Buradaki
öğrencilere hiç kimse ders vermediği halde, çocukların her
biri beş yaşına gelmeden okuma ve yazma öğrenir. Halbuki o
dönemde, dört buçuk yaşında çocukların okuyup yazma becerisi edinmesi, mucize gibi karşılanmıştır. Çocukların nasıl
öğrendiğini senelerce gözlemleyen Maria Montessori, yazdığı kitaplarda eğitimin doğal bir süreç olduğunu, her insanda
kendiliğinden geliştiğini anlatır. Çocukların, kendilerine bir
şey "öğretildiği" hissi olmadan öğrenmelerinin doğalarına çok
daha uygun olduğu, çok daha iyi sonuçlar verdiği, Montessori
okullarının ispatı.
Nasıl, belalar bir başlarına gelmezlerse, öfke gibi kusurlar da yanları sıra türlü belaları birlikte getirir. Ve işin acısı, böyle kusurlar iyilik kisvesine de bürünür.
Maria Montessori, eğitimin yeniden düzenlenmesini ve doğanın kurallarına dayandırılmasını savunur. Bilimsel pedagojinin temel ilkesi, çocuğun özgürlüğü olmalıdır. Bu özgürlük ise çocuğun doğasının belirtilerine ve bireysel gelişimine olanak tanımalıdır.
Uşaq həvəsli müşahidəçidir, o, xüsusilə böyüklərin hərəkətləri ilə maraqlanır və onları təqlid etmək istəyir. Bu baxımdan böyüklərin məsuliyyəti böyükdür. O, ilham mənbəyi və uşağın gələcək hərəkətləri üçün bələdçi olmaq məsuliyyətini hiss etməlidir.
Rol model:
Yaxşı bir nümunə olun, yaxşı bir nümunə tapın.
“Eğer kainat fikri çocuğa doğru bir şekilde sunulursa bu fikir çocuğun yalnızca ilgisini çekmekle kalmayacak, onda herhangi bir histen daha yüce ve daha tatmin edici olan hayranlık ve merak uyandıracaktır.”
Maria Montessori
Maria Montessori şöyle demişti: “Bir şeyi tek başına yapabileceğini hisseden çocuğa asla yardım etmemeliyiz.”
Bir çocuğun özgüvenine en çok zarar veren şeylerden biri kuşkusuz aşırı bağnazlık veya korumadır. Çocuğumuzun takılıp düşeceğini gördüğümüzde ya da azıcık yardımla daha iyisini yapabileceği bir durumla karşı karşıya olduğunu
Eğitim; öğretmenlerin çocuklara sözcüklerle anlattıklarıyla değil, çocukların fiziksel ve sosyal çevrede geçirdikleri yaşantılarla gerçekleşir."
(Maria MONTESSORİ)
- [ ] Bir sürü insanın kendi yanılgıları yüzünden mahvolduğunu görünce, bundan bütün insan türünün birtakım temel yanılgılara düştüğü sonucunu çıkarabiliriz.
- Bir başka sapma da sevgiyi ezip yerine nefreti geçiren sahip olma tutkusudur. Bu sapma, örgütlenmiş bir çevreye musallat olduğunda sade bireyi değil, toplu çalışmayı da zedeler. Böylece doğal işbölümü düzeninin yerini başkalarının emeğini sömürme ilkesi alır.