Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emir Karahan

Emir Karahan
@mihailpahom
“cogito, ergo sum”
öğrenci ve düşünür
6 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Emir Karahan

Emir Karahan

, bir kitabı yarım bıraktı
Allah’sız Ahlak Mümkün mü?
Allah’sız Ahlak Mümkün mü?Enis Doko
8.3/10 · 135 okunma
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
İnsanoğlu İsa
İnsanoğlu İsaHalil Cibran
7.4/10 · 322 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanrı ve İsa Hakkında 12 Madde (Isaac Newton)
Ebedi ve ezeli, her yerde olan, her şeyi bilen, yüce, Dünya’yı ve gökleri yaratan tek Tanrı vardır: Baba ve O’nunla insanlar arasında tek bir aracı vardı: İnsan İsa. Baba hiçbir gözün görmediği ve göremeyeceği görünmez Tanrı’dır, diğer bütün varlıklar bazen görünebilir olurlar. Baba’nın kendinde yaşamı vardı ve Oğul’a da kendinde yaşam
Newton, kesin matematik formüllerinin doğayı tanımlamak için kullanılabileceğine; çünkü Tanrı'nın dünyayı yarattığına, onun yasaları ile düzene soktuğuna ve mükemmel sadeliğin yapıtaşlarını yerleştirdiğine inanıyordu. Newton'a göre Tanrı, Doğa Kitabı'nda bizimle matematik dili vasıtasıyla konuluyordu.
Reklam
Emir Karahan

