Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek Amazonların Yunanlarla eski usul yay ve oklarla çarpışmak için göğüslerini kestiği miti kanıtlanmış olmasa da son dönemde göçebe İskitlerin kurganlarında (alanın dışındakiler için ölülerin gömüldüğü höyükler diyelim) yapılan DNA testleri ve diğer biyoarkeolojik analiz biçimleri sayesinde bölgede bu tür kadın savaşçılar bulunduğunu biliyoruz, ki bu da Karadeniz'den Moğolistan'a dek küçük kabileler halinde yaşayan savaşçı binici kadınların tarihsel varlığını ortaya koyuyor.
256 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Adriyatikten Çin seddine kadar uzanan Türk dünyası. Daha adımız Türk değilken Güney Sibirya'dan dünyaya yayılışımız. Aslı Türk olan Macarlar, Bulgarlar, iç içe geçtiğimiz birçok millet ve daha fazlası... "İslâm öncesi Türk tarihi sadece Orta Asya'da değil Kafkaslar ve Karadeniz'in kuzeyinde, hatta Macaristan ovalarına uzanan geniş sahada var olmuştur. Türk kökenli halklar tarih öncesi olarak adlandırılan dönemlerden 11. yüzyıla kadar, bugünkü Moğolistan'ın doğusundaki Kerulen Irmağı'ndan Tuna boylarına kadar doğu ve batı yönünde hareket etmişlerdir. Avrasya Türk Tarihi araştırmaları sonsuz derinlikte ve genişlikte bir -denizde ilerlemeye benzer."- Ahmet Taşağıl
Eski Türk Tarihi
Eski Türk TarihiAhmet Taşağıl · Kronik Yayınları · 202372 okunma
Reklam
Emir Timur Giriştiği her işte muvaffak olurken yirmi altı memleketin tacını başına geçirmiştir. Bunlar arasında Çağatay Hanedanı, Türkistan ve Moğolistan'daki Cet Hanedanı, Harizm, Horosan, Tataristan, Irak-ı Acem'de Beni Muzaffer, Irak-ı Arap'ta İlhanlılar ve Hind Hanedanı en mühimleriydi Ülkesi doğuda Çin Seddi'ne, kuzeyde Rusya içlerine, batıda Doğu Anadolu'ya, güneyde Mısır'a dayanıyordu. Kuvvetli cihangirin darbeleri altında hiçbir gücün kuvveti kalmıyordu. Askerlerin sadakati her türlü tasavvurun ötesindeydi. Yalnız canlarını değil, gerektiği zamanlarda mallarını ve ganimetlerini de hakanları yolunda feda ederlerdi. Timur da onlarla birlikte aynı sofrada yemek yerdi. Tasavvur ettiği bir şeyi asla terk etmez, verdiği emri geri almazdı. Kararlaştırdığı şey, onun için icra olunmuş hükmündeydi. Maziye asla teessüf etmez, istikbalden ise emin olmazdı. Ortaya çıkan her türlü hâlleri, metanetle karşılardı. Âlimlere, fakihlere, seyyidlere fevkalâde hürmet gösterirdi. Onların sohbetlerini dinlemek en büyük zevkiydi. Tüzükatı'nda: "Allah dostları âlimler ile devamlı irtibat hâlinde idim. Her işimde onlarla istişare ettim. Bunların hayır duaları bana zaferler kazan- dırdı" demektedir. Girdiği hiçbir memlekette de âlim ve şeyhlerin incitilmesine rıza göstermezdi. Savaş esnasında başarıya ulaşmak için hareketlilik ve şaşırtmaca gibi pek çok harp hilesine başvururdu. O kendisini takdim ederken genellikle “Biz ki, Mülûk-ı Turan; Emir-i Türkistan'ız. Biz ki Türk oğlu Türk'üz. Biz ki milletlerin en kadimi ve en ulusu Türk'ün başbuğuyuz" ifadelerini kullanırdı.
Türk kökenli halklar tarih öncesi olarak adlandırılan dönemlerden 11. yüzyıla kadar, bugünkü Moğolistan'ın doğusundaki Kerulen Irmağı'ndan Tuna boylarına kadar doğu ve batı yönünde hareket etmişlerdir.
Türkeş bir Turancıdır ve bazı işaretlerden onun aktif bir Turancı olduğunu tahmin edebiliyorum. Turancı hareketin ideoloğu sayılan, ellili yaşlarının ortasındaki İstanbul'da bir ortaokul öğretmeni olan Nihal Atsız ile temas hâlinedir. 27 Mayıs Hareketi ve hedefleri hakkında hâlâ yazılı bir çalışma olmaması bana anlamlı geliyor, fakat
Reklam
Abim de orduda askerdi, filipinler'deydi. Büyük ihtimalle artık hayatta değildir. Küçük kardeşim zaten moğolistan'da şavaşırken vefat etmişti. Bu korkunç düşünceler birden gönlümü bir fırtına gibi yardı geçti. Japonya bu kadar vatandaşı kurban ederek ne elde ediyordu?
Elektrik Güney Moğolistan'a yeniden geldi ve her yer aydınlandı. Ama ben karanlıkta kaldım.
The Horse Boy (At Çocuk, 2009) otistik spektrum bozukluğu olan küçük oğulları Rowan'a şifa sağlamak için Moğolistan'ın uzak bölgelerine seyahat ederek şamanları ve Ren geyiği çobanlarını arayan anne babanın, (bir gazateci/yazar ile bir akademisyen/bilim insanı)Rubert Isaacson ve Kristin Neff'in belgeseli. Rowan idrarını tutamaz; korkunç nöbetler yaşar ve nöbetlerin ardan bir türlü yatıştırılamaz.
Sayfa 73 - Kaknüs PsikolojiKitabı okudu
Kemal merhum ağızdan ağza, gönülden gönüle dağlar aşıp saraylardan çadırlara geçip ta Moğolistan'a kadar işleyip (etki edip) büyük bir cinsin sebeb-i kemali olabilirdi (büyük bir ırkın kültürel olgunlaşmasının sebebi olabilirdi)! Bu geçti. Şimdi ümit ve beklev (beklenti) Mehmet Emin'dedir... Büyük beyefendi, en büyük işiniz, yazılarınız olacaktır. Yaradanın size emanet ettiği "dili” cümleye verip gitmek borcunuzdur. Eğer bir satırı yazmayıp, bir sözü söylemeyip kaldırsanız (bir sözü söylemeden bırakırsanız), bütün ulus karşısında borçlu kalırsız! Tanrımız size çok vermiş, biz de sizden çokça istiyoruz, bekliyoruz.
Sayfa 156Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.