Aziz Nesin misali ‘’Adamı Zorla Deli Ederler’’. :)
Hele nerdeyse yüz soru içeren bir liste vardı ki, onu görünce iyice tepem atmıştı. Komünizmle ilişkiniz olup olmadığı araştırılıyordu o saçma sapan sorularda. Gereğinde hakkınızda polis soruşturması yapabilmek için, on iki yaşından beri otur­duğunuz her yerin adresi isteniyordu. "Teyzenizin ya da halanızın eşi komünist miydi?" türünden gülünç sorularla, nikah yoluyla bile olsa, ailenizde komünist olup olmadığı öğrenilmek isteniyordu. Bu soruya, "gerçi ailemde komünist yok ama, ben kendim öyleyim" diye bir yanıt yazmayı düşündüm.
Sayfa 215 - Yapı Kredi Yayınları
261 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Sonsöz
William Golding 1911 yılında İngiltere’de doğdu. Önce fen bilimleri, sonra da İngiliz edebiyatı okuyarak Oxford Üniversitesi’nde eğitim gördü. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce ve sonra uzun süre öğretmen olarak çalıştı. Savaşta deniz eri oldu; müttefiklerin Normandiya Çıkartması’na ve daha birçok çarpışmaya katılıp subaylığa yükseldi. Golding,
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,1bin okunma
Reklam
Ankara Palas’ın balo salonuna girince, bir de baktım, ezilmiş domates renginde, çok koyu kırmızı görkemli bir suare elbisesi giyen Şefika, Mustafa Kemal ile konuşmakta. Hemen Ruşen Eşref’lerin elinden koptum, anneme koştum, bir şey söylemeden yanında durdum. Şefika fena bozuldu; beni görmemezlikten geldi. Ama Mustafa Kemal durumun farkına
10/10 puan verdi
·
Beğendi
SEVGİ, DOĞA DİL VE KARACOĞLAN ÜZERİNE BİR İNCELEME
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu. Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti. Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
Karacaoğlan
KaracaoğlanMustafa Necati Karaer · Dergah Yayınları · 201769 okunma
Karşı sahile geçerken Lord Byron geldi aklıma. Topal doğ­duğu, bu yüzden de doğal olarak bir aşağılık duygusuna kapıl­dığı için, bu ünlü şair, ne denli iyi bir yüzücü olduğunu gözler önüne sermeye meraklıydi. Gerçi karada koşamıyordu ama; su­da hızla ve mükemmel yüzebildiğini dünya alemin bilmesini is­tiyordu. 1810'da Türkiye'ye geldiğinde, bunu kanıtlamanın yo­lunu buldu. Çanakkale Boğazı'nda suyun çok soğuk olmasına karşın, kendi iddiasına göre bir saat on dakikada Avrupa'dan Asya'ya yüzdü. Bunun üzerine, hemen bir şiir yazdı: Written After Swimming from Sestos to Abudos yani "Sestos'tan Abydos'a yüzdükten sonra yazılmıştır." (Eski Yunan tarihinde sık sık sö­zü edilen Sestos ile Abydos'un şimdiki coğrafuamızda yeni adları var mı diye ansiklopedilere baktım; ama bir şey bulama­dım.) Bu şiirinde teşhirci yanı bir hayli gelişmiş olan ünlü şair, Leander'in, karşı sahildeki sevgilisi Hero'ya kavuşmak için, ya­ni aşk uğruna Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçtiğini; kendisi­nin ise, "şan" uğruna bunu yaptığım söyler: "He swam for love as i for glory." Bunu gerçekten bir "şan" sayıyordu ve kısa ömrü boyunca, şiirlerinden çok bu marifetiyle övündü belki de.
pdf
SİYAH VE BEYAZDAN OLUŞAN GÖKKUŞAĞI
Ay, solgun yanan lambanın ışıklarının odayı tam olarak aydınlatamamasıyla odada oluşturduğu yarı uykulu bir halde çevresine gevşek ışınlar gönderiyordu. Bu loş ışıklar altında yarı esen rüzgar, karlara bürünmüş sokakların bembeyaz yansımalarıyla birlikte temas ettiği her yere ürkütücü ve bir o kadar esrarengiz hava katıyordu. Mevsimlerin
Reklam
58 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.