Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
BİLİM ADAMI ATSIZ: Bilim adamı olarak Atsız tarihçi, dilci, edebiyatçı ve bibliyograftır. Bu bakımdan onun bu dört alandaki çalışmalarını ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek gerekir. TARİHİN İÇİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ Lisans öğrenimi Türk Dili ve Edebiyatı olmakla birlikte bilim adamı olarak Atsız her şeyden önce tarihçidir; ilmî çalışmalarının
Reklam
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler I. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser dizisinden çıkmış, 1971'de İstanbul'da Millî Eğitim Basımevi'nde basılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden seçilmiş ve bugünün Türkçesine çevrilmiş parçalardan meydana gelen bir eserdir; bu ciltteki seçmeler 308 sayfadır.
BİLİM ADAMI ATSIZ: Bilim adamı olarak Atsız tarihçi, dilci, edebiyatçı ve bibliyograftır. Bu bakımdan onun bu dört alandaki çalışmalarını ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek gerekir. TARİHİN İÇİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ Lisans öğrenimi Türk Dili ve Edebiyatı olmakla birlikte bilim adamı olarak Atsız her şeyden önce tarihçidir; ilmî çalışmalarının çoğu
Yankılar: 12 Aralık 1975 tarihli birçok gazete Atsız'ın ölüm haberini veriyordu. Milliyet, Haber ve Cumhuriyet'te kısaca. "Gazeteci, yazar ve şair Nihal Atsız, dün akşam İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. 70 yaşında vefat eden Atsız, evli ve 2 çocuk babasıydı. Cenazesi yarın toprağa verilecektir." Ve arkadan
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Reklam
Türk Ordusu Kıbrıs'ta: 20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusu, havadan ve denizden Kuzey Kıbrıs'a girer. 22 Temmuz akşamı, Türk hükümeti ateşkes kararı verir. 14 Ağustos 1974 sabahı Türk ordusu ikinci harekâtı başlatır. Atila Hattı olarak belirlenen sınırda durulur ve Kıbrıs adasının % 38'i Türklerin eline geçmiş olur. Birinci
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
Atsız'ın yazıları ve eserleriyle büyümüş genç bir edebiyat doktoru 19-20 Temmuz 1974 gecesini, eşi ve birkaç arkadaşıyla birlikte Kazakların efsanevi lideri Ali Bek Hakim'in evinde geçirmişti. 20 Temmuz sabahı erkenden uyanmış, evin balkonuna çıkmış, Salihli'nin temiz havasını ciğerlerine çekiyordu. Sabahın sessizliği birden radyolardan yükselen bir sesle yırtıldı. Türk ordusu Kıbrıs'a asker çıkarmıştı. Salihli'nin sokak ve caddeleri sessizce ağlıyor gibiydi. Genç edebiyat doktoru hüngür hüngür ağlıyordu. Az sonra balkona doluşan arkadaşları ve Türkistan Türkleri de hüngür hüngür ağlıyordu. O gün Tahran'da vakit birkaç saat ilerideydi. Adını Güney Azerbaycan'ın kutsal dağı Savalan'dan alan orta yaşlı şair, eşini ve çocuklarını uyandırmış, “bugün bizim için bayram" diyerek ailecek bayram alışverişine çıkmıştı. Rumların katlettiği anne ve çocuklarının resimlerini gören Atsız da hüngür hüngür ağlamıştı. 20 Temmuz'u izleyen günlerde askerlik şubelerinin önü dolmuştu. Türkler asker olmak ve Kıbrıs'ta savaşmak için sıraya girmişlerdi. Atsız'ın millî ruh dediği böyle bir şey olmalıydı.
