Önceden bu saatlerde normal insanlar gibi lise ve üniversite aşklarımı, yitip giden dostlukları, uğradığım ihanetleri falan düşünüp üzülürdüm, şimdi de yazdığım tiyatro oyununu sahneletecek yönetmeni ben nasıl bulacağım, şiir kitaplarıma yönelik yayınevlerinden neden olumlu-olumsuz haber gelmiyor, ürettiğim sanat eserleri herhangi bir sonuca ulaştığında ve yeni şeyler üretemezsem bu boşluk hissiyle nasıl boğuşurum, memleket nereye gidiyor, ben nereye gidiyorum diye düşünüp kaygılanıyorum ve yine üzülüyorum.
Şunu fark ettim, bu ülkede normal insanların kaygılarını ve üzüntülerini paylaşsan da üzülüyorsun, marjinal kaygıların varsa da.
Her halükarda üzülüyorsun abi.
Ya da ben her halükarda üzülüyorum.
Aptal kaygılarım olduğunda da, marjinal kaygılarım olduğunda da.
Sanırım değişmeyen tek şey; üzülmek ve kaygı.
Bilimin ışığında değerlendirdiğimde işin içinden çıkabildiğimi hiç görmedim.
Uhreviyatla yoğrulmuş yoğun mistik duygular, hiç huzur vermedi, karabasan gibi üstüme çöktü.
Umursamadım, yüzleşmem gereken meseleler yok olmadı.
Umursadım, çözemedim.
Tutunamıyoruz hocam ☺️
Seni Seviyorum çünkü;anlamların kendi içlerinde bir karmaşası vardır,hayatta oluş nedenlerime ilişkin çok sık düşünür, bazan varlığımın sadece organik bir yaşam biçimi olduğunda karar kılardım.Çok kitap okur,çok fazla kitapta yaşardım.
Bir gün gözlerini gözlerimin içine sokup tam dudağını dudağıma döktün ve dedin ki:
"Hiçbir kitapta yazılanlar bu öpücük kadar gerçek olamaz"..
Dünya sahtekarlarla doludur azizim; insanlar samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim o koca koca kitapları devirmemiz, iki satır samimiyet bulabilmek içindir...
Uykusuzluk, cenneti bir işkence odasına dönüştürebilecek baş döndürücü bir bilinç açıklığıdır. O sürekli uyanıklıktan, unutuşun o amansız yokluğundan daha kötü bir şey olamaz.
Hiç tanımadan bir insana yakınlık duyabilmek için yüzünü görmek, sesini duymak, kalbini hissetmek gerekir ki geçmişteki tecrübelerde yerini bulabilsin. Herkese karşı yakınlık duymak sevilmek ihtiyacıdır, kendinizi herhangi birinin de doldurabileceği boşluklara bırakmayın.