Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mızıka Kitaplık

Mızıka Kitaplık
@mizikakitaplik
Geniş zamanda okur, yazar, gezer. instagram.com/mizikakitaplik
128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Hayta
Her evin kapısının güvenle açık olduğu, insan seslerinin birbirine karıştığı, mutluluğun ve üzüntünün birlikte yaşandığı, çocukların seksek oynayarak ve seyyar salıncaklara binerek büyüdüğü, çiçek ve çilek kokularının her yeri sardığı, cumbalı evlerin olduğu sokaklara yani çocukluğuma götürdü “Hayta” beni. Kitabımızın başkahramanı Ömür. Herkes ona “Hayta” diye sesleniyor. Bu kelimenin anlamını öğrenince hiç de kendisine uygun olmadığını düşünüyor. Haksızlığa uğramanın acısıyla dokuz yaşında tanışıyor. Umudunu da hiç kaybetmiyor. Yaşadıklarından ve mahallesinden uzaklaşmak istiyor, yatılı bir liseye gidiyor. Yeni bir hayatın kapılarını aralıyor. Burada karşılaştığı insanlar kendini bulmasını sağlıyor. Ah, Ömür Hayta! Ah, Kalbiçiçek Hanım! Ah, Umut! Çocuklara yakıştırdığımız her kelime, yaptığımız her şaka onları nasıl derinden etkiliyor. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de bir kitap kaleme almış Anıl Basılı. Pes etmemeyi, umudu içimizde taşımayı, kendimiz olmayı, dostluğu, dayanışmayı, aile içi iletişimi anlatan sıcacık bir kitap. Yer yer gözlerim dolarak okuduğum “Hayta” bana da yeniden ne mi aşıladı? “UMUT” Son olarak “Hayta”yı 10 yaşından itibaren herkese tavsiye ediyorum.
Hayta
HaytaAnıl Basılı · Timaş İlk Genç Yayınları · 2023129 okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Çingene
Şems Hikmet zengin, kültürlü, eğitimli, saygın bir gençtir. Bir gün Kağıthane’nin yeşilliklerinde güzeller güzeli Ziba’yı görür ve ona vurulur. Ziba bir çingene kızıdır. Her şey burada düğümlenir. Toplumun o zamanlar çingenelere bakışı çok serttir. Çingeneler hakkında olur olmaz sözler konuşulur. Çingeneleri sevmek, onlarla evlenmek toplumda ayıplanır. Şems Hikmet, Ziba’yı eğitmek ve çevresinin kabul edeceği terbiyede yeniden yetiştirmek ister. Ziba ve ailesi bu durumu kabullense de Şems Hikmet’in çevresi bu durumu kabullenemez. Şems Hikmet, bu sınıf ayrımını yenebilecek mi? Ziba’yı toplumun istediği şekilde eğitebilecek mi? Beni şaşırtarak biten eserde ön yargıların, ötekileştirmelerin etkileri açık bir şekilde anlatılmış. Ah son pişmanlık!