Kimse tehlikede değil, tam da bu yüzden çaresiziz. Tehlikedeymiş gibi, bir şeyler elden gidiyormuş gibi davrananlar bunu ancak ellerine bir şeyler geçirmek istedikleri için yapıyorlar. Örneğin "İslam elden gidiyor", "milli manevi değerlerimizi kaybediyoruz" filan şeklinde ses çıkarmak, yalnızca, vavlı tuğralı yüzük üreten kuyumculara para kazandırdı. Kudüs'e ne oldu peki? Müslüman bir şair olarak bu soruya cevap vermeye utanıyorum. Utanıyorum fakat başım dik, alnım ak. Ümitsiz değilim. Ümitsiz olamayız, ümitsiz olmak bizi beslese dahi. Ümitsizlik demokrasinin bankalarından bir tanesidir çünkü. Ümitsiz bir insanı, ona ümit olarak kandırabilirsiniz mesela, önce onun ümidini tüketmekle başlarsanız işe. Taze bir zemin oluşur böylece potansiyel iktidara. Fakat elbette yalancıyı tazelemek istemeyiz. Tam da bu sebeple şairin bedbin olmaması ve Allah'a inanması gerekir.
Reklam
Mustafa Kemal Paşa , İslam dünyasında da bir kahraman olarak kabul edilmiştir.Hatta Pakistan’ın milli şairi Muhammed İkbal de dahil olmak üzere,pek çok şair ve yazar tarafından onunla ilgili eserler ortaya konmuştur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Birbirine benzeyen iki şair bulunamaz. Her birinin hayali, lisanı, usul-i ifadesi (anlatım tarzı) ve sevdiği başkadır. Bunların esrarını ve her birinin nasıl ve ne dediğini açacak, delil ve muhakeme ile tayin edecek yine tenkittir. Hikâye, roman, facia (dram) gibi eserlere gelince, bunlar da bulunan letafet-i şi'riyeyi (şiirsel güzelliği), güzel lisanı, istifadeli efkârı ve maişet-i milliyeye (millî hayata) olan münasebetini keşfedecek tenkid-i nazarîdir. Eser olur ki gayet güzel ve süslü lisan ile yazılmıştır; fakat, istifadesizdir. Eser olur ki lisanı kabadır, güzel değildir; fakat, açtığı efkâr pek kıymetlidir.
Sayfa 245Kitabı okudu
Ama şiirde, millî damga, zorunludur. Evet, şiir evrensel olduğu ölçüde millî, millî olduğu ölçüde evrenseldir. Dil ve kelimeler, onu dolaysız millet malı yapar. Şair, milletine kafasıyla, gönlüyle ve ruhuyla yapışıktır. (...) Milletini yaşar şair hep.
Nâzım Hikmet örneği gibi. Bir milletin büyük milli şairi yıllarca kendi vatanında yasak ediliyor. Kendi vatanında da milli şair ömrünün çoğunu hapiste geçiriyor. Sonra sonra, en acısı, o şair dünyanın en büyük şiir ustalarından biri olduğu halde, ölümünden sonra bazı yozlaşmışlar onun şiirine dil uzatıyorlar .Ben Nâzım Hikmet eleştiriye vurulmasın demiyorum.Nâzım gibi büyük bir şair ayaküstü harcanmaz, diyorum..
"Ey, Mustafa Kemal'lerin aziz yurdu,"
Mustafa Kemal Çanakkale'den 10 Aralık günü ayrıldı. 19 Aralık 1915'te de Müttefikler Çanakkale savaş topraklarından ayrıldı. 27 Ocak 1916'da Mustafa Kemal Edirne'ye geldi. 16. Kolor'undu'nun komutasını devraldı. Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) Bey'in girişimiyle Mustafa Kemal görkemli bir törenle Edirne'de karşılandı. Milli şair Mehmet Emin Yurdakul da "Ordunun Destanı" şiirinde Mustafa Kemal'in adını anmıştı. Belki de böylece Mustafa Kemal'in adı ilk defa bir şiirde yer alıyordu: "Ey, bugüne şahit olan sarp hisarlar, Ey, Kahraman Mehmet Çavuş, siperler, Ey, Mustafa Kemal'lerin aziz yurdu, Ey, toprağı kanlı dağlar, yanık yerler!" Türk milleti onu artık Anafartalar Kahramanı olarak anıyordu.
Sayfa 65 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
706 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.