Dünya çapında belirli bir zaman aralığında çok övülmüş, bu övgüler merak edilerek globalden ülkemize sürüklenmiş bir kitap olarak geldi, Normal İnsanlar. Arka kapağını okuduğunuzda önyargılarınız ve negatif düşünceleriniz çoğu şeyin önüne geçebilir ve ben size bunların aksini söylemeyeceğim. Konusunu beğenmesem de işlenişi güzel olduğu sürece beklentimi az da olsa karşılayabilir diye düşündüğüm bu kitap maalesef bana hayal kırıklığı yaşatmak dışında hiçbir düşünce yarattırmadı. Belki de içinde büyüdüğümüz toplum ve ahlakî değerlerin farklılığındandır diye düşündüğüm bu kitapta cinselliğin tasvir edilişi ve gençler arasındaki anlam ve yaşanışı beni rahatsız etti, anlamsızlığı desem daha doğru olur. Hikayenin gidişatı beni sık sık kitabı okumaktan alıkoydu ve bırakma isteği uyandırdı. Statik ve beni sarmayan başından sonuna kadar kaç puan verip, beğenip beğenmeyeceğimin bilincinde olduğum bir kitaptı kendisi.
Bir basamak daha aşağı inildi mi, yabancılık başlayıverir: dünyanın “yoğun” olduğunu ayrımsamak, bir taşın ne denli yabancı, bizce kavranılmaz olduğunu, doğanın, bir görünümün bizi ne büyük bir güçle yok sayabileceğini sezinlemek.