Gözyaşlarım kurumadan şöyle 32 günlük serüvenime bi göz atıyorum da; her sayfayı çevirişim benim için maraton koşusu gibiydi. Hep şey deriz bizim Türk milletinin ağzına yuva yapmıştır bu cümle, Victor Hugo gel bir yaşamıma bak sefil gör vs. Bu kitap kendini sefil hisseden, kimsesiz, ailesiz, yalnız hisseden herkesin okuması gereken bir eser. Jean Valjean, M. Madeline, M. Fauchelevent, Baba asla unutulmayacaksın.
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,2bin okunma
Roma imparatorluğu dünyanın en eski en seçkin imparatorluklarindan birisi, sadece Roma değil Andolu ve Yunan coğrafyasında kurulan şehir devletleri hakkında da bilgi sahibi olabileceğiniz harika bir eser. Kitabın birçok yerinde altını çizerek not ederek okudum, günümüzde halen devam eden ancak geçmişi o yıllara dayanan birçok bilgi de verilmiş. ( maraton koşusu, ege denizi, troya efsanesi, veni vidi vici, Constantinopolis'in kuruluşu vb. )
Anadolu,da kurulan şehir devletlerinden de bahşedilmiş bu sayede sadece Roma değil Anadolu tarihi hakkında da bilgi sahibi olabiliyorsunuz, Son olarak Antik Yunan'dan başlayıp Bati Roma imparatorluğunun yıkılışına kadar süreç hakkında fikir sahibi olabileceğiniz bir kitap. Tarihseveler için önerebileceğim bir kitap.
Kulübün parolası, 1898'deki kuruluşundan beri "doğrudan kaleye"dir. Kulüp 1924'te ilk kez Fransa Kupası'nı kazandığında, şerefine, takımın ve dolayısıyla kentin üslubunun biricikliğini yücelten mısralar yazılmıştır. Sahiden de, spektaküler olana ve şaşırtıcı parlak hareketlere dönük bu ilan olunmuş tutku, takımın kaderini tarih boyunca sık sık belirlemiştir: Son yıllara dek Olympique Marseille, lig takımı olmaktan çok bir kupa takımı olmuştur (tesadüfün de yardımıyla takım kupayı tam on kere kazanabilmiştir ki bu Fransa rekorudur). Gerçek bir maraton koşusu olan lig, hesap yapmayı, düzenliliği ve disiplini gerektirir - yerel üsluba tamamen yabancı özelliklerdir bunlar.
Mitos'ta (Yunan Mitleri 1) anlatılan Tanrıların altın çağı, Prometeus'un insanlara ateşi hediye etmesi ile son bulur. İlahi ateş insanlara geçmiştir. İnsanlık,artık kendi mücadelesinin başrolünde olmaya , sahip olduğu özellikler ile fark yaratmaya hazırdır. Tanrılar'ın insanların arasında dolaştığı zamanlar geride kalmıştır. Yeni
Bazen hayatın en zor seylerinden birinin hocasız ,okulsuz,uzaktan eğitimle kendi emeğin ,gayretin araştırmaların ile bir yerlere gelme çabalarına rağmen ,aman canım uzaktan eğitimle mi?sorusuna maruz kalıp , onların egoistliklerinin ,verdiği keder ile daha çok çalışırken kendini bitirmek olduğu kanaatindeyim.
Sevgili genç dostum,
Sırf biraz geride kaldın diye moralini bozma. Hayat, arkadaşlarına karşı yarıştığın bir yüz metre koşusu değil, kendine karşı yarıştığın ömürlük bir maraton. Arkadaşlarını geçmeye odaklanmak yerine önce kendi benzersiz rengini keşfetmeye çalış.
Bir tarafta 1973 yapımı başrolünü Türkan Şoray'ın oynadığı, filmin çoğunu koşarak geçiren Asiye'yi mi kurtaralım? Yoksa 1986 yapımı başrolünde Müjde Ar'ın oynadığı, film boyunca istismara uğrayan, her yola sürüklenen, rolünün hakkını veren Asiye'ye mi? Şoray'ın oynadığı filmde yarım yamalak sahnelerle Asiye'nin içler acısı haline bakıp perişan olurken, Ar'ın oynadığı filmde muhteşem bir sanat görüyorsunuz, Yaman Okay, Hümeyra, Ali Poyrazoğlu gibi isimlerle harmanlanan bir müzikal. Bazı filmler dönem dönem tekrar çekilmiş ama bu film bambaşka bir yere gelmiş. Tavsiyem kendine sanat adına kural koymayan bence Türk Sinemasının gerçek kraliçesi olan Müjde Ar'ın filmini izlemeniz. Maraton koşusu gibi film isterseniz Türkan Şoray'ı tercih edebilirsiniz :) Elvan Abeylegesse'yi koysalar o bile oynardı :d