Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Özlem
Özlem
@missdreamer
Okumak İptiladır Müptelalara Selam Olsun!
Hulusi tontişinin annesi :)
You may say im a dreamer but im not the only one...
Turizm
İstanbul
İstanbul
893 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Kalp bir bahçe gibidir. Mutlaka bir şeyler bitecektir. O halde güzel şeyler ekin ki güzel şeyler bitsin."
Mevlana
Sağlıklı kalp nedir?
Duygularımız kalp sağlığımızı nasıl etkiler?
Mutlu olursak daha mı sağlıklı oluruz?
Psikolog Hicran Tülüce ve kardiyolog Ahmet Taha Alper'in birlikte yazdıkları "Kalpleri Ayarlama Enstitüsü" gayet akıcı, sade ve bilgi odaklı bir kitap.
Mutluluğun kalp sağlığımız üzerindeki etkilerini, kalp mi yoksa beyin mi vücudun yöneticisi tartışmalarını, psikolojik rahatsızlıkların etkilerini, sevginin iyileştirici gücünü, depresyonun etkilerini azaltmanın yollarını, doğru nefes almanın önemini ve daha birçok önemli konuyu bünyesinde barındırıyor, nihayetinde tüm bunları sade bir dil ve örnek hikayelerle bizlere aktarıyor.
"Hayat, kalp atışımızın duyulması ve kaybolması arasındaki zamanda yaşadıklarımızdır."
Hayatla ilgili her şey kalbimize iyi ya da kötü izler bırakarak dokunuyor, bu da sağlığımızı iki farklı yönde etkileyebiliyor elbette.
O halde, kalplerimizi fazla yüklerinden kurtarmak dileğiyle..
Keyifli Okumalar!
Ölmeden önce yaşamamız gereken tek bir hayatımızı olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Lakin bu öyle bir durum ki, bunu çoğu zaman unutuyoruz ya da hayat gailesi içerisinde aklımızdan çıkıyor belki de kim bilir. İnsan gerçekten çok garip ve tahmin edilemeyen bir sosyal varlık.
Cem Mumcu'nun bu söyleşi tarzındaki kitabında farklı bir şeyler
Şamanlık, şifacılık konularına ilgi duyuyorsanız bu kitap tam size göre. Bu konu ile ilgili yazılan bazı kitapların aksine gayet anlaşılır, bilgilendirici ve akıcı bir şekilde ilerliyor.
Şaman geleneklerine göre daha bilinçli yaşamanın sırları ve evren hakkında enteresan bilgiler içeriyor ve aynı zamanda çakralar hakkında epey kapsamlı bilgiler de mevcut.
"Hayatta her şey zamanın içinde iz bırakır."
Keyifli Okumalar!
Okur Takip Önerileri
Karanlık empat, etkisi altına alma ve planını uygulama adımlarını sinsice uygulayan ve üç ayrı özellikten oluşan bir kötüdür. Karanlık empatı oluşturan bu üçlü; narsisizm, makyavelizm ve psikopatidir.
Karanlık empat, dışarıdan bakıldığında kibar bir tavır ve nazik bir gülümseme ile başlar oyununa ama sonu pek iyi olmaz maalesef bu oyunun.
Şunu belirtmek isterim ki; bir psikoloji kitabı olmasına rağmen, kitapta verilen örnekler, hikayeler ve açıklamalar gayet yerindeydi ve bir psikoloji kitabına göre kesinlikle hiç sıkıcı değildi. Aksine okudukça sevdim.
Kitaptan:
Başkalarının duygularını hissetmeyen kişi duygusal zarar vermekten çekinmez. Bu durumda karanlık empatların kullandığı empati toksik empatiye dönüşür.
Karanlık üçlünün her birinin ana düşüncesi şunlardır:
Narsis: "Herkes bana hayran, çok özel birisiyim."
Makyavelist: "İnsanlardan en yüksek faydayı nasıl sağlayabilirim?"
Psikopat: "Benimle uğraşan kişiler, her zaman pişman olacaktır."
Farkındalık oluşturan ve mutlaka işimize yarayacak bir eser. Psikoloji bilimine de ilgili iseniz, okunması elzemdir.
Keyifli Okumalar!
