Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatice

152 syf.
10/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
güçlü ve eğitimli kadınları savunacağız
Babasının vefatının ardından annesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen ve yine annesiyle beraber yaşadığı tüm zorluklara rağmen bir amaç uğruna gücünün bittiği yere kadar hayata tutunmaya çalışan Refet'in hikayesinde gurur ve yoksulluk başlı başına birer karakter olarak karşımıza çıkıyor. Mahalle sıcaklığı, köşk hayatı, kadınların o dönem toplumundaki yeri, eğitim hayatları ve birbirleriyle olan yardımlaşma/dayanışmaları da işlenen başlıca konulardan. Eğitimin bir insanı ve çevresindekileri değiştirip geliştirme serüvenine şahit oluyoruz. Kişinin, içine girdiği sosyal çevreler sayesinde geçirdiği değişim ve dönüşümü görerek eş/iş/arkadaş vs. her alandaki seçimlerde dikkatli davranmanın önemini bir kez daha anlıyoruz. Dönem filmi tadında bir kitaptı. Umarım kalan günlerini geçenlerden daha güzel, refah içinde yaşamış ve hayalindeki öğrencileri yetiştirebilmişsindir Refet :)
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,488 okunma
Reklam
408 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Hırs, ihtiras ve aşk elle tutulan bir "şey" gibi anlatılıyor hikayede, dengesiz, tutarsız ve aşırı kullanılmaları sonucunda beraberinde getirdiği felaketleri de görmek mümkün. Tüm duygular ete kemiğe bürünüp satırların arasına karışmış bir şekilde okuyucu karşısına çıkıyor. Bazen karakterlerin hepsi aynı anda birbirlerinden daha sinir bozucu olsalar da kitabın bütünlüğü dikkate alınınca katlanılır hale geliyorlar :) Mr. Heathcliff, okuyanı karmaşık duygulara sürüklüyor. Bazen bir insan hakkında ne düşünmeniz ona nasıl davranmanız gerektiği konusunda gelgitler yaşar, karar veremezsiniz; geçmişini bugününü bilseniz de bu kararsızlık sürer gider, işte öyle bir karakter kendisi. Kitap, sevdiğim klasikler arasında yerini aldı.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
422 syf.
9/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Kitap, alanında uzman kadın akademisyenler tarafından yazılan 12 makaleden oluşuyor. Özellikle "Antik Çağ'dan İslam'a Kadın-Tarihi Bir Perspektif" adlı makaleyi çok beğendim, sonraki yıllarda tekrar açıp okuyabileceğim bir yazı. Makalelerde yaratılıştan günümüze kadın konusu birçok açıdan işlenmiş ve farklı millet ve kültürlerin kadına bakışına da yer verilmiş. Erkek, bir birey -hem de bazı medeniyetlerde yüce bir birey- olarak görülürken kadın, her çağda anlaşılması, çözülmesi gereken bir "şey" gibi algılanıyor. Kadın kendi başına toplumda bir yer edinemiyor, ya çok zengin olmalı ya soylu bir aileye mensup olmalı yahut da bu özelliklere sahip bir erkekle evli olmalı, işte o zaman toplumda bir yeri oluyor ama kendi ismi ve kimliğiyle değil birinin kızı ya da karısı vasfıyla. 21.yüzyılda hala içinde yaşadıkları toplum sebebiyle kadınların kendilerini bir birey olarak kanıtlamaya çalışmaları, son derece üzücü. Allah kullarına kadın ya da erkek olduğu için değil onları insan olarak yarattığı için değer verir ve doğal olarak kulların kendi aralarındaki ilişkilerde de bunu temel ölçüt almasını ister. Benim kadın olarak kendimi kanıtlamaya çalışmadığım, senin de erkek olarak her daim ön planda tutulmadığın ikimizin de sadece "insan" olarak değerli görüldüğü bir dünya diliyorum.
Kadın Olmak
Kadın OlmakH. Şule Albayrak · İz Yayıncılık · 201976 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
159 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
En gerçek görünenin ardında görünmeyen daha gerçek bir durum mutlaka vardır.