Çingene
ÇingeneAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,592 okunma
147 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Eşekli Kütüphaneci
Yıllar sonra tekrar okuduğum bir kitap ve mücadelesine hayran aldığım Mustafa Güzelgöz. Öyle bir kütüphaneci düşünün ki eşek sırtına yüklediği tahta dolaplarla köy köy dolaşıp herkese kitap ulaştırsın. Kadınlar ve çocuklar da önceliği olsun. Ülkenin gelişmesinin, kalkınmasının öncelikle okumakla olacağını ve bunu aşılaması gerektiğini bilsin. Köylere yardım edebilecek her yere ulaşsın. Sadece okuma sevgisi aşılamakla kalmasın, insanlara gelir sağlayacak yollar açsın. Kısacası herkese dokunsun. Az bile anlattım Mustafa Güzelgöz’ü. Mustafa Güzelgöz’ün hikâyesini nasıl mı öğreniyoruz? Güzel Atlar Diyarı ya da Masallar Diyarı olarak bilinen Ürgüp’e gelen Dimitrios sayesinde. Dimitrios, yıllar önce topraklarından göçe zorlanan atalarının geçmişiyle tanışmak ister ve Ürgüp’e gelir. Bu amaç onu Mustafa Güzelgöz ve oğlu Aziz Güzelgöz’le tanıştırır. Bu tanışmanın sonucu ise yeni ve güzel bir mücadele doğurur. Eserin gerçek bir yaşam öyküsünü konu edindiğini öğrenince hayranlığınız daha da artıyor. Gezici kütüphanecilikle Anadolu’yu aydınlatan Mustafa Güzelgöz’e ve onun yaşamını kaleme alan Fakir Baykurt’a binlerce alkış. Son sözüm ise mutlaka ama mutlaka okuyun, okutun.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde
Toda’nın babası bir pasta şefidir. Her gün erkenden kalkıp tartolet ve pastalarını yapar. Ta ki güneyde çıkan savaşa kadar. Kısa bir süre sonra da askere alınır. Toda’ya babaannesi bakmaya başlar. Annesi ise sınırın öteki tarafındadır. Çok geçmeden babaannesi Toda’yı korumak için annesinin yanına göndermek ister. Toda, hiç tanımadığı insanlarla sınırın öteki tarafına gitmek için yola çıkar. Bu yolculukta küçük bir kızın gözünden savaşın çocuklar üzerindeki etkisi, ülkesinden ve sevdiklerinden ayrılmak zorunda olan insanlar, aile olma, küçük bir kalbin cesareti anlatılıyor. Savaşın soğukluğu, zorluğu, acısı yer yer mizah kullanılarak ve hassas bir dille anlatılmış. Çocuklar, gerçekte ya da kitaplarda savaşla tanışmasa. Biz de onlara savaşın ne demek olduğunu anlatmak zorunda kalmasak.
Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde
Babam Bir Çalıya DönüştüğündeJoke van Leeuwen · Çınar Yayınları · 201866 okunma
32 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Meyhanede Hanımlar
Gürpınar, Cumhuriyet sayesinde kadınların kazandığı hakların sosyal hayata yansımasını mizahi bir dille anlatmış. Aynı zamanda Batı’dan yaptığımız tiyatro uyarlamalarını da oldukça eleştirmiş. Bu kısacık kitaptan bazı alıntılar yapmak istiyorum: “Bir şeyi yaymak istiyor musunuz? Yasaklayın.” “…kadınları kafesten kurtaran Cumhuriyet’e sonsuz şükranlar…” “…kadın erkeğin arkadaşıdır, tasmalı koyunu değil.” “Bu memlekette keyfinizce eğlenmek istediniz mi konunuz komşunuz, bütün mahalle, bütün şehir itiraz eder, karşı çıkar… Açık, mertçe eğlenceye tahammül edemezler. Fakat gizli ahlaksızlık içimizi kemirir durur.”
Meyhanede Hanımlar
Meyhanede HanımlarHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20222,085 okunma
Reklam
154 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
kul
Bazen çevremdeki kadınları izlerken aileleri ve eşleri tarafından sevilmediklerini ya da yanlış sevildiklerini gözlemliyorum. Sevgiyi bilmeyince de bir ömür tek başına temizlik ve yemek yapmak, çocuklarına bakmak, eşinin ve çocuklarının her işini üstlenmek sevgi olarak algılanıyor. Yeter ki ağız tadı bozulmasın. Sen saçını süpürge et, yardım için elinden bir gün süpürge alınmasın. Bir de eşin azıcık senden yüz çevirse hatayı kendinde ara. Kendime bakmadım, çok konuştum, alttan almadım, adamı kaçırdım… Sonra nereden başlasan yarı yolda kalıyorsun. Bir gün olsun ruhunu okşamamışlar ki yaptığını ayıp sayma. Ama her şeye rağmen gücümüzle, inadımızla, inancımızla, mücadelemizle, umudumuzla nasıl da ayaktayız? Mercan’ın yaşadıkları da böyle. Onun da her kadın gibi duaları, istekleri, hayalleri, tutunduğu falları var. Ah kocası bir dönse, bir de çocuğu olsa… Onun neyi eksikti merdivenlerini sildiği apartmanın kadınlarından? Hiçbir şeyi. Eksikleri var. Kocası ve kocasının duyguları. Yine de dimdik ayakta Mercan. Yalnızlığına karşı mücadelesi ve umudu var. Çünkü diğer kadınlar gibi görülmek istiyor. Birçoğumuz gibi… Seray Şahiner’den okuduğum ikinci kitaptı. Kadın karakterler, dünümüzden ve bugününümüzden çıkıp satırlara girmiş. Hem güldüren hem düşündüren kadınlar.
