"Şarabı kokladılar, kadehlere doldurdular, az sonra patlak verecek fırtınanın kararttığı pencereden sızan ışıkta rengine baktılar.."
Sayfa 538 - Can YayınlarıKitabı okudu
Mumya nasıl yapılır
Mumyalamanın mükemmel olması için her şeyden önce, burun deliklerinden bir demir kanca kullanarak beyni çekerler. Ellerinden gelen her şeyi çıkardıklarında, kalıntıları ilaç aşılaması yolu ile yıkarlar. Sonra, keskin bir obsidyen taş kullanarak böğür boyunca keserler. Böylece karındaki her şeyi çıkarırlar. Daha sonra karın temizlenir, palmiye şarabı ile durulanır ve arkasından tekrardan bu sefer tütsülenerek değil tozlu baharatlar ile durulanır ve dikilir. Ve bunu yapınca vücudu yetmiş günlüğüne, daha fazla değil, natron [bir dehidrasyon tuzu] ile yüklemiş olurlar ve mumya meydana getirilir. Yetmiş gün geçtikten sonra da bedeni yıkar ve reçine ile kaplanmış en iyi keten sargı bandajlarıyla baştan aşağı sararlar.
Reklam
Nasıl Porto şarabı içileceğini ve ciddi konulara değinmeden kibar konuşmaların nasıl yürütüleceğini öğrenmek zorundaydınız, ama elbette aslında ciddi konular hakkında konuşabileceğinizi ama bunu yapacak kadar vulgar olmadığınızı belli ederek. Kibar ve yapmacıklı tavırlara tam bir bağlılık söz konusu idi. O günlerde İngiliz kıyafetlerinin nasıl giyileceğini öğrenmek zorundaydınız. Uygun olan yapmacık tavır buydu. Ve bir kimse için tüm bunları yaptıktan sonra. bunları haklılaştırmaya ve "ya bunlar hakikaten de çok iyi" diye düşünmeye başlamamak çok az rastlanan bir durumdur. " Bunlar tam bana göre değil mi? " diye düşünmeye ve etkilenmeye başlar...
Avrupa genelinde yiyecek fiyatlarına bakıldığında asıl dikkat çekici olan, -ki bu Sanayi Devrimi sırasında da az çok geçerliydi- bize sıradan görü­ nen birçok yiyeceğin, nüfusun ufak bir kesiti dışında herkes için çok paha­lı olduğudur. iyi geçen yıllarda işçi sınıfına mensup Avrupalılar gelirlerinin %80'ini ekmek ve muadiline harcarlardı. Kötü hasat dönemlerindeyse bu ra­ kam %150'nin üzerine çıkardı. Başka bir deyişle açlıktan ölmek üzereydiler. ithal baharatlara kesinlikle paralan yetmiyordu fa kat yumurta, kümes hayvanları, yağ ve şaraba da ulaş­maları mümkün değildi.
Bakireden doğma efsaneleri aynı şekilde bütün zamanlarda ve coğrafyalarda karşımıza çıkar. Bir erkeğin bildik yardımı olmaksızın anne rahmine düştüğü ileri sürülenler arasında Dionysos, Perseus, Buda, Attis, Krişna, Horus, Mercury, Romulus ve haliyle İsa sayılabilir. Antik Yunan şarap tanrısı Dionysos ile Nasıra'lı İsa arasındaki paralelliklere bir bakalım. Her ikisinin de bakire bir fani kadından doğduğu söylenir, ama göklerin efendisine baba konumu yakıştırılır; her ikisinin de öldükten sonra dirildiği, suyu şaraba dönüştürdüğü, yaratıcının etini yeme ve kanını içme fikrini ortaya attığı ve insanlığın kurtarıcısı olduğu ileri sürülür.
Sayfa 193 - AlfaKitabı okudu
Tek üzüm mevsiminin Sonbahar olduğunu nasıl söylersiniz? Oysa dinleyin beni; üzüm Kış mevsiminde olgunlaşır; içinde uyuyan özsuyu, fark etmeden titreşir ve rüyalarında görür şarabı. Ve İlkbahar'dır, zümrüt yeşili tanelerinden körpe salkımların oluştuğu. Ve Yaz'dır her taneden bal aktığı, salkımlarının güneş ışığıyla renklendiği. Eğer her mevsim taşıyorsa içinde diğer üçünü de, o zaman zamanın ve boşluğun her noktasında tektir onlar. Evet, zamandır en maharetli oyuncu ve insandır ona en fazla aldanan!
Reklam