Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
BİLİM ADAMI ATSIZ: Bilim adamı olarak Atsız tarihçi, dilci, edebiyatçı ve bibliyograftır. Bu bakımdan onun bu dört alandaki çalışmalarını ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek gerekir. TARİHİN İÇİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ Lisans öğrenimi Türk Dili ve Edebiyatı olmakla birlikte bilim adamı olarak Atsız her şeyden önce tarihçidir; ilmî çalışmalarının
Reklam
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler I. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser dizisinden çıkmış, 1971'de İstanbul'da Millî Eğitim Basımevi'nde basılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden seçilmiş ve bugünün Türkçesine çevrilmiş parçalardan meydana gelen bir eserdir; bu ciltteki seçmeler 308 sayfadır.
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Nazım Hikmet RAN ... " Mavi Gözlü Dev" , " Romantik Komünist" Kendisinin tanımıyla ; "Ben bir insan , Ben bir Türk şairi Nazım Hikmet Ben tepeden tırnağa insan Tepeden tırnağa kavga , hasret ve ümitten ibaret..." Nazım Hikmet' in hayatına çok fazla girmeden bazı noktalara değinmek istiyorum. Nazım Hikmet dedesinden de esinlenerek 12 yaşında şiire merak salmıştır. İlk aşkı 16 yaşındayken tadıyor ve bu karşılıksız aşkına , Sabihaya , Sende herkes gibisin şiirini yazıyor. Hatta bu şiir Cem Karaca tarafından bestelenmiştir. Hepimizin de bildiği şiirin dizeleri şöyle ; Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi sende herkes gibisin. Nazım Hikmet deyince elbette akla sürgün geliyor. Yazdığı şiirlerle orduyu isyana teşvik ettiği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı, vatandaşlıktan çıkarıldı vs. Hatta Atatürk'e bir af mektubu yazdığı ve bu mektubun da Atatürk'e ulaşmadığı söylenir. Kendisi milli mücadeleye katılmak isteyen, Türk diline önem veren şair ve yazardır. Memleket hasretinin şiirlerine yansımasını bir çok dizede görmek mümkün. Şiirlerinde Fütürizm akımından etkilenerek serbest ölçülü şiirler yazmıştır. Yasaklı olduğu dönemlerde bazı takma adlar kullandığını belirtmek gerekir. Bu eserine baktığımızda aşk, sevda , özlem, hasret , memleket sevdası , memleket özlemi , sürgünün verdiği elem ve bazı toplumsal sorunları görüyoruz. Hemen her duygudan izleri bulabileceğimiz bi şiir kitabı. Kitabın birisinde bi de otobiyografi var okumanızı tavsiye ediyorum. Herkese keyifli okumalar.
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken GülümNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202223,4bin okunma
BİLİM ADAMI ATSIZ: Bilim adamı olarak Atsız tarihçi, dilci, edebiyatçı ve bibliyograftır. Bu bakımdan onun bu dört alandaki çalışmalarını ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek gerekir. TARİHİN İÇİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ Lisans öğrenimi Türk Dili ve Edebiyatı olmakla birlikte bilim adamı olarak Atsız her şeyden önce tarihçidir; ilmî çalışmalarının çoğu
Yankılar: 12 Aralık 1975 tarihli birçok gazete Atsız'ın ölüm haberini veriyordu. Milliyet, Haber ve Cumhuriyet'te kısaca. "Gazeteci, yazar ve şair Nihal Atsız, dün akşam İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. 70 yaşında vefat eden Atsız, evli ve 2 çocuk babasıydı. Cenazesi yarın toprağa verilecektir." Ve arkadan
Reklam
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Türk Ordusu Kıbrıs'ta: 20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusu, havadan ve denizden Kuzey Kıbrıs'a girer. 22 Temmuz akşamı, Türk hükümeti ateşkes kararı verir. 14 Ağustos 1974 sabahı Türk ordusu ikinci harekâtı başlatır. Atila Hattı olarak belirlenen sınırda durulur ve Kıbrıs adasının % 38'i Türklerin eline geçmiş olur. Birinci
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
Atsız'ın yazıları ve eserleriyle büyümüş genç bir edebiyat doktoru 19-20 Temmuz 1974 gecesini, eşi ve birkaç arkadaşıyla birlikte Kazakların efsanevi lideri Ali Bek Hakim'in evinde geçirmişti. 20 Temmuz sabahı erkenden uyanmış, evin balkonuna çıkmış, Salihli'nin temiz havasını ciğerlerine çekiyordu. Sabahın sessizliği birden radyolardan yükselen bir sesle yırtıldı. Türk ordusu Kıbrıs'a asker çıkarmıştı. Salihli'nin sokak ve caddeleri sessizce ağlıyor gibiydi. Genç edebiyat doktoru hüngür hüngür ağlıyordu. Az sonra balkona doluşan arkadaşları ve Türkistan Türkleri de hüngür hüngür ağlıyordu. O gün Tahran'da vakit birkaç saat ilerideydi. Adını Güney Azerbaycan'ın kutsal dağı Savalan'dan alan orta yaşlı şair, eşini ve çocuklarını uyandırmış, “bugün bizim için bayram" diyerek ailecek bayram alışverişine çıkmıştı. Rumların katlettiği anne ve çocuklarının resimlerini gören Atsız da hüngür hüngür ağlamıştı. 20 Temmuz'u izleyen günlerde askerlik şubelerinin önü dolmuştu. Türkler asker olmak ve Kıbrıs'ta savaşmak için sıraya girmişlerdi. Atsız'ın millî ruh dediği böyle bir şey olmalıydı.
