Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yalnız
Niye koşuyorsun? Davete mi geç kaldınız? Her zaman geç kalanlar bulunur. Hİndi dolması daha bitmemiştir. Bu gece insanların hindi yemesi gerekir. Bulamayanlar üzülür. Yılbaşı hindisi... Ooooo! Eğlenmek de zorunludur bu gece. Sinemalar, tiyatrolar, barlar doludur. Evlerde toplantılar vardır. Küçük bir toplantı demişti acukat. Göz kırpmıştı. 'Neydi o yılbaşı donattığımız masa. Şu Mehmet bey ne şakacı adam. Kırdı geçirdi bizi. Ama karısı... Sorma kardeş.' Küçük kumarlarınız vardır. On kuruşluk tombalalar. Şimdi kim bilir kaç evde, kim bilir kaç kadının 'Aman ayol, bu ne kötü şans böyle,' sözüne karşılık kim bilir kaç erkek 'Üzülmeyin; kumarda kaybeden aşkta kazanır,' diyordur. Kim bilir, kaç erkek de acele edip bu sözü ondan önce söyleyemediler diye onu kıskanıyordur. Biliyorum sizi. Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. Büyüklerinden korkarsınız. Akşamları elinizde paketlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?
Sayfa 38 - YKY YayınlarıKitabı okudu
Şeytan insandan da olur, melekten de.
Sayfa 43 - PanamaKitabı okudu
Reklam
Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır. Perdeyi açmak için doğru dili bulman lazım. Her dil aynı zamanda bir anahtardır.
Sayfa 45 - PanamaKitabı okudu
Aşk, yarini elinde tutan için sessiz ama sıcak bir ocak, ona kavuşamayanlar içinse öldürücü ve harlı bir ateşti.
Sayfa 79 - PanamaKitabı okudu
"Her insan bir yığıntı üzerinde. Savaşlar, kavgalar, para para para... Boğuluyorum."
Sayfa 97 - PanamaKitabı okudu
Selim'in acısı Mehmet Ağa ile karısının "ölenle ölünmez," "Tanrı'nın yazdığına boyun eğmeli" gibi beylik avuntularıyla geçecek gibi değildi.
Reklam
Ertesi gün ikindi üstü Mehmet Ağa'nın bağına gittiler. Onun yorumu şöyleydi: " İstanbul'da, yukarıda büyükler, kodamanlar tepişecek herhalde; bizlerse gene çalışıp didinip sağ kalmaya uğraşacağız."
Sayfa 62 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşar Kemal - Binboğalar Efsanesi
1876'da Türkmen'le Osmanlı arasında Çukurova'da bir savaş oldu. Osmanlı, Türkmen'i yerleştirmek, toprağa çakmak, ondan vergi almak, onu asker etmek istiyordu. Türkmen'se buna karşı koyuyordu. Döğüş, beter oldu. Bu döğüşte Türkmen yenildi ve iskân edildi. O gün, bu gündür, bu yenilginin acısı, iskânın kepazeleği, hiçbir Türkmen'in yüreğinden çıkmaz. Savaşta yenilmelerine, zorla iskân edilmelerine, sürülmelerine karşın, Türkmen'in hepsi buna boyun eğmedi. İskândan, sürgünden kaçanlar, gene eski yaşamları, konup göçmeyi sürdürürler.
Sayfa 21 - Kırşehir Kaman BelediyesiKitabı okudu
Binbir ismin sahibine yalvardım, Yaradan halimden bilmedi gitti, Felek vurdu zenbiline bel verdim, Varıyor dediğim olmadı gitti. Sel değdi yıkıldı gönül köprüsü, Hacer sandım kerpiç imiş yapısı, Örtülmüş açılmaz hacet kapısı, Bir dileğim kabul olmadı gitti.
Sayfa 45 - Kırşehir Kaman BelediyesiKitabı okudu
Arşın arşın çuha şalvar giyenler Kazan kazan pilavları yiyenler Sen ölme de, ben ölürüm diyenler Emmim, dayım yiğenlerim nic'oldu
Sayfa 52 - Kırşehir Kaman BelediyesiKitabı okudu
Reklam
Hani dost uğruna can baş verenler Hasretin söylesin gözle görenler Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler Evvel ayırmazdı gözünü benden
Sayfa 107 - Kırşehir Kaman BelediyesiKitabı okudu
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.