Hiçbirimiz Matrix filmindeki Neo kadar şanslı ve seçilmiş değiliz ki, sakin bir günün ortasında telefonumuz çalsın ve karşı taraftaki kişi bize "Çabuk çık oradan, seni almaya geliyorlar" diye uyarsın; coğrafyamız bu tür sanal münasebetsizliklere ve fantezilere açık değil.
Sayfa 132Kitabı okudu
Metaverse Cephesi
Genel manada ekran, ama özellikle cep telefonu üzerinden, farkına varamadan bir mıknatıs çekimine yakalanmış gibi, görünmez bir sınırı aşar ve kendimizi Matrix dünyasının varoşlarında buluruz.
Reklam
Matrix Dünyası veya "Zuckerland" Cephesi
Sanallığı hemen yanı başımızdaki alternatif bir dünya gibi hayal edersek aklımıza hemen 1999'da serinin ilk filminin çekimi gerçekleşen Matrix gelir. Yeni bir düzen kurmak isteyen yönetici bir güç, insanların bedenlerini makinelerde derin uykuya alır ve ruhlarını Matrix sanal âlemine hapseder.
13 Bu teorinin en büyük yanılgısı, senaryonun yazarlarının insanın " beden artı ruh" yapısını bilmemeleridir. İçinde yaşadığımız şu dört boyutlu zaman-mekân âleminin ötesinde, niteliğini bilmediğimiz bir boyut üstü boyut vardır. Bu sebeple **ruh
Cell can be isolated from tissues
The first step in isolating individual cells is to disrupt the extracellular matrix and cell-cell junctions that hold the cells together. For this purpose, a tissue sample is typically treated with proteolytic enzymes (such as trypsin and collagenase) to digest proteins in the extracellular matrix and with agents (such as ethylenediaminetetraacetic acid, or EDTA) that bind, or chelate, the Ca+2 on which cell-cell adhesion depends. The tissue can then be teased apart into single cells by gentle agitation.
Sayfa 440
Zaman Yolculuğu makinelerinin en harikası zihninizdir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
"Zihin için bir hapishaneden daha kötü olan şey, bir zihin hapishanesidir; içinde olduğunu bilmez, bu yüzden de kaçma isteği duymazsınız. Böyle be hapishanenin içinde olan bir insan, özgür bırakıldığını nasıl anlayabilir ki?" (Matrix ve Felsefe, William Irwin)
Matrix'in ilk filminde Ajan Smith'in Morpheus ile paylaştığı ilginç bir tespit söz konusudur. İnsanın canlıları sınıflandırmasında, kendisini memeli sınıfına koymasının hatalı olduğunu öne sürer. Çünkü yeryüzündeki bütün memeliler muhtaç oldukları doğa ile mükemmel bir denge içerisindedirler. Ama insan öyle değildir. Bulunduğu yeri sonuna kadar sömürür, yok eder ve kendisine yeni sömürülecek yerler arar. Canlılara baktığımızda bu tarz yaşayan bir canlı daha söz konudur. O da virüslerdir. İnsanlar da tıpkı virüsler gibi çoğalır, yok eder ve kendisine yeni yok edilecek yerler arar.
Every phase of the situation was successively eviscerated: the prenatal repugnance of uterine brothers, the Caesarean section, posthumity with respect to the father and, that rarer form, with respect to the mother, the fratricidal case known as the Childs Murder and rendered memorable by the impassioned plea of Mr Advocate Bushe which secured the acquittal of the wrongfully accused, the rights of primogeniture and king's bounty touching twins and triplets, miscarriages and infanticides, simulated or dissimulated, the acardiac foetus in foetu and aprosopia due to a congestion, the agnathia of certain chinless Chinamen (cited by Mr Candidate Mulligan) in consequence of defective reunion of the maxillary knobs along the medial line so that (as he said) one ear could hear what the other spoke, the benefits of anesthesia or twilight sleep, the prolongation of labour pains in advanced gravidancy by reason of pressure on the vein, the premature relentment of the amniotic fluid (as exemplified in the actual case) with consequent peril of sepsis to the matrix, artificial insemination by means of syringes, involution of the womb consequent upon the menopause, the problem of the perpetration of the species in the case of females impregnated by delinquent rape, that distressing manner of delivery called by the Brandenburghers Sturzgeburt, the recorded instances of multiseminal, twikindled and monstrous births conceived during the catamenic period or of consanguineous parents—in a word all the cases of human nativity which Aristotle has classified in his masterpiece with chromolithographic illustrations.
