Hayatı, İnanç ve Düşünce Oluşumu Savaşı
...bir İnanç Cephesi kuruyordu Akif ve arkadaşları. Artık onlar için günlük hayat yoktu. Şahsın geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği önemsizdi. Son Ümmet Kütlesinin bir parçasıydılar ve onunla birlikte vardılar. Ve o yok olacaksa onlar da yok olacaktılar.
"Âkif Bey'in bir talihsizliği vardı ki, hiç sormayın! Akif Bey, çileli bir insandı. İnsan evlenir. Evinde mes'ud olur, rahat eder, zihnini vücudunu dinlendirir. Dışarıda yorulup, üzülse, evinde teselli bulur, rahat eder... Fakat Akif'in evi, maalesef bir mâtemhâne idi. Hanımı, had safhada sinir rahatsızlığına düçar olmuştu. Evhamlar içindeydi. Sinir krizleri geçiriyordu. Devamlı ilaç kullanırdı. Zevcesi, Akif Bey'in ikinci bir hanımı olduğuna kâni idi. Akif Bey, "Hanım, bütün hafta beraberiz, bir Cuma günü namaza, İhsan Efendi'ye gidiyorum. İstersen oraya da gel beraber gidelim, seni de evine bırakırım..." dese de fayda etmez; kadıncağız, "Aaa, ben uyuduktan sonra, sen gidiyorsundur..." dermiş. Hatta komşularda düğünler olur, def sesleri duyulunca, "Akif'in düğünü oluyor" dermiş."
Sayfa 303 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Memleket yangın içinde. Hergün bir inkılap, hergün bir inkılap! Değişmeyen bir şey kalmamış. Memleket kimlerin elinde? Kimler hain olmuş, kimler vatansever!.. Bunların Akif Bey'e nasıl tesir ettiğini bir düşünmeli..."
Sayfa 302 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
"Hani, Ashâb-ı Kirâm, ayrılalım, derlerken, Mutlaka Sûre-i ve'l-Asr'ı okurmuş, bu neden? Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh; Başta îmân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh, Sonra hak, sonra sebat. İşte kuzum insanlık. Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık."
Sayfa 290 - Şule Yayınları | SafahatKitabı okuyor
"O nûru gönder, İlâhî, asırlar oldu, yeter! Bunaldı milletin âfâkı, bir sabah ister. İnâyetinle halâs et ki, dalga dalga zalâm İçinde kaynamasın çarpınıp duran İslâm! Bu secde-gâha kapanmış yanan yürekler için; Bütün solukları feryâd olan şu mahşer için; Harîm-i Ka'be'n için; sermedî Kitâb'ın için; Avâlimindeki âyât-ı bî-hisabın için; Nasîb-i dâimi hüsran kesilmiş ümmet için; Şu hâk-i pâke bürünmüş semâ-yı rahmet için; Biraz ufukları gülsün cihân-ı İslâm'ın! Hudûdu yok mu bu bitmez, tükenmez âlâmın?"
Sayfa 288 - Şule Yayınları | *Safahat / Hatıralar / Necid Çöllerinden Medîne’yeKitabı okuyor
Hayatı, İnancı ve Düşünce Oluşumu Savaşı
Şu yok, bu yok, hiç bir şey yoktur. Üstelik yok der bir ses bile yoktur. Ortalığı öylesine bir yokluk kaplamıştır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.