüksek zirvelerine tırmandı. 2008 yılında 7 kıtanın da en yüksek zirvesini görebilen dünya çağında bir sporcu oldu. Çok sayıda dergi ve spor kuruluşundan ödüller alan Erik Weihenmayer, tüm bu yaşadıklarını “Touch the Top of the World” adlı kitabında anlattı
"Hayat uzun bir maraton koşusu gibidir. Enerjini doğru ve gerekli yerlerde sarf edersen yarışı kazanırsın yoksa hepsini bir anda kullanmak o yarışı kaybetmek demektir."
Düşünce en az bir maraton koşusu kadar enerji tüketici bir faaliyettir.
Sayfa 145Kitabı okudu
Bir kurtarıcı arıyorsanız, aradığınız kurtarıcı sizi aynada bekliyor. İdeal zamanı bekliyorsanız, o zaman şimdi. Değişim yolu, kısa mesafe koşusu değil, bir maraton. Hızlı veya yavaş ilerleyin ama ilerleyin.
Hayat; uzun soluklu, çok etaplı bir maraton koşusu gibidir. S84