Karanlık Empat: Narsist- Psikopat - Makyavelist - Kendi Kendine Terapi SerisiHicran Tülüce · Destek Yayınları · 202337 okunma
Osman Cemal Kaygılı gerçekten anlattığını derinden hissettiren bir yazar. Kitabı okurken İstanbul sokaklarında çalınan şarkılara, türkülere eşlik edip, çingenelerle karşılıklı oynayıp, ninnilerle mahzunlaştım diyebilirim.
Bir nevi farklı ve enteresan bir aleme dalıyoruz kelimelerin büyüsüyle birlikte.
Muazzam ve mutlaka okunması gereken bir edebi eser "Çingeneler". Osman Cemal Kaygılı, dönemin yazarlarından farklı bir üslupla yazıyor ve İstanbul'un çeşitli semtlerindeki sosyal hayatı yaşatıyor romanında. Çingeneler, külhanbeyleri, hovardalık yapanlar, meyhaneleri gezenler vs. Hepsi ayrı bir dünya...
Keyifli Okumalar!
Hepimiz hayatımızda, belki çok değil ama zaman zaman bazı şeyleri ertelemişizdir muhakkak. Ara sıra olması bir sorun teşkil etmese de, bunun sürekli hale gelmiş olması artık bir sorun haline geldiğini vurgulamakta. Nihan Kaya, yapmış olduğu okumalar ve araştırmalar neticesinde kitabındaki alıntılarla ve kendi üzerinden verdiği örneklerle bizlere yararlı bilgiler aktarmakta.
Ertelemenin sadece tembellikle alakalı olmadığını aslına bakarsanız en önemli sebebinin mükemmeliyetçilik olduğunu vurguluyor Nihan Kaya.
Bir şeyleri daha iyi hatta en iyi yapmak adına hiçbir şey yapmamak. Yaptığın şey her ne ise en iyi versiyonunu yapmak zorunda hissetmek ve böylece hayattan bile zevk alamaz duruma gelmek...
Kitap; içten ve samimi bir konuşma havasında yazıldığı için rahatça okuma olanağı sağlıyor. Neyi neden yaptığımızı anlamaya dair, nedenlerine, sonuçlarına ve yanlış olanı düzeltmeye dair ve konu arada sırada biraz dağılıyor gibi olsa da örneklerle dopdolu ve oldukça samimi bir kitap olmuş bence.
Kendimize iyi ve şefkatli davranmamızı hatırlatan, iyi ya da kötü olacak korkusunu bir kenara bırakıp içimizden geldiği gibi lakin hayatımızı ertelemeden yaşamamızı salık veren Nihan Kaya'nın emeğine ve kalemine sağlık.
Keyifli Okumalar!
Kupa Kraliçesi, yazarın okuduğum ilk kitabı. Klasik müzik notaları eşliğinde bir yolculuğa çıkarıyor bizi Mizubayashi.
1939 yılında çıkan Çin-Japon Savaşı nedeniyle Paris'te aldığı konservatuar eğitimine ara vermek zorunda kalan Jun, aşık olduğu kadın Anna'yı (kupa kraliçesini) bırakarak Japonya'ya dönmek zorunda kalır. Ve maalesef aşkları yarım kalır.
Savaştan yıllar sonra Jun'un torunu Otohiko'nun yazdığı bir roman, sonradan (üvey) kuzen olacakları anlaşılan Mizune'nin dikkatini çeker ve bir şekilde yazara ulaşan Mizune ile Otohiko arasında geçmişin izleri ve müziğin eşsiz notaları eşliğinde uzun bir yolculuk başlar.
Özellikle Şoştakoviç'in sekizinci senfonisi üzerine ilerleyen hikayede, Mozart'ın Konçertant Senfonisi ve Edward Elgar'ın Salut d'Amour'u da bizlere eşlik ediyor olacaklar.
Tuhaf ama tatlı tesadüfler eşliğinde ilerleyen romanda hem duygulanacak, hem şaşıracak, hem savaşa lanet edecek hem de müziğin keyfini süreceksiniz.
Başlangıç ve sonun yalnızlığı arasında boylu boyunca uzanan hayatlar...
Keyifli Okumalar!