Reklam
Kimse tehlikede değil, tam da bu yüzden çaresiziz. Tehlikedeymiş gibi, bir şeyler elden gidiyormuş gibi davrananlar bunu ancak ellerine bir şeyler geçirmek istedikleri için yapıyorlar. Örneğin "İslam elden gidiyor", "milli manevi değerlerimizi kaybediyoruz" filan şeklinde ses çıkarmak, yalnızca, vavlı tuğralı yüzük üreten kuyumculara para kazandırdı. Kudüs'e ne oldu peki? Müslüman bir şair olarak bu soruya cevap vermeye utanıyorum. Utanıyorum fakat başım dik, alnım ak. Ümitsiz değilim. Ümitsiz olamayız, ümitsiz olmak bizi beslese dahi. Ümitsizlik demokrasinin bankalarından bir tanesidir çünkü. Ümitsiz bir insanı, ona ümit olarak kandırabilirsiniz mesela, önce onun ümidini tüketmekle başlarsanız işe. Taze bir zemin oluşur böylece potansiyel iktidara. Fakat elbette yalancıyı tazelemek istemeyiz. Tam da bu sebeple şairin bedbin olmaması ve Allah'a inanması gerekir.
Mustafa Kemal Paşa , İslam dünyasında da bir kahraman olarak kabul edilmiştir.Hatta Pakistan’ın milli şairi Muhammed İkbal de dahil olmak üzere,pek çok şair ve yazar tarafından onunla ilgili eserler ortaya konmuştur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Birbirine benzeyen iki şair bulunamaz. Her birinin hayali, lisanı, usul-i ifadesi (anlatım tarzı) ve sevdiği başkadır. Bunların esrarını ve her birinin nasıl ve ne dediğini açacak, delil ve muhakeme ile tayin edecek yine tenkittir. Hikâye, roman, facia (dram) gibi eserlere gelince, bunlar da bulunan letafet-i şi'riyeyi (şiirsel güzelliği), güzel lisanı, istifadeli efkârı ve maişet-i milliyeye (millî hayata) olan münasebetini keşfedecek tenkid-i nazarîdir. Eser olur ki gayet güzel ve süslü lisan ile yazılmıştır; fakat, istifadesizdir. Eser olur ki lisanı kabadır, güzel değildir; fakat, açtığı efkâr pek kıymetlidir.
Sayfa 245Kitabı okudu
456 syf.
9/10 puan verdi
Bir Mü'minin Biyografisi
OKUYUN, OKUTUN! Bu tavsiyeler öyle kolay kolay her kitap için verilemez. Ne okuyayım, sorusuna cevap vermek de kolay değildir. Kişinin eğitimi, yaşı, okuma alışkanlığı vs vs önemlidir. Lakin ben artık tereddütsüz herkese, her yaştan her fikirden her görüşten insana tavsiye edilebilecek bir eserle tanıştım ki çok geç oldu. Bırakın tavsiyeyi bir yerden para bulsam mesela, alıp tek tek dağıtıp "Mutlaka okuyun, okutun!" diyeceğim bir şaheser... Mithat Cemal Kuntay Mehmet Akif'le tanıştığında 18 yaşında Akif ise otuzlarında. Akif'in vefatına kadar süren bir dostluk... Yıllarca devam eden bir muhabbet... Mithat Cemal, Akif'le aynı dini hassasiyetleri paylaşmıyor. Fakat dostu Mısır Apartmanı'nın bir dairesinde, yoksulluk içinde, acılar çekerek vefat edince, "Hakikat uğruna hayatını feda eden!", hakikati haykırdığı için daha hayatta iken unutulan milli şair unutulmasın diye onunla olan anılarını kaleme alıyor. Böyle samimi, böyle tatlı bir dille yazılan kaç biyografi eseri vardır bilmiyorum. Lakin ben 445 sayfa boyunca suratımda bir gülümseme ile okudum. Hatta çoğu yerde sesli güldüm. Son iki sayfada da ağladım. Mithat Cemal eseri müthiş bir edebî dil, çok tatlı bir mizah ile yazmış. Ve hiç abartmadan, hatta yer yer eleştirerek yazdığı Mehmet Akif'e hayran olmamak elde değil. Eşsiz bir karakter. Mehmet Akif kesinlikle İstiklal Marşı şairi olmanın ötesinde bir değer. Kesinlikle yakından tanınması gereken bir karakter. Bu kitap, her edebiyatçının, her müminin, her öğretmenin, her öğrencinin, bu ülkenin her ferdinin okuması gereken bir eser. Okuyun, muhakkak okuyun.
Mithat Cemal Kuntay
Mithat Cemal Kuntay
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif ErsoyMithat Cemal Kuntay · Everest Yayınları · 0246 okunma
Ama şiirde, millî damga, zorunludur. Evet, şiir evrensel olduğu ölçüde millî, millî olduğu ölçüde evrenseldir. Dil ve kelimeler, onu dolaysız millet malı yapar. Şair, milletine kafasıyla, gönlüyle ve ruhuyla yapışıktır. (...) Milletini yaşar şair hep.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.