Emir Karahan

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell
8.5/10 · 247,8bin okunma
Bir Aralık kıza aşık oldum.
"Hatırlarım: Hakikaten çocukluğumda iyi giyinmeyi çok severdim. Şemsi Efendi Mektebi'ne giderken bana giydirdikleri şalvar üzerine sardıkları kuşak beni çok sinirlendirirdi. Bilemezsiniz, ne zaman ki Askeri Rüştiye mektebine girip de mektebin resmi üniformasıni giydim, işte o zaman âdeta beliğime hâkim olmuşum gibi bana bir his, kendime bir kuvvet geldi. Bu elbiseyi giydiğim zaman on beş, on altı yaşındaydım. Annemin dediği gibi Şevki Paşa'nın kızına ders vermek için evlerine giderdim. Bir aralık kıza âşık oldum. Fakat ders harici hiçbir şey görüşmezdim. Nadiren, pek müstesna zamanlarda bir iki kelime söylemek fırsatını bulurdum. Manastır idadisine gittikten sonra tabiatıyla her şey unutuldu!" O zamanki Atatürk'ün arkadaşlarının ifadelerine göre bu kızcağız da o çocukluk çağında Atatürk'ü severmiş ve ölünceye kadar da kimse ile evlenmemiş. Ne hazindir ki Atatürk, Erkânıharp zabiti çıktıktan sonra bir kaza neticesinde yüzünün güzelliğini kaybederek tanınamayacak hale geldiğini duyduğu kızcağızı hastanede yatarken ziyaret etmiş ve kendisine izdivaç (evlenme) teklifinde bulunmuş. Fakat ne yazık ki o aralıkkızın ömrü vefa etmemiş, ölmüş.
Yüzü Gözü Yoğurt Olmuştu!
bu vaziyeti Atatürk şöyle anlatırdı; “- babam öldükten sonra annem ile birlikte dayımın köyüne gittik ve oraya yerleştik. Dayım tam manasıyla bir köy hayatı geçiriyordu. Çoçukluk bu ya, ben de o hayata derhal karıştım ve çok da hoşuma gitti. Dayım çiftlikte kahyalık ediyordu. bana da vazife verdi. Benim başlıca işim tarla bekçiliğiydi kardeşim makbule ile beraber bakla tarlasının kulübesinde otururur,  Tarladan kavgaları kovalamakla meşgul olurduk. hatta bir gün hiç unutmam makbule ile yoğurt yiyorduk, aramızda kavga çıktı. Makbule’nin başını tuttum ,yoğurt çanağının içine soktum. Yüzü gözü yoğurt olmuştu!” Atatürk çocukluğuna ait bu hatırayı anlatırken kahkahalarla gülerdi ve bu hikayeyi hemşirelerini gördükleri ve neşeli oldukları zaman ekseriyetle hemşirelerine de tekrar ettirirlerdi.
Sayfa 16 - AtatürkKitabı okudu
artık aynaya bakınca daha önce düşündüğüm her şeyi görüyorum, gözlerim bunları bana söylüyor...
Nereye gidersen git seni sevecek insanlar bulunacaktır.
Reklam
"Kendilerini bilgili olarak satanlar gerçekten en bilgisiz olanlardır."
32. O hâlde ölümün iyi bir şey olduğuna dair büyük bir umut bulunduğunu düşünebiliriz. Ölüm şu iki şıktan biridir. Ölüler ya hiç var olmaz ve hiçbir şey hissetmezler ya da söylendiği gibi ölüm bir değişimdir, ruhun buradan başka bir yere göç etmesidir. Hiçbir duygunun faaliyette bulunmaması hiçbir rüya görmediği derin bir uyku olması durumunda, ölüm muhteşem bir kazanç sayılabilirdi. Bir insanın hiçbir rüya görmeden uyuduğu bir geceyi hayatının diğer gece ve günleriyle karşılaştırdığını varsayalım. Bütün hayatı boyunca yaşadığı kaç gün ya da gecenin bu rüyasız geceden daha güzel ve hoş olduğuna karar vermesi gerektiğinde, sadece sıradan bir insan değil, kralların en büyüğü bile olsa bu gün ve gecelerin çok az olduğunu görecektir. Eğer ölüm öyle bir şeyse, ben onu bir kazanç olarak nitelerim, çünkü bu durumda sonsuzluk tek bir geceden daha uzun değilmiş gibi görünüyor. Öte yandan söylenenler doğruysa, yani ölüm buradan başka bir yere göç etmek anlamına geliyorsa ve bütün ölüler oradaysa, bundan büyük bir nimet düşünebilir misiniz sayın yargıçlar? Biri, yargıç olduklarını iddia edenlerden kurtularak Hades'e ulaştığın da,karşısında orada hüküm verdiklerine inanılan gerçek yargıçları; Minoas, Radamanthys, Aiakos ve Triptolemos ile yaşamları boyunca adil olan diğer yarı tanrıları bulunduğun da, bu göçün kötü bir şey olduğunu söyleyebilir miyiz?
Sayfa 61 - 32.Kitabı okudu
En büyük kanıtım da şudur...
En büyük kanıtım da şudur: Kötü bir şey yapmaya kalktığım anda, ilahi işaret kesinlikle bana engel olacaktı.
Sayfa 61 - 40cKitabı okudu
Emir Karahan tekrar paylaştı.
Yoksul çocukları esirgeyip korumak adına düzenlenen balolarda, göbekleri yeterince şişmiş adamların sabahlara kadar vur patlasın çal oynasın vakit geçirirlerken, bu çocukların okuma kitaplarını nasıl satın alabileceğinin hesabının yapıldığı bir dünyada bir bozukluk var demektir
artık ayrılma zamanı geldi
artık ayrılma zamanı geldi, yolumuza gidelim. ben ölmeye siz yaşamaya hangisi daha iyi bunu tanrıdan başka kimse bilemez.
Reklam
Ben Tanrı tarafından bu devlete gönderilmiş bir at sineğiyim.
“Ben Tanrı tarafından bu devlete gönderilmiş bir at sineğiyim. Ve bu devlet, koca cüssesi nedeniyle yavaş hareket edebilen ve canlanması gereken bir attır. Ben de Tanrı’nın bu devlete musallat ettiği bir at sineği gibi bütün gün boyunca her yerde sizi uyandırıyorum, hareketlendiriyorum, azarlıyorum ve ikna ediyorum. Ve eğer Tanrı sizi düşünerek bir at sineği daha göndermezse, hayatınızın geri kalanını uyuyarak geçirirsiniz.
Hiçbir kötülük benimle sona ermeyecek.
Atinalılar, Meletos'un iddianamesinde belirttiği üzere yasaları ihlal etmediğim konusunda kendimi uzun uzasıya savunmama gerek yok sanırım. Ancak, benden nefret edenlerin çok olduğuna ilişkin daha önce anlattıklarımın doğruluğuna inanın. Eğer edilirsem, beni mahkúm ettirecek olan Anytos'la Meletos'un suçlamaları değil, işte bu, yani kalabalığın iftirası ve hasedi olacak. Bildiğiniz gibi, iftirayla haset başka birçok dürüst insanı mahvetti ve mahvetmeye devam edecek sanırım. Hiçbir kötülük benimle sona ermeyecek.
Sayfa 46 - platon 16Kitabı okudu
Matryona içini çekti, “Şu atasözü ne kadar doğruymuş; ‘bir kişi annesi babası olmadan yaşayabilir, ama tanrı olmadan yaşayamaz.’”