Osmanlı devleti yıkılıp yerine Türkiye Cumhuriyeti kurul muş ve rejim değişikliği olmuştu. Bu sebeple Şeyhü'l-İslamlık müessesesi lağvedilmiş olduğundan, kendisi, Mısır'a gitmek zorunda kalmıştır.
Burada, zahiren hali vakti yerinde görünmesine rağmen aşırı fakirlik ve geçim sıkıntısı içerisine düştü. Bu sıkıntılara, vakarlı bir şekilde göğüs gerdi. Bu sırada gazeteler, Hindistan Başkanı Gandi'nin, İngilizlerin, Hindistan'daki uygulamalarına karşı koymak için, ölüm orucu başlattığını haber verdiler. Haber, büyük yankı uyandırırken Mustafa Sabri Efendi'nin de hislerini galeyana getirdi.
Bunun üzerine, kendi zorunlu açlığı ile Gandi'nin feryadını ifade eden açlığını karşılaştıran bir şiir inşad etti. Gazeteler bunu şöyle neşrettiler:
Ölüm orucu tutmakta Gandi, Hindistanın direnişçi lideri
Bense, ölümün eşiğindeyim namım sarmışken Şeyhulİslam diye Hindi ve Sind'i.
İki oruç arasında acayip bir fark var bunu hiç tereddütsüz belirtmeli
O varlıklı iken yemiyor, benim açlığım yokluktan, Mısır'a misafir olduğumdan beri
Benim orucum tek bana ait, O'nun orucu bütün insanlık adına
Her ne kadar layık olmasam da benim orucum İslam adına
Ben ölsem de O hep var olsun benden sonra Asrımızın Müslümanları yaşasınlar her devirde Ahde vefasızlık ve dini zayi etseler de
Hind Sultanı olsa bile ölüp gidiyor açlıktan
Tıpkı benim gibi, hiç tanınmadan