Üç yüz yaşındaki bir armut ağacı olan Tristan'ın hayatı ve onun hayatına dahil olan insanların hayat hikayeleri anlatılıyor. Doğanın ve insanın benzerliği, birliği, güçlülüğü ve yaşamlarının zorluğu konu ediliyor. Sevginin önemi altı çizilerek anlatılıyor adeta. Yazarın akıcı, sıra dışı, yaratıcı ve dokunaklı anlatımını da ayrıca sevdim.
Tüm bunların yanı sıra ölümüne bir anlam katmaya çalışan Tristan'ın iç hesaplaşması da farklı bir hava katmakta hikayeye. Geçmişin gölgeleriyle yüzleşiyor bazı yerlerde. İnsanı ve doğayı farklı bir bakış açısı ile anlatıyor Didier Van Cauwelaert. Geçen uzun yıllar neticesinde çeşitli duyguları deneyimleyen Tristan, bazen insanları anlamaya hayli yaklaşsa da, bazı durumlar var ki, şaşkınlık içerisinde kalıveriyor sadece.
"Ölümden sonraki yaşamda ağaçlar ve insanlar da birbirine kavuşur mu?"
Doğaya, özellikle de ağaçlara farklı bir gözle bakmamızı sağlayan kitap!
Keyifli Okumalar!
"Yaşama nasıl bakıyorsak, nasıl duyuyorsak, nasıl hissediyorsak, nasıl konuşuyorsak, evren onu karşımıza çıkarır" diyor, yazarımız Nil Gün.
Olumlu düşünmeyi bir yaşam biçimine çevirmek istiyor musunuz?
Enerjinizi hayatın güzellikleri, evrenin yararı ve kendi lehinize çevirmek istiyor musunuz?
O halde düşüncelerinizi değiştirerek işe başlayabilirsiniz, çünkü düşüncelerinizi değiştirdiğinizde hayatınız da değişmeye başlıyor.
Yazarın okuduğum ilk kitabı lakin son olmayacağı kesin...
Nil Gün; aynı zamanda bir hipnoterapist ve NLP (Nörolinguistik Programlama - Duyu, Dil Programlama) eğitimcisidir. Okumakta fayda var diyorum.
Keyifli Okumalar!
Anti-ütopya edebiyatının akla gelen ilk romanlarından biridir. Yazıldığı dönem ve sisteme bakıldığında eleştirel bir yaklaşım olduğunu görmekteyiz zaten.
Cesur Yeni Dünya'da yalnızca toplum kavramı vardır, birey kavramı bulunmamaktadır. Ve bu varsayılan toplumun tüm istikrarı ve devamı uyku sırasında şartlandırmaya dayanan bir sistemle
Duygusal ve ruhsal bir uyanış yaşayan Kitty'nin yaşadıkları ve hissettikleri sevgili yazarımız William Somerset Maugham tarafından muazzam bir şekilde anlatılmıştır.
Kitty; 1920'li yıllarda Londra'da yaşayan, annesinin ve biraz da zamanın şartları gereği sadece iyi bir evlilik yapmaya odaklanmasına uğraşılan bir genç kızdır. Odaklanmak belki de hafif bir sözcük olarak bile kalabilir. Hayatının amacı budur, sanki sadece bunun için yetiştirilmiştir. İşte tam da böyle bir ortamda beklenilenin aksine ufukta herhangi bir evlilik olmadığı için Kitty panik yapmış ve sevmediği bir adamla sırf evlenmiş olmak için evlenmiştir.
Kitty, bu evliliği yaptıktan sonra yanlış yaptığını anlamış, pişman olmuş, zaaflarını öğrenmiş ve hayata ne kadar sığ baktığını anlamıştır. Lakin bu anlama sürecindeki hayatı biraz zorlu ve sancılı geçmiştir. Somerset Maugham ise bu süreci bizlere akıcı ve anlaşılır bir dille aktarmıştır.
Bir uyanışın hikayesi...
Keyifli Okumalar!
Bir Nefeste Dünya Mitolojisi bizleri keyifli bir yolculuğun içerisine davet ediyor.
Mark Daniels rehberliğinde yaptığımız mitolojik turumuz; Avustralya-Maori mitolojisinden başlayıp, Sümer, Mısır, Çin, Amerika, Yunan, Roma ve Nors mitolojilerinin isimleri, kökenleri ve hikayeleri ile devam ediyor.
