Yine bir Gabriel Garcia Marguez'in bir solukta okunabilecek mizah ve eleştiri yüklü kısa bir roman kitap da ne mi oluyor sizce Güney Amerikanin ülkesinin adı belirsiz bir kasabasında oluşan olayları ele alınıyor bu sefil ülkede değişen tek hükümetler,onlar da çok sık kan dökülerek değişiyor kasabanın dulu denilen Monteil'in çok önceden gördüğü tuhaf bir olay yaşanıyor ama bir delinin kehanetine kim inanır ki? Birisi gece yarıları kasabalı ların kapılarına fitne dolu yakıştırmalar asmaya başlıyor olay nerden mi geliyor kasabanın bir yerinde bir genelev açtıkları haberi aldıkları için ardından birileri ölüyor ama bunu gören duyanlar polis şefi ve belediye başkanı olayı ağırdan alacaklar okuduğum 4.kitabı oluyor Benim Hüzünlü Oruspularımdan ve Yüzyıllık yalnızlıktan sonra severek okuduğum bir kitap umarım sizde severek okursunuz "Şer Saati'nin" sonunu size bırakıyorum merak edip okuyanlar olur diye:))))
Şer SaatiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2016993 okunma
Herkese merhaba, yine cok guzel bir kitabın, yorumuyla geldim.Büyülü gerçeklik akımının öncüsü Marguez'le Yüzyıllık Yanlizlik'la tanışmış ve ve ben gercekten büyüklenmiştim.
Bu kitap da yine cok guzel.Kapağa bakıp hem Salgın var hem de ask hadi okuyayım diye başlamayın cunku Kolera belli belirsiz yer alıyor (salgin kitabi ariyorsaniz Camus'un Veba'sini, Saramago'nun Körlük' ünü okuyabilirsiniz.) 19. Yy 'in sonlarını,yaşadığı toplumdaki çarpıklıkları ince bir alayla ele alan yazar olayların sonundan baslayip geçmişte yaşanan hikayeyi tekrar anlatmış..
Böylece bir adamın 50 yil 9 ay 11 gün boyunca hic bitmeyen aşkını sayfa sayfa okuyoruz..
Hem olağan hem de imkansız gibi görünen bir aşk ben severek okudum gönül rahatlığıyla oneriyorum.
Not: Kitabın film uyarlamasının da cok basarili olduğu yazılıyor karantina günlerinde kitabın bendeki etkisi geçmeden filmini de izleyeceğim.
Kitapla Kalin
sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu gormekten daha aci bir sey varsa oda sevdiginin seninle mutsuz oldugunu gormektir ...💥💥💥
gabriel garcia marguez✔
Tarzını ve üslubunu çok sevdiğim yazar Gabo’dan bir şaheser daha. Hikayeyi hem okudum, hem dinledim. İkisinde de vay çok güzel, ne anlamlı çümle diye geçirdim yerler oldu içimden. Marguez genellikle büyülü gercekliği ve aynı zamanda bana göre gerçekciliği ile, antidiktatör, eşitlikçi yazar olduğu, romanlarınə da bu atmosferi anlatmaktadır. Yaprak Dökümü, Yüzyıllık Yalnızlık, Başkan Babamızın Sonbaharı hep bu motivleri çağrıştırıyor. Bir ülkenin uyanışı için, dünya insanı için, özgürlük ve eşitlik için yazacağı kadar yazmış. Zaten bundan fazlası yazılamazdı, yazılsaydı da bu tarz büyülü olmazdı. Hikaye kısa ve öz, hayatın belirli anında başlayan ve sizi okudukca içine çeken, yaşlı ve fakir çiftin yaşayışı ile bitmeyecek bir derdi, diktatörlüğü, halkın açlığını, sömürü, sansür ve bu gibi Allahin belası şeylerin sürüp gittiği ülkeden bahseder. Halkı uğruna herşeyini feda eden albay, ayrılmasi gereken emeklilik ve yıllardır süren bekleyiş…Hazin bir hikaye, yer yer yaşli çiftin insanın boğazını düyümleyen dialogları var. Bana en çok etki eden yaşlı kadının oğlunun vefatını hatırlayarak ‘biz de oğlumuzun yetimleriyiz’ ve yaşlı albayın ‘büyük şeyler icin bekleyen, küçük şeyler için de bekler’ cümleleri olmuştur.
(Burada bu kadar az okuma ve inceleme olmasına şaşırdım açıkçası.)
Hindistan, kokunun, baharatın , karmaşanın başkenti. Baharatın ana vatanı. Etnik kültürlerin, farklı dillerin beşiği. Dünyanın en kalabalık , en çok dinli, en büyük, en siyasi çalkantılı ülkelerinden biri.
Bu karmaşa kitaba da yansıyor, o yüzden çok dikkatli okumanız
Bir cinayet işleneceğini bilseniz ne yapardınız? A) Polise ihbarda bulunurdunuz, B) Müstakbel maktule haber ederdiniz C) Hiçbir şey yapmazdınız. Gabriel Garcia Marquez romanını (Uzun öyküsünü mü demeliydim yoksa?) C şıkkını işaretleyenler üzerinden kurguluyor. Spoiler falan vermiyorum. Zaten kitabı okumaya başlar başlamaz anlıyorsunuz: Evet, Santiago Nasar öldürülüyor.
Marguez'in eserlerini neden seviyorum? Bir parça yaşadığım ülkenin kültüründen izler bulduğum için. Ara ara yaşadığım çevre, tanık olduğum olaylar karşıma çıkıveriyor. Namus cinayeti desem mutlaka size de tanıdık gelecektir. Namus kavramı hikayenin belki enstrümanlarından biri ancak kesinlikle merkezi değil. Merkezde insan var: önyargılı insan, çare bekleyen insan, korkan insan, yabancılaşan insan, dindar insan, saçmalayan insan, vurdumduymaz insan vs. Ve elbette bu insanların oluşturduğu toplum. Sözcük seçimlerinden betimlemelerine kadar, çok iyi bildiği o toplumu etiyle kemiğiyle anlatmış yazar bize.
Sıkılmıyorsunuz aksine ne olacağını bilseniz bile heyecanla okumaya devam ediyorsunuz. Belki siz de benim gibi ''bir şey olsun da cinayet olmasın'' beklentisine girersiniz, kim bilir?
Keyifli okumalar.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,9bin okunma
Bir klasikten çok daha fazla yordu beni.Marquez okumak için doğru zaman diye bir şey var kesinlikle.Kendinizi tam olarak verebileceğiniz bir dönemi tercih etmelisiniz o kadar ki aynı sayfayi üç kez okuduğum oldu.Kitap o kadar akmıyor ki odaklanamadim bir türlü.Marguez sonuçta akmasa da okunur ve öğretir.Ama yılda birden fazlası bana fazla.Kirmizi pazartesi demiş akıcılık niye diğer kitaplarinda yok ki sanki?Yine de okunmaya değer....
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,4bin okunma