“Anlamıyorsun Maxon. Beni yüz üstü bırakmış olabilir ama en azından onu tanıyordum. Bunca zaman sonra hâlâ aramızda bir mesafe olduğunu hissediyorum. Seçim, sevgini bölmen için seni zorladı. Asla sana tamamıyla sahip olamayacağım. Hiçbirimiz olamayacağız.”
İlk kitabı baya iyiydi ama ikinci kitabı Elit oldukça sinir bozucuydu, buradaki tek adam akıllı karakter Aspen'di, Maxon ve America'dan için kitap boyunca ne yapıyor bunlar diye kızmadan edemedim, hatta bazı yerleri okumadan geçtim.
#seriyorumu
Beni Seç: 5/5 - 10/10 ️️️️️
Elit: 3/5 - 6/10 ️️️
Sonsuza Dek: 3,5/5 - 7/10 ️️️,
Kalbimin tüm seri boyunca çarpma sesi: Maxon, Maxon, Maxon
Üç kitabı 2 günden az bir sürede bitirdiğime mi şaşırayım, seri benim ayarlarımla oynadığı için mi üzüleyim yoksa Prens Maxon gibi birini tanıdığım için aşkla mı dolayım bilemez haldeyim. Neyse
Gazap ve Şafak vari fakat Maxon çok daha güçlü bi karakter.. ben aşık oldum ona.. değişik bi ütopya sınıflar, dereceler, seçimler... seri çok eski yeni okumaya başladim ne olacağını kitap isimlerinden az çok biliyorum ama okumak istiyorum...
Tekrar söylüyorum Maxorim beni seç
İsmini beğendiğim için okumaya başladığım ve bitirdiğimde de seri olduğunu öğrendiğim için keşke okumaya ilk kitaptan başlasaydım dediğim kitap...
America, (Esas kızımız olur kendisi.) sevgilisi Aspen'le (Aspen'de saray muhafımızdır.) ettiği kavga yüzünden prensle evlenmek isteyen kızlardan birisi olabilmek için form doldurur ve seçilmiş kızlardan birisi olur. Ama gelin görün ki prensle evlenip bir prenses olmak istemeyen tek kızdır ve bu da prens Maxon'un ilgisini çekmesi için yeter. Prens bu zamana kadar aşık olmayı bırak, gerçek bir arkadaşlık bile yaşamamış olduğu için bu seçilmiş kızlarla ne yapacağını bilemeyen, kafası karışık, America'ya ilgisi olan ama diğer kızları da cepte tutan, herkese tatlım diyen gereksiz bir insan.
Aspen'i sevdiğimi fazla belli etmiş olabilirim. Ve bu hikayenin sonunda üzülen Aspen ve ben olacağım gibi hissediyorum.
Gelelim muhafızımıza o da babasının ölümünden sonra ailesinin geçimini sağlamak için muhafız olur ve saraya getirilen kızların arasında eski sevgilisinin olduğunu görünce ona olan aşkının ve ne kadar pişman olduğunun farkına varır. (Şuan Aspen'e de sinir oldum. America, sen daha iyilerine layıksın.) Her şeyi düzeltmek için uğraşır ve saraya saldıran asilerden ve daha fazlasından kızı korumaya çalışır. Koruyor da ama aşkı için bir prensle savaşmaya gücünün yeteceğini sanmıyorum. Okuyup göreceğiz...
Herkese iyi okumalar.♡
Kitaptan beklentim neydi bilmiyorum ve açıkçası beğenmeyeceğimden korkuyordym ama çok keyifle okudum. Aşırı akıcı bir kitaptı, hiç elimden bırakmak istemedim. Okumaya başlamadan önce ön yargılarım vardı, örneğin Prens Maxon'un kaba saba ve sinirli bir karatker olmasını beklemiştim ama tam tersi çıktı. Ayrıca favori karakterim oldu. Olaylar
Öyle basit şeyler istiyorsun ki geri çeviremiyorum. Fakat benim hatırım için sadece Pazar günleri giy, lütfen. Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim.
Arkadaşın,
Maxon
Kitabı okurken fenalık geldi bana... Gel gitlerinden öylesine başım döndü ki yemin ediyorum kusacaktım artık... Yahu bir kitabın karakterleri bu kadar mı ne istediğini bilmez olur. America sınır tanımadı bu kitapta... Bir Aspen diyor bir Maxon... olmadı hepsi senin olsun kurtulalım yahuu... Maxon da mazallah ondan az değilmiş. O masum tavrı altında ne işler çeviriyormuş haberimiz yok! Bir de mazlum ayaklarına yatıyor pess... Hani sen bizim bildiğimiz prenslerden değildin be Maxon, meğer kaç kızı parmağında oynatıyormuşsun haberimiz yokmuş. Cıkkss boşa ortalığı Maxon diye yıkmışız, adam foss çıktı :( Kimin kimi istediği belli değil kimin kimi seçtiği belli değil şimdi gel de bunların aşkına inan! Ayy çok sinirlendim. Demek ki çıktığı zaman kitabı alip sonra yorumlar nedeniyle okumamakta haklıymışım. Herkese iyi okumalar...