Aynı hikayelerin farklı versiyonlarını dinlemek ve aradaki benzerlikler ile farklılıkları yakalamak aslında farklı kültürlerin birbirlerini etkilemesi ve benzeşmesi yönünden de gayet ilgi çekici duruyor bence. Kültürlerin etkileşimi ve toplumlara yansıması yönünden bakıldığında da faydalı bir eser olduğunu düşünüyorum.
Mitoloji sevenler kulübü kesinlikle tavsiye eder :)
Keyifli Okumalar!
"Hayal ederseniz, yapabilirsiniz."
Walt Disney
Kendimizi yaratıcılık konusunda eğitebilmeyi, geliştirebilmeyi ve keşfedebilmeyi sağlayacak muazzam ve sağlam fikirlerden oluşan "Unutulmuş Düşler Mağarası" bence herkesin, özellikle de günümüz "modern insanının" okuması gereken ve elbette okumakla kalmayıp anlaması ve tatbik etmesi gereken bir eser.
Herkesin içinde bir yaratıcılık vardır fakat bunu harekete geçirmek yine bizlere bağlıdır. Yaratıcı düşüncenin gelişebilmesi için, bizim de, beynimizi bu yönde çalıştırıyor olmamız ve biraz da sakin ve stresten uzak olmamız aslında yeterli bir durum. Fakat bunun bilincinde de olmak lazım ki bu yaratıcılık hayata geçirilebilsin.
Oturup ilham gelsin diye beklemek yok, onun peşinden koşmak var.
İmkansız diye bir şey de yok, inanmak var.
Sakin kalmak var.
Önyargıları yıkıp, hayal dünyamızı genişletmek var...
İnsanı sarsan, kendine getiren, harekete geçiren ve kendimize olan inancımızı tazelememize yardımcı bir kitap. Herkes mutlaka okumalı!
Albert Einstein'ın müthiş sözüyle noktalamak istiyorum incelememi.
"Yaratıcılık bulaşıcıdır. Bulaştırın!"
Keyifli Okumalar!
Peride Celal ile tanışma kitabım "Mektup" oldu. Dört ayrı öyküden oluşan samimi bir kitap. Dili akıcı, anlatımı samimi, kelime seçimleri muazzam ve okuru kitabın içine çeken farklı bir havası var. Öyküden öyküye geçerken fazla yabancılık çekmiyor insan, alışıveriyor çabucak.
İlk öykümüz "Böcek"; bir kadının yaşadığı buhranı ve ardından gelen ışığı,
İkinci ve kitaba da ismini veren öykü "Mektup"; çeşitli sebeplerle yalnız kalmış Saffet beyi ve hayatını,
Üçüncüsü "Koşucu"; hayatın hengamesi içerisindeki mesafeleri ve
Son olarak "Kaçak" isimli öykümüz de; özgürlüğe yapılan yolculuğun tadını damağımızda bırakıyor.
Geç tanıştığım bir yazar Peride Celal fakat iyi ki dediklerimden oldu yine.
Keyifli Okumalar!
Başak Daşman'ın okuduğum ilk, fakat kendisinin ikinci kitabı "Gördüm Çiçeği". Ben çok sevdim. Farklı bir anlatım dili ve derinliği var. Kitap 10 ayrı kısa öyküden oluşuyor. Her öyküde farklı bir sorgulama var. Günümüz modern insanının yaşam tarzı, hayata bakışı, doğruları, yanlışları, düştüğü komik durumlar ve ağlanacak halleri belki de...
Bunun yanı sıra adalet sistemi, kadın olmak, özgüven, çıkar ilişkileri ve insana dair işler güçler vs.
Hepsinin ayrı bir havası var elbette ama ben sevdiğim üç tanesini yazmak isterim. Biri kitaba da adını veren "Gördüm Çiçeği" diğerleri ise; "Kıymet" ve "Kök"
Anlatım muazzam, ironi müthiş, öyküler derin. Aklına, emeğine sağlık sevgili Başak Daşman.
Güzel yazan insanlar hep yazsın, biz de ölüm bizi bu dünyadan alana dek okuyalım!
İyi ki kitaplar var...
Keyifli Okumalar!