Reşat Nuri'den okuduğum ikinci kitap Acımak. Geçen yıl Çalıkuşu'nu okumuştum, çok çok sevmiştim. Bu kitap da bir çırpıda bitti. Tabi Çalıkuşu'nda her yeni olayda "Ah Feride ah!" dediğim gibi bu kitapta da "Ah Zehra Öğretmen!" ve "Ah Mürşit Bey!" dedim çokça. Güntekin'in karakterleri hala aramızda soluk alanlardan; bizden birileri. Eserin yazımından 93 yıl geçmiş olmasına rağmen sanki Zehra bizim okulda öğretmen, Mürşit Bey bizim kaymakamlıkta memur. Kitap idealist bir öğretmenin babasının ölümünden sonra bazı gerçeklerle yüzleşerek acıma duygusunu öğrenme serüvenini anlatıyor. Mürşit Bey'i anlatan yerlerde dönemin memurlarının çalışma koşul ve ortamlarını, kırsal ve kentsel yaşam arasındaki farkları/uçurumları, merhamet ve acıma duygusunun nasıl kolayca sömürüldüğünü görüyoruz. Devlet-halk arasındaki ilişkilere de ufaktan değinilmiş. Mesajı net, dili akıcı bir Reşat Nuri klasiği.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,4bin okunma
626 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Gündelik yaşam, sınıflaşma, kadının o dönem toplumundaki yeri gibi birçok konuyu ele alıyor kitap. Jane'in yatılı okula gitmesi, Helen'in hastalığı, yurttaki çocukların yaşantıları ve diğer olaylar sıradan gibi gözükse de anlatım ve akıcılık tüm bunları şahane yapmış. Yatılı okuldan sorumlu kişinin kendi ailesi lüks içinde yaşarken okulundaki çocuklara din üzerinden örnekler verip onları azla kanaat etmeye, çoğu istememeye hatta daha da ileriye giderek yoksulluğa teşvik etmesi dinin her dönemde (maalesef ki) sömürü aracı olarak kullanıldığını bir kere daha gösterdi. Kitabın en sevdiğim yönü ve bence asıl odak noktası ise aşkın, bedensel güzelliklere değil iki ruhun kaynaşmasına, birbirlerine aşina olmasına bağlı olarak kalıcı bir duygu olduğunu anlatması.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,2bin okunma
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yirmi yıl görev yaptığı kasabada aslında yapayalnız olan bir doktorun hikayesi Altıncı Koğuş. Bir gün hastaneye "deli" vasfıyla eğitimli bir kişi getirilir. Doktor onunla sohbet ettikçe farkındalığı artar. Deli (!) acıyı bizzat yaşadığı konusunda ısrarcıdır. Doktor acıyı okuduğu eserlerden biliyordur. Böylece acı, birisi için yaşanmışlık iken diğeri için teoride kalmıştır. Doktor teorik olarak bildiklerini hissetmeye başladığında belki de bazı şeyler için vakit geç olmak üzeredir. İnsanın tüm rutinleri içinde hayatı kaçırmadan durup soluklanıp düşünmeye, sorgulamaya çokça vakit ayırması gerekiyor. Bu hikaye bana, düşünen insanlara deli gömleği giydirilmeyen bir dünyanın duasını ettirdi.
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,9bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bize (zamanımıza, toplumlara) çok yakın gerçeklerin çarpıcı bir biçimde anlatıldığı bu eserin bence durumu en iyi özetleyen cümlesi " Tüm hayvanlar eşittir, bazı hayvanlar daha eşittir." Korkuları kullanılarak bir toplumun adım adım yozlaştırılmasını konu edinen bu hikaye bize fikirlere değil şahıslara bağlanmanın, sorgulamamanın, kendini eğitmemenin sonucu olarak binbir güçlükle elde edilen kazanımların bir anda buhar olup uçacağını gösteriyor. Bazen zafer sandığımız durumlar sonumuzu hazırlıyor olabilir. Ve farkında olmadan en çok nefret ettiğimize benzeyebiliriz. Sorgulamak, bağlanmamak şart.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,6bin okunma