Kul
KulSeray Şahiner · İnkılap Kitabevi · 20191,070 okunma
159 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Acımak
Zehra, bir Anadolu şehrinde idealist bir ilkokul öğretmenidir. Kendini çocukların eğitimine adar fakat acıma duygusundan yoksun, katı ve serttir. Bir gün babasının ölüm döşeğinde olduğunu haber alır. Bu zamana kadar yok saydığı babasını bir kez daha tanımadığını söylese de son kez babasını görmeye gider. Zorluklarla geçen hayatının tek sebebi babasıdır. Babasının eşyaları arasında bulduğu günlük ise tek tanık olarak bilmediği her şeyi Zehra’ya anlatır. Zehra’nın aile sevgisinden yoksun, acımasız biri olarak büyümesinin tek sebebi babası mıdır? Zehra, sonunda “acıma” duygusunu hissedip tamamlanacak mıdır? ”Acımak”ı yıllar önce okumuştum. İlk okuduğumda nasıl üzüldüğümü hatırlıyorum. İkinci okumam ise beni aynı hüzünlere boğmadı. Ah gençlik! Okurken dönemin birçok sorununu da görüyorsunuz. Torpil,tembellik, iftira, aldatma, ahlaki bozulma, devlet ve eğitim kurumlarında yaşanan aksaklıklar… Tabii, mantık insanı Zehra ile duygu insanı Mürşit Efendi’yi de karşılaştırarak okuyorsunuz.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,3bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
DANSA DAVET
“Dansa Davet” 1518 yılında Strasbourg’da yaşanan toplumsal bir histeri vakasına dayanıyor. Nedeni ise hâlâ bilinmiyormuş. Gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak kurgulanması beni oldukça şaşırttı ve okurken de rahatsız etti. Aynı zamanda eserde bir dönem eleştirisi yapılmış. Bu salgın karşısında kilisenin hiçbir şey yapmaması, zenginlik içinde yaşaması ve yönetimin yanlış kararlar alması sinirleri bir kat daha artırıyor. Ayrıca kitapta bize de bol bol yer verilmiş. Dönem padişahlarının yaptığı seferlerden dolayı halkın Türklerden korkusu oldukça fazlaydı. Kısa ve etkileyici bir eser. Ruhsal olarak dayanabilirseniz tavsiye ediyorum.
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,538 okunma
206 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ah, Anne
Eserde bir anne ile oğul üzerinden Doğu-Batı çatışmasını okuyoruz. Nazime Hanım; geleneklerine sıkı sıkı bağlı, değişimi reddeden, eski usul eğitimi savunan, baskıcı, bencil bir annedir. Eşinin vefatından sonra da biricik oğlu Nedim’i bu inançlarla yetiştirmeye kararlıdır. Hatta oğlunu kendi seçeceği bir gelinle evlendirmek ister. Büyüyene kadar Nedim’i herkesten sakınır, yanından uzaklaştırmaz. Nedim ise annesinin aksine Batı eğitimi almak, modern şartlarda yaşamak ister. Güç bela annesini ikna eder. Birçok bilgiyi öğrenir, birçok ülkeyi gezer. Tabii, seveceği kız da bu yönde olur. Rezzan; modern, eğitimli, çok güzeldir. Yani Nazime Hanım’ın istediği gelin anlayışının tamamen karşısındadır. Nedim, annesi ve büyük aşkı arasında nasıl bir karar verecek? Annesinin isteklerine boyun mu eğecek yoksa kalbinin sesini mi dinleyecek? ”Ah, Anne”nin bilindik bir konusu var. Tahmin ederek devam ediyorsunuz. Sizi hiç şaşırtmıyor. Dönemini de göz önünde bulundurunca yeşilçam tadında keyifli keyifli ilerliyor. Nazime Hanım’ın sık sık tekrarlanan özellikleri yer yer sıkıyor, kabul. Her sayfada baskıcı olduğunu o kadar çok hissediyorsunuz ki… Ayrıca 1900’lü yılların İstanbul’unu okumak da çok hoştu.
