Bir gece bize gel. Merdivenler gıcırdamasın. Öyle yorgunum ki hiç sorma. Sen halimden anlarsın. Sabahlara kadar oturup konuşalım. Kimse duymasın. Mavi bir gökyüzümüz olsun, kanatlarımız.. dokunarak uçalım. İnsanlardan buz gibi soğudum, işte yalnız sen vardın. Öyle halsizim ki hiç sorma. anlarsın.
" Önümüzdeki yolda daima taşl ar olacak. Bunları tökezlenecek en geller olarak mı, yoksa üzerlerine basılacak merdivenler olarak mı göreceğiz?' '
--Ni etzsche
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun
Kanatlarımız dokunarak uçalım
İnsanlardan buz gibi soğudum
İşte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın
“Biraz da çocukluğuna inelim,” deyince Naz hızlıca Arden’e döndüm. O bizim kadar sarhoş değildi ve olacakların önüne geçebilirdi ama sanırım yapmayacaktı çünkü bana sadece sorun yok dercesine bakıyordu.
“İnmeyelim inmeyelim,” diye karşı çıktı Yağız tam da beklediğim gibi.
“Ama neden?” diye sordu Naz.
“Çünkü benim çocukluğuma inen merdivenler hep kırık dökük,” dedi Yağız gözleri boşluğa dalmışken. “İnerken düşüp bir taraflarımızı kırabiliriz.”
"önümüzdeki yolda daima taşlar olacak. bunları tökezlenecek engeller olarak mı, yoksa üzerlerine basılacak merdivenler olarak mı göreceğimiz, onları nasıl kullanacağımıza bağlıdır."