Vecihi Hürkuş’un hayatını daha iyi öğrenebilmek ve bu öğrendiklerimden ilham almak amacıyla okumaya başladığım,çoğu yerinde Vecihi Bey’le benimde mutlu olduğum çoğu yerinde de ağlama noktasına geldiğim Cumhuriyet döneminin idealist kahramanı Vecihi Hürkuş’un biyografi türündeki eseri.
Kitapta Vecihi Hürkuş’un 1915-1969 yılları arasında yaşadıklarına ortak oluyor,yoluna çıkan engellere karşı olan tutumunu onun zihninden görüyoruz.
Okudukça da o döneme kıyasla yaptığı olağanüstü işlerinin farkına varacağınız bu “kahraman” şahsın bu kitabını kesinlikle okumalı ve ona yaşadığı dönemde yeterince görmediği saygıyı göstermeliyiz diye düşünüyorum.
Anısına saygı ve gururla...
Türk havacılık tarihinin ilk hava zaferini kazandıran, Kurtuluş Savaşımızın ilk ve son uçuşunu yapan, ilk Türk uçağını yapan, ilk sivil havacılık okulunu açan (ilk sivil kadın pilotumuz Bedriye Gökmen Bacı da burada yetişmiştir) bir kahramanın adı anıldığında akla ilk önce absürd bir Yeşilçam karakterinin gelmesi ne acı! Kafkas Cephesinde savaşırken uçağının müttefik Alman pilotlarca bozulması; ilk Türk uçağını yaptıktan sonra uçuş müsadesi olmadan uçtuğu için -ki bu izini verecek yetkili kurum bile yok- uçağına el konulan; ikinci Türk yapımı uçağı için Çekoslovakya'dan izin alıp gönüllü olarak yurt turu yaptıktan sonra uçağının tamiri için istediği miktar dahi reddedilen; Türk Hava Yollarından banka kredisiyle uçak alarak ilk sivil hava yolu şirketini kuran ama uçaklarına o uçakları satan firma tarafından uçuş müsaadesi verilmeyen aziz bir vatan kahramanının durumu milletimiz hakkında yazılı olmayan bir kuralı tekrar akıllara getiriyor: Bu ülkede hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Allahım daha önce hiçbir ana karakteri bu kadar pataklamak istememiştim, kitabı sinir krizi geçire geçire okudum.
İlk kitapta sevdiğim olaylardan biri yapabilecekken "ben diğer kızlar gibi değilim" yoluna çok girilmemiş olmasıydı, bu kitapta tamı tamına bu kelimele America'nın ağzından döküldü ve o anda bitti benim için. Bir kitapta okumayı en nefret ettiğim şeylerden biri çünkü bu, aşk üçgeni ike beraber ki sağolsun bu kitap onun da dibine vurdurmuştu. America bölümler boyunca "Ah onu da seviyorum... Ah ama onu da seviyorum!" deyip durdu. Kendisi Maxon'a onu sevdiğini söyledikten sonra Aspen'i öpmeye devam ederken bir sorun olduğunu düşünmüyordu ama Maxon başka kızları öpmeye başladıktan sonra aptal bir kıskançlık krizine girdi?? Maxon'u her halt için suçladı, asla destekleyici değildi ve asla yanında değildi. Buna rağmen Maxon onu gerçekten çok seviyordu ve onun America'ya olan sevgisini okumak beni çok üzdü çünkü cidden America bu sevgiyi hak etmiyor ve Maxon daha iyilerine layık.
Ayrıca America'nın aptalca hareketlerinden bir diğeri kast sistemini kaldırma fikrini mne sürmesi? Eminim o ülkede yaşayan herkes bunu bir kez düşünmüştür ve America'nın projesine gelmeden önce yapılan build up'dan sonra tek gecede düzeltilemeyeceği belli bir projenin çıkması beni gülme krizlerine sokacaktı. Gerçekten bu kadar aptal olamazsın dedim yani.
Öyle yani bence bu kitap serinin en kötü kitabıydı ve America'dan nefret etmeme sebep oldu. Üçüncğ kitap için hiç heyecanlı değilim çünkü kitabın arkasından anladığım kadarıyla hanımefendi hala iki erkek arasındaki seçimini yapamamış... Şaka gibi cidden