Yeni bir yazarla tanıştım. "Mutluluğu kaybettiğin yerde arama" dedi bana. Okudum, anladım, uygulamaya geçtim. Kişisel gelişim kitaplarının çoğunun hep aynı terane olduğunu düşünsem bile farklı bakış açısı kazandırıyor oluşu yadsınamaz. Kitapta yaralanınca niçin yarayı kapatmak yerine deşiyor oluşumuzun, takıntılarımızın, mutsuzluğun içine gömülmemizin nedenleri bir bir sıralanıyor. Mutluluğu görebilmek, dokunabilmek ve hissedebilmenin formülünü vermiyor olsa bile yaşanıyor olmasının mümkün oolduğunu zihnimize ilmek ilmek işleniyor.
"Hayat değişir.
Aşkı kaybederiz.
Arkadaşlarımızı kaybederiz.
Hiç kaybetmeyeceğimizi sandığımız
parçalarımızı kaybederiz.
Sonra, biz farkına bile varmadan bu parçalar geri
gelir.
Yeni bir aşk başlar.
Daha iyi arkadaşlar ediniriz.
Ve aynaya daha güçlü, daha bilge bir versiyonumuz
bakar.
Bir şeyler ne kadar kötüye giderse gitsin iyi günler de
gelecektir.
Güzel günler yaşayacağınızı ummak ve hayatta
karşınıza çıkan gülümsemeleri, neşeleri kabul etmek
hayatta ihtiyacınız olan şeydir."