İçeriden ve bazen dışarıdan bir tufan, bir lodos geçer üstümüzden ve hayatımızı yıkılan ağaçlar, çökmüş çatılar, antensiz teraslar ve enkazlar arasında buluveririz ve gün gelir bu yıkıntıdan çok azı kalır geriye. Çünkü yeniden inşa ederiz her şeyi. Elbette diktiğimiz yeni ağaçlar farklı yerlerde olacak ve serpilip büyümeleri zaman alacak. Üstelik enkazlar arasında hiç kimsenin yüreğinden ve aklından silemeyeceği yıkıntılar da olacak ama yeniyi kurma işi durmayacak.
Bir yüz görmeyi hayal ediyordu anneler, sevginin sıkı sıkıya bir yanağa ve bir alna değdiği bir yüz. Ve o yüzlerde yaşamın artık çocukluk günlerinden daha kötü geçtiğini söyleyen ilk çizgileri görmeyi.