Matrix
Sen algıladığın, idrak ettiğin şeylerin doğru olduğunu ve hisse taalluk ettikleri için de hissedilmiş olduklarını idrak ettiğinden şüphe duymazsın. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den varid olan bir hadiste şöyle buyurulmaktadır: «İnsanlar uyku hâlindedir, ancak öldükleri zaman uyanırlar.» Bu hadiste, bu dünyada idrak ettiğiniz şeylerin tıpkı uyuyan bir insanın idrakı gibi bir şey olduğu uyarısında bulunulmaktadır. Hatta belki de uyuyan bir kimsenin uyku esnasındaki idrakıdır, onun aynısıdır. O ise, bir hayaldir.
Reklam
Matrix' te yaşıyor olmamız mı?
Başlangıç olarak yönümüzü bulmak için bu mantıksal olasılığı başka birkaç olasılıkla kıyaslayabiliriz. Matrix'te yaşıyor olmanız ve etrafınızda gördüğünüz ve görünüşte iştirak ettiğiniz tüm yaşamın, gerçek vücudunuz bir tür yüksek teknolojili kapsülün içinde hareketsiz yatarken sizi sakin tutmak için tasarlanmış sanal bir televizyon programı olması mantıken olasıdır. Karbon atomlarının var olmaması mantıken olasıdır; bilim insanlarına karbon atomu gibi görünen şeyler aslında tüm işi karbon atomu gibi davranmak olan uzaylıların kullandığı sonsuz sayıdaki minik uzay gemisidir. Sözde fosilleri ve çok sayıda ışıkyılı uzaktaki galaksilerden geliyormuş gibi görünen fotonlarıyla bütün evrenin yaklaşık altı bin yıl önce yaratılmış olması mantıken olasıdır. (Dünyanın, sözde hatıralar beyninize kurulmuş halde on dakika önce yaratılmış olması da mantıken olasıdır.) Kurgu için keyifli birer öncül olan bu tür mantıksal olasılıklar bulabiliriz, ama bunları, fiziğimizin, kimyamızın ve biyolojimizin gözden geçirilmesini ya da terk edilmesini sağlayacak işaretler olarak ciddiye almayız. Zombisel ônseziyi daha elle tutulur, daha dikkate değer kılacak bir şey var mıdır? Birçok düşünür var olduğunu düşünmüştür.
Sayfa 267 - AlfaKitabı okudu
Matrix geldi aklıma :)
Ya rüya olan geceleri gördüğüm değil de , gündüz yaşadığımı sandıklarımsa ...
Matrix
O zaman gerçek nerede ? Asıl gerçek zihinde . Öyleyse zihnini özgür bırak .
Sayfa 173 - Timaş
Sonuçta her şeye karşın biz de kavanozun içindeki bir beyin olabilir, deneyim makinesinde ya da Matrix'in içinde yaşıyor olabiliriz. (Böyle olmadığını nereden bileceksiniz?)
Hem Matrix hem de Truman Show'da sanal ve gerçek dünyalar arasındaki aydım çok net. Şimdi bir adım daha ileri gidelim: Peki ya sanal dünya ile gerçek dünya iç içe geçerse ve artık dönebileceğimiz bir " gerçek dünya " kalmazsa? Fransız düşünür Jean Baudrillard'ın(1929-2007) simülasyon teorisinden bahsediyorum. İçinde yaşadığımız postmodern toplumları bu şekilde tarif ediyor Baudrillard.
1.171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.