“eğer bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.” diyor marcus aurelius. dünya verdiğim değer kadar var. hayyam haklı; “ben varım diye var dünya, ben yok; o da yok.”
Bazı kapıları hiç açmayacaksın, küs mü kalmak gerekiyor, görüşmemek mi gerekiyor, öyle kalsın. İyi niyet her şeyin başı ama çözümü değil. Bazen iyi niyetle çekilmek, uzaklaşmak, kapatmak, başka yönlere bakmayı bilmek gerek. İyi niyetle son vermeyi bilmek gerek.
Nasip konusunda bilincim geliştikçe hüznümü kontrol edebiliyorum aslında ama sanırım mevzu bundan öte. Henüz belirsiz bir yol emek ve sevgiyle güzel olabilir eminim ama bunun ümidini dahi taşıyamayacak kadar ürkmüşüm. Belki çok güzel olacak mükâfat bileceğim ama inanamıyorum.
“Sağlıklı ilişkiler kendiliğinden oluşmaz, birlikte inşa edilirler. Rahatsızlık verici konuşmalarla, iki tarafın kırıldığı hususları ve birbirlerinin çocukluk travmalarını anlamaya ve bunlar üzerinde düşünmeye istekli olmalarıyla inşa edilirler.”
“Eğer bütün insanlığı uyandırmak istiyorsanız, bütünüyle kendinizi uyandırın.
Dünyadaki acıları bitirmek istiyorsanız, içinizdeki karanlığı ve negatif enerjiyi yok edin.
Aslında dünyaya verebileceğiniz en büyük hediye, kendi değişiminizdir.”
Yalan söylediklerini biliyoruz. Onlar da bize yalan söylediklerini biliyorlar. Bize yalan söylediklerinden haberdar olduğumuzu biliyorlar. Yalan söylediklerinin farkında olduğumuzu bildiklerini biliyoruz. Buna rağmen yine de yalan söylemeye devam ediyorlar.
Sessiz Kal:
1- Sinirlendiğinde sessiz kal.
2- Sözlerin birini inciltecekse sesiz kal.
3- Bağırmadan konuşamıyorsan sessiz kal.
4- Doğruyu bilmiyorsan sessiz kal.
5- Sözlerin yanlış anlaşılacaksa sessiz kal.
Unutma! Anlamlı bir sessizlik, anlamsız bir kelimeden daha iyidir..