Korku, dereye aynı anda atılan taşlardan çıkan halkalar gibi iç içe geçerek büyüdü. Büyüdü ve her yeri kapladı. Hücrelere, genlere işledi. Korku, savaşı kazanmıştı. Yaşamı"korku" yönetiyordu. Düşünce yoktu! Olamazdı da! Korkunun olduğu yerde düşünce barınamazdı.