Ah, Anne
Ah, AnneFazlı Necip · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021473 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Ölüm Allah’ın Emri
Sondan başlayan bir eser düşününün. Bugüne göre düşünmesi kolay fakat 1870’li yıllarda bu tekniği deneyen ilk yazarmış Ahmet Mithat Efendi. Hikâye, birbirini çok seven iki âşığın ölüm haberiyle yani sonlarıyla başlıyor. Kanlı Mustafa Paşa’nın konağında cariye olan Sinesaf’ın ve Mustafa Paşa’nın yeğeni Sıtkı’nın aşkı. Ve bu aşkın arasına giren konağın yardımcısı Behice. Behice, kendinden on yaş küçük Sıtkı’ya saplantı derecesinde âşık olur. Sıtkı ve Sinesaf’ı ayırmak için olmadık entrikalar çevirir. Ahmet Mithat Efendi, sonu bilinen bir eserin de merakla okunacağını göstermek için eserini kaleme almış. Dönemine göre haklı da çıkmış. Konu bilindik fakat dönemin koşullarını gözler önüne seriyor. Olayların öncesini de merak ettiriyor. Yazarın olayların akışını sık sık kesip bilgi vermesi benim merakımı azaltsa da kısa sürede okunan eserlerden biri.
Ölüm Allah’ın Emri
Ölüm Allah’ın EmriAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,013 okunma
Reklam
592 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
Cevdet Bey ve Oğulları
1905-1970 yılları arasını kapsayan romanda üç kuşak üzerinden Türkiye’nin geçirdiği değişimi okuyoruz. Bu değişim Işıkçı ailesi üzerinden anlatılıyor. Osmanlının son yıllarında tüccar olup işlerini büyütmek ve istediği gibi bir aile hayatı kurmak isteyen Cevdet Bey. Bir amaca bağlanmak, halka faydalı olmak isteyen; gelişime ve değişime köy
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,9bin okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Lyon’da Düğün
Kitabımız üç öyküden oluşuyor. “Lyon’da Düğün” Fransız Devrimi sırasında ölümü bekleyen insanlara umut olan bir aşkı anlatıyor. “İki Yalnız İnsan” toplum tarafından dışlanmış iki insanın yıllar süren yalnızlıklarına çare oluşunu anlatıyor. “Wondrak” ise çirkinliğinden dolayı dışlanmış bir annenin hayattaki tek varlığı olan oğlunu askere göndermek istememesini ve savaş karşıtlığını anlatıyor.
