Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Gökçe

Kadınlar, hayatlarının kapılarını açıp onun ücra köşelerindeki katliamı incelediklerinde, çoğu zaman en önemli düş, hedef ve umutlarının azar azar öldürülmesine izin verdiklerini görürler. Orada cansız düşünceler, duygular ve arzular bulurlar; bunlar bir zamanlar hoş ve vaat edici olsa da, artık kanları çekilmiştir." - Kurtlarla Koşan Kadınlar
Reklam
Kendini en iyi aldatabilen, herkesten daha neşeli yaşar.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında, toplum normlarına uyma oranının normalliği, bu kurallardan sapma oranının ise normal dışını belirlediği görüşü oldukça egemendi. Ancak İkinci Dünya Savaşı‘ndan sonra, toplumların da bazen hasta olabileceğinin fark edilmesi üzerine bu görüş geçerliğini önemli ölçüde yitirmiştir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Davranış bilimciler normalliğin tanımı üzerinde bir görüş birliğine henüz varabilmiş değiller.
İnsan, varolduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur. En gelişmiş canlı olan insanın yine insan tarafından incelenmiş olması bunun başlıca nedeni olsa gerek.
Sayfa 1 - önsözKitabı okudu
Reklam
Davranışlarımızın gerisindeki dinamik mekanizmaları açıklamaya çalışan araştırmacıların yaşamlarını ve yapıtlarını karşılıklı incelediğimizde, kendi kişilik özelliklerinin geliştirdikleri kuramlara yansımış olduğunu açık bir biçimde görebiliriz. Örneğin Freud’un, insanı saldırgan ve yıkıcı bir varlık olarak tanımlaması ile onun pek de esnek olmayan ve karamsar kişiliği arasındaki paralellik birçok eleştirmenin gözünden kaçmamıştır.
Dikkatli bir gözlemci, rüyaların süregelen bilinç durumundan tamamen kopuk olmadığını anlamakta zorlanmayacaktır; çünkü neredeyse her rüyada, kökeni daha önceki gün ya da günlerde deneyimlenmiş izlenimlere, düşüncelere ve ruh hallerine dayanan bazı detaylara rastlanabilir.
Rüyalar, bilincin diğer içeriklerinin aksine psişik bir yapıya sahiptir; çünkü şekil ve anlamlarından anlayabileceğimiz üzere, bilinçli içerikler gibi sürekli bir gelişim sergilemezler.
çünkü genellikle bu kadar derinden hissedilen kederler, kişi çok güçlü bir direnç göstermeden açığa çıkamaz.
Freud, bastırılmış düşüncenin kendisini gizleme mekanizmasını, sansür olarak adlandırır. Sansür aynı zamanda, gün içinde bile, bir mantığı sonuna kadar götürmemize engel olan dirençtir. Sansür düşüncenin, rüya sahibi onu tanıyamayacak şekilde kılık değiştirene kadar açığa çıkmasına izin vermez. Rüyayı görene rüyasının arkasındaki düşüncenin ne olduğunu söylediğimizde, bastırmış olduğu karmaşaya direndiği gibi bize de karşı çıkacaktır.
Reklam
I. Kısım Rüyalar ve Psikanaliz
Freud rüya düşüncesini oluşturan arzuların açıkça kabul ettiğimiz arzularımız değil, acı verici olmaları sebebiyle bastırdığımız arzularımız olduğunu söyler. İşte arzularımız tam da bu sebeple, yani uyanık durumdayken bilincimizden uzak tutulmaları sebebiyle rüyalarımızda dolaylı olarak su yüzüne çıkarlar.
Sayfa 18 - Pinhan YayınlarıKitabı okuyor
Hayatımızı arzularımızın farkına varmak için mücadele ederek geçiririz: Yaptığımız her şey bir şeylerin olmasını ya da olmamasını istememizden kaynaklanır.
Rüyası, arzusunun giderilmiş halini temsil eder. Freud da her rüyanın bastırılmış bir arzunun giderilmesini temsil ettiğini söyler.
Sorumluluktan Kaçış
Psikolojik kökenli yorgunluk belirtileri, çocukluk yıllarında çevresinden gerekli desteği bulamamış ya da aşırı korunmuş olduğu için yetişkin yaşam için gerekli yetenekleri geliştirememiş insanlarda görülür. Bu kişilerin kendilerine güveni yoktur, diğer insanlarca olağan karşılanan zorlanmalar karşısında kendilerini yetersiz hissederler. Yakın çevrelerine aşırı bağımlı olmaları sonucu geliştirdikleri olumsuz duyguları baskı altında tutmaya çalışırlarsa da çoğu kez bunu başaramadıklarından ilişkileri sık sık bozulur. Bu durumun yarattığı yalnızlık ve sevgisizlik ise yorgunluk belirtilerini pekiştirdiğinden giderek bir kısır döngü oluşur.
Sayfa 101 - MetisKitabı okudu
Ruhsal Kökenli Yorgunluk
Bu tür yorgunluk belirtileri sabahtan akşama doğru giderek yoğunlaşırsa da, akşam saatlerinde günlük sorumlulukların sona ermesiyle oldukça hafifler. Eğer kişi hoşlandığı bir yaşantı içindeyse ya da akşam iyi vakit geçirebileceği bir yere gidiyorsa yorgunluk belirtileri tümden ortadan kalkabilir.
Sayfa 100 - MetisKitabı okudu
231 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.