Lyon’da Düğün
Lyon’da DüğünStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,9bin okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Muhtelif Evhamlar Kitabı
On öyküden oluşan eserde bizi nasıl evhamlar bekliyor? Gazetede okuduğumuz, pencereden gördüğümüz, sokakta ya da bir dükkânda yanından geçtiğimiz, ailemizdeki insanların ve özellikle içimizdeki benlerin evhamlarıyla karşılaşıyoruz. Evet, karşılaşıyoruz çünkü yüzler farklı olsa da yaşadıkları öylesine tanıdık. İkinci baharıyla etrafındaki her şeyi yeniden güzelleştirenler, çoktan batmış dünyanın bir sokağından gülümseyenler, vişneçürüğü renginde bir evde korkuyu ve şaşkınlığı yaşatanlar, geçmişin acısını yüzünden hayatına ve içimize yüzdürenler, yarım hayatla yarım kalan aşklar, çocukluğumuzdaki aile sofralarını hatırlatan bıyıklı tuzluklar ve anneye itiraf edilemeyip rüyaya yatılan, gerçeğe uyanılan sonlar… Öykülerin başlıkları ve öyküden önce yer verilen alıntılar sizi neyin beklediğini hissettiriyor. Birbiriyle bağlantılı öyküler ve öyküler arası geçiş yapan isimler dikkatinizi çekiyor. “Birbirini ıskalayan hayatlar” gibi. Yazarın dili ise öykülerde akıp gidiyor. Ayrıca “Muhtelif Evhamlar Kitabı” Haldun Taner Öykü Ödülü’nün, Ankara Üniversitesi Öykü Ödülü’nün, Notre Dame de Sion Liseliler Edebiyat Ödülü’nün sahibi olmuş. İlk kitap için oldukça başarılı değil mi? Son olarak geçmişini, acılarını, çocukluğunu, gençliğini, mutsuzluklarını eski eşyalar gibi uzun süre kullanılmayan odalara kapatanlar için bir kilit sesi olabilir. Tavsiyemdir.
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20197,4bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bir Çağ Yangını
Üç kuşağın yaşamına şahit olmuş bir ev. Daha doğrusu göz, kulak ve ses olmuş. Bu evin ve burada yaşayanların dışarısıyla bağlantısı yok. Dışarıda ve daha çok içeride yaşananları da bir kapı eşiği cininden öğreniyoruz. Nisa kör pencerelerde bazı varlıklarla konuşuyor, kardeşi Ömer odasında onu zaman zaman ziyaret eden arkadaşıyla… Arada sırada eve uğrayan bir baba ve gerçekle hayal arasında Nuh… Özlenen bir anne… Sesi hapseden bir sarnıç, konuşan bir incir ağacı… Geçmişin suçları, dışarıdaki tekinsiz yaşam… Ve her yeri saran bir yangın. Düşün ve gerçeğin, geçmişin ve şimdinin, gelenekselin ve modernizmin birlikte olduğu bir eser. Şiirsel ve kendine özgü dil ise her sayfada anlatımı daha da yoğunlaştırıyor. Bunlara simgesel ve parçalı anlatım da eklenince kolay okunmayan bir eser oluyor. Ömer’in arkadaşından ve babasından yola çıkarak eserin baskıcı bir dönemde kaleme alındığını düşündüm. Yazıldığı dönem ise 1981… Hulki Aktunç’un dili bana Sevim Burak’ı hatırlattı. “Bu sözcükleri nasıl yan yana getirmişler?” sorusunu düşündüren iki yazar. “Bir Çağ Yangını” aynı zamanda Abdi İpekçi Ödülü’nün de sahibi olmuş. Son olarak eseri tekrar okuyup bazı boşlukları doldurmam gerekiyor. Bir kez okunup anlaşılan bir roman olmadığı çok açık.
Bir Çağ Yangını
Bir Çağ YangınıHulki Aktunç · Yapı Kredı Yayınları · 202147 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Köprü Altındaki Aile
Armand sokakta yaşayan bir ihtiyardır. Geçimini ise dilenerek sağlar. Hayatından da oldukça memnundur. Kira ödemez, hırsızlardan korkmasına gerek yoktur, kimse için endişelenmez. Kimseyi özellikle çocukları istemez. Ta ki sokakta kalmış üç çekirge kuşu kalbini yumuşatana kadar. Kısacık ve sıcacık bir öykü okudum. Sevgiye, merhamete, paylaşmaya, arkadaşlığa, aile olmaya dair… 1959 Newbery Onur Ödülü’nün de sahibi olmuş. Son olarak “Köprü Altındaki Aile”yi dokuz yaşından itibaren herkese tavsiye ediyorum.
Köprü Altındaki Aile
Köprü Altındaki AileNatalie Savage Carlson · Beyaz Balina Yayınları · 2013211